13. Bölüm "Zindan"

7.8K 544 17
                                    

Gözlerimi karanlıkta açtım.

Sert bir zeminin üzerinde yatıyordum.

Neredeydim?

Ne olmuştu en son?

Bayılmış mıydım?

Zorlukla doğruldum. Karanlık olan bir yerdeydim. Sadece demirlerin diğer tarafında bir meşale vardı.

Bir dakika demirler mi?

Neredeydim ben!?

Ellerim çok sıkı bağlanmıştı. Etrafa göz gezdirmeye başladım.

Zindandaydım!

O adam beni bayılttıktan sonra beni buraya getirmişlerdi.

Zorlukla ayağa kalktım.

Zindan demirlerini çürütmeyim diye ellerimi bağlamışlardı.

Demirliklere doğru ilerledim.

"Kimse yok mu?" Diye bağırdım fakat hiçbir hareketlilik veya bir ses olmadı.

Bir kaç saatim sadece bağırıp ve çağırmakla geçti.

En sonunda pes edip yere oturdum. Sırtımı duvara yaslayıp başımı duvara dayadım.

Gördüğüm o rüya... yine onu görmüştüm.

Enzo diye seslendiğim o çocuk ve ben.

Aslında Enzo Kara Meleği andırıyordu.

Gökyüzünü kızıla bürütüyordu. O yakınımdayken gölgeler dalgalanıyordu. Görünüşü herkesten farklıydı. Muazzam bir güzelliği vardı.

Gözleri çok güzeldi.

Peki ya ben ne alakaydım? Ben neden onun yanındaydım üstelik onun gerçek bile olduğundan emin değildim...

Bazı şeyleri anlamlandıramıyordum.

Derin bir nefes aldım.

Ellerimi çözmeye çalışıyordum. Kanatlarımı bile bağlamışlardı!

Kendimle cebelleştiğim sıralarda kapının kilidi açıldı. Anında durup kapıya doğru baktım.

Tahta kapı yavaşça açıldı. Bakışlarım gelen kişiyi arıyordu.

Bir an onun geldiğini sandığımda kalbim sıkıştı. Sarı gözleri elmas gibi parlayan o çocuğun geldiğini sandım fakat sadece bir hayalden ibaretti. Görüntüsü bir anda kayboldu yerini ise babama bıraktı.

Yüzüm anında düştü.

Bana doğru ilerlemeye başladığında kapı ardından kilitlendi.

Demirlerin karşısında dikiliyordu ve bana küçümseyen bakışlarını atmaktan çekinmiyordu.

Kaçarsam beni bulacağını söylemişti ve bulmuştu da.

Bu yeni fark ettiğim ayrıntıyla yüzüm daha çok düştü.

Bana karşı olan zaferini belli edercesine bakıyordu.

Yüzüne nasıl bakıyordum bilmiyordum ama dudakları yavaşça kıvrıldı.

"Seni bu kadar öfkelendiren şey ne? Seni yakaladığım için mi yoksa öleceğin için mi?"

"Ölmemi bu kadar çok istediğinizi bilmiyordum majesteleri."

Ona artık baba demek istemiyordum. Gerçi şuana kadar hiç babammış gibide davranmamıştı. Ona baba demem onu tiksindiriyordu. Aslında düşünüyordum da beni aile hiç dahil etmemişlerdi. Gerçi onlarada hiç benzemiyordum ama neyse.

Kara MelekWhere stories live. Discover now