¹⁴- Kim bu s*k?

14.3K 1.3K 763
                                    

14.Bölüm - Kim bu s*k?

Zavallı.

Nefesimin kesilmesi ile hızla gözlerimi açtığımda tanımadığım bir odanın tavanı ile karşılaştım. Göğsüm çok ağrıyordu. Öyle bir şeydi ki nefes aldıkça küçük küçük iğneler ciğerlerime batıyor gibiydi. Felaketti. Acıyla dudaklarım büzüldüğünde anında akmaya hazır sümüklerimi yukarı çektim. Sakin ol Eren. Sadece bir kabustu. Gerçekleşmiş olsa bile kabustu işte. Geçmişti. Kurtulmuştum. Feza beni kurtarmıştı.

Geçti... Geçti... Geçti...

O kadın artık bu evde değildi. Güvendeydim. Abilerim yanımdaydı. Sakin ol Eren. Sakinleş.

Neresiydi burası? Zihnimde şimdi ile öncesini bölen ince bir perde vardı sanki. Feza neredeydi? Mars? Merih? Güneş paneli?

Bir gece hastanede kalmıştım ve orada da sanırım verdikleri ilaçlardan kaynaklı hep uyumuştum. En son da uyuyordum zaten. Ne ara eve gelmiştim? Bu odayı bilmiyordum. Beşiğim neredeydi?

Bir süre büzülü dudaklarımla birinin gelip beni almasını bekledim. Kimse gelmedi. Gelmedikçe de içimde ki o huzursuzluk büyüyüp yerini derin bir korkuya bıraktı. Niye kimse gelmiyordu?

O kadın mı beni bir yere getirmişti? Kaçırmış mıydı yoksa? Hayır hayır hayır! Başkasına satılmak istemiyorum. Hepsi gıcık olsa bile abilerimle kalmak istiyordum. Korkuyorum. Kurtarın beni. Bu sessizlik çok korkutucu. Yalnız olmak istemiyorum.

Feza!!! Feza, söz bir daha yaramazlık yapmayacağım! Lütfen gel al beni! Özür dilerim.

Özür dilerim özür dilerim özür dilerim özür dilerim...

Bu küçük beden var gücü ile ağlamaya başladıktan çok kısa bir süre sonra odanın kapısı açılıp içeriye tanımadığım bir adam girdi.

Al işte! Daha önce hiç görmemiştim bu adamı ben. Bu sefer kesin kaçırılmıştım. Yoksa satılmış mıydım? Feza kendi isteği ile mi vermişti beni? Doğru. Zaten zorla bakıyordu ki bana. Küçük bir baş belasından kurtulmuş olurdu. Neden yanında tutsun ki beni? Mama isteyen yok. Sürekli ağlayan biri yok. Hepsi rahatlamıştır.

Ne güzel.

-"Oyy oyy yerim senin o minik dudaklarını. Ne oldu?" Diyerek yanıma yaklaşan ve etrafıma yastıktan yapılmış olan bariyerleri bozan heriften kaçmak için çırpındım.

Git! İstemiyorum git!

Adam beni kucağına aldığında ciğerlerim kan kusacakmışım gibi ağırsa bile daha çok ağladım. Hiçbir şeyi hiçbir yeri bilmiyordum. Kimseyi tanımıyordum. Bu bedenle kaçmam imkansızdı. Bu adam beni döver miydi organlarımı mı satardı yoksa gözlerimi oyup otuz altı yerimden bıçaklayarak çalılıklara mı atardı?

küçük ayı ve büyük ayılarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin