4. Bölüm : Sevda

3K 32 5
                                    



Oy vermeyi unutma lütfen.




Mehmet'in Ağzından

Üvey amcam Ahmed Ağa'nın baskısıyla kızı Zühre ile nişanlandım. 

Zavallı kız...

Daha reşit değildi. O kadar küçüktü ki. Nişanın ne anlama geldiğini bile anlamış değildi.
Zühre'nin sevimli yüzü ve ceylan gibi süzülen vücudu, ileride ne kadar güzel bir kadın olacağının sinyallerini şimdiden veriyordu doğrusu. Ancak benim ona karşı bir ilgim yoktu. Olamazdı da. Sevda olmasa bile bu mümkün değildi. Hele nişandan sonra bile bana "abi" diye seslendiğinde gerçeği daha net anladım...

O, benim için bir kardeş gibiydi. Ona karşı sevgim her zaman olacak, ancak arzu hissetmeyecektim.

Oysa ben, sürekli arzulayacağım ve cinsel hayatı doruklarda yaşayacağım bir kadını hayal ediyordum. Uğruna kendi canımı vereceğim bir kadının kocası olmak istiyordum. O kişi, Sevda'ydı.

Sevda...

Geçen sene bir iş görüşmesinde onunla tanışmıştık. Şeker gibi bir sesi, büyük ela gözleri, sarı saçları, manken gibi fiziği, güzel beyaz elleri ve cezbedici parfüm kokusu ile ilk gördüğüm an hatuna aşık oldum. Abayı yakmıştım. Ancak Sevda'nın etrafında birçok adam vardı ve hiçbirine yüz vermiyordu. Onu elde etmek zor oldu ama sonunda onunla sevgili olmayı başardım.

Nişan haberini duyduğunda sadece gülümsedi. Gözlerimin içine baktı. Ben, onun beni terk etmek isteyeceğini düşünüp içimde fırtınalar koparırken, dudaklarıma yaklaştı ve fısıldadı:

"Mehmet... Sen... Benden başka kimseyle evlenemezsin."

Belini kavradım ve kokusunu içime çektim.

"Neden?" diye sordum.

Gülümsedi.

"Çünkü sen bana aitsin." dedi ve o gece en ateşli anlarımızı yaşadık. Sevda'nın ilk defa birlikte olduğu erkek bendim. Onunla birlikteyken özel hissediyordum.

Bu güzel kadını, Zühre gibi bir çocuk için terk edemezdim. 

Sevda'nın bana getirdiği duygusal derinlik ve paylaştığımız anılar, bu ilişkinin sıradan bir bağlılıktan çok daha fazlasını ifade ettiğini hissettiriyordu. Her ne kadar Zühre ile nişanlanmış olsam da, Sevda ile aramızda oluşan bağlılık beni derinden etkiliyordu. Onunla paylaştığım her an, Zühre'den ziyade Sevda'nın yanında olmayı tercih edeceğimi gösteriyordu.

İzmir'e bir iş toplantısına gitmem gerekiyordu. Ahmet Ağa düğün hazırlıkları yüzünden başımı ağrıtsa da toplantının önemini biliyordu ve itiraz etmedi.

Ben de bu fırsatı değerlendirmek için otelde bir oda ayırttım. Otel görevlilerine de Ahmet Ağa beni sorarsa, "Toplantıda efendim deyin" dedim. Ancak otelde kalmayacaktık. Sevda'nın yazlığında bu iş gezisini birlikte geçirecektik. Böylelikle hem kafa dinleyecek hem de Ahmet Ağa belasından nasıl kurtulabileceğimin hesabını yapacaktım.

Ancak Sevda, benimle bu iş gezisini birlikte geçirmeyi planlamıştı. Böylece hem birlikte vakit geçirir hem de Ahmet Ağa'dan nasıl kurtulabileceğimi düşünürdük.

Uçağım indi ve toplantı yerine gitmek üzere hareket ettim. Ancak havaalanında Sevda'yı, elinde "Mehmet'im" yazılı bir pankartla beklerken gördüm. 

Gülümsedim ve içimden "Deli kız" dedim.

Yanına gittim, belinden tuttum. Hırsla ve özlemle kendime çekip dudaklarını öptüm. Vanilya kokusu etrafa yayılırken onun yanaklarını sıkıca kavradım. "Güzelim, neden bu kadar zahmet ettin? Zaten akşam yanına gelecektim" dedim. 

Yeniden ZühreKde žijí příběhy. Začni objevovat