2. Bölüm : O Benim Abim

2.2K 40 8
                                    



Hoş geldiniz! Oy vermeyi unutmayın lütfen.





Mardin'in çarşıları, bana hep bir masal dünyasını hatırlatır. Daracık taş sokaklarının etrafında, tarihin kokusunu taşıyan dükkanlar sıralanır. Renkli kumaşlar, el işi danteller ve geleneksel takılarla dolu vitrinler, her biri bir hikâyeyi anlatan ayrı bir dünya gibidir.

Adım attığım anda, tarihle iç içe geçmiş bu sokaklarda kendimi büyülü bir yolculuğun parçası gibi hissederim. Taş evlerin cumbaları, yılların ağırlığını taşıyan kapılar ve pencereler, bana Mardin'in derin köklerini hatırlatır. Her adımda tarihin tozunu solumak, geçmişin izlerini takip etmek gibidir.

Dükkanlar, zanaatkârların maharetli ellerinden çıkan eserlerle doludur. Bakır leğenlerden yükselen parlaklık, dükkanların önünde sergilenen gümüş takılarla yarışır. Her bir desen, her bir oyma işlemesi, bu dükkanlarda bir öykü anlatır gibi durur. Beni en çok etkileyen ise, el emeğiyle dokunmuş dantel örtülerin zarifliğidir. İnce işçiliğiyle her biri, bu sokakları adeta bir sanat galerisine dönüştürür.

Her köşe başında, bir sürprizle karşılaşma ihtimaliniz vardır. Geleneksel Mardin sabunları, taş işçiliğiyle oyulmuş eserler ve yöresel baharatlar, bu sokakların her birini ayrı bir karaktere sahip kılar. Her dükkanın rengârenk vitrinleri, bu eserleri sergilerken aynı zamanda Mardin'in zengin kültürel mirasına bir saygı duruşudur.

Güneşin altında parlayan bakır eşyalar, ahşap raflarda sıralanmış el yapımı ürünler ve tezgâhlarda sergilenen taze baharatlar ve meyveler, çarşıların canlılığını yansıtır. Sokakların daracık aralarında dolaşırken, esnafların ve yerel halkın neşeli sesleri, Mardin'in samimi ve sıcak atmosferini daha da hissettirir.

Babam Ahmet Ağanın zoruyla, Mehmet abiyle alışverişe çıkmıştık. O gün, çarşının renkleri ve tarih kokan atmosferi, beni içine çeken büyülü bir dünyaya taşımıştı.

Çarşıdaki hareketli dükkânlardan birine girdiğimizde, gözlerimi etrafa çevirdim. İncelikle işlenmiş kumaşlar ve zarif danteller arasında kaybolmuş gibiydim. Mehmet yanımda duruyordu, yüzünde samimi bir gülümsemeyle.

"İşte burası, Zühre. Çeyizlik alacağımız yer," dedi.

Başımı salladım ve etrafa göz gezdirdim. Birkaç adım attıktan sonra, güzel ve renkli kumaşları gördüm. Özellikle beyaz dantel dikkatimi çekti. Oraya doğru yönlendiğimde, Mehmet de yanıma geldi.

"Dantellerden hangisi hoşuna gitti?" diye sordu.

Ellerimle dantelleri incelerken, içimde hoş bir heyecan vardı. Mehmet'in yanında olması beni geriyordu. Alelacele elime gelen bir danteli ona uzattım.

"Bence bu beyaz olanı çok zarif durur," dedim ve Mehmet'e gülümsedim.

O da başını sallayarak, "Harika seçim. Eminim ki çeyizliklerin hepsi muhteşem olacak."

Dantelin yumuşak dokusunu parmaklarımla hissettim.

Mehmet, yanımda durdu ve omzuma hafifçe dokundu. "Bak Zühre, bu beyaz olanı senin için seçiyorum. Senin güzelliğin bu danteli daha da parlatacaktır."

Yüzümde hafif bir gülümseme belirdi. Onun seçimiyle onore olmuştum ancak bana neden bu kadar samimi davrandığını anlayamıyordum. Sonuçta, onun bir sevgilisi vardı.

Yeniden ZühreWhere stories live. Discover now