7

110 6 4
                                    

-Mehmed kalk Mehmed!

Mehmedi uyandırmaya çalışıyordum.Sabah olmuştu.Uyuyakalmıştık.Eğer olur da Şahi Hatun görmeden odama dönmezsem başım büyük belaya girerdi.Nerede olduğumu ikide bir sorup dururdu.Ona yalan söyleyemezdim.Beni çok iyi tanıyordu.

-Mehmed kalk diyorum duymuyor musun?MEHMED!!!

-Aaa ne bağırıyorsun Lale uyuyorum burada.

-SABAH OLDU!!

-Sabah olduysa ne olmuş.

Diyip geri yatmıştı.Başını yastığa koyduğu gibi tekrar doğrulmuş

-Ne sabah mı oldu?Uyuya mı kaldık biz?

-Evet kalk hemen saraya gitmemiz gerek.

-Hemen hemen gidelim babam da sabah benimle konuşmak için odasına çağırmıştı.

Diyerek hızlı bir şekilde kalkmış.Odadan çıkmıştı.

-Beni bekle Mehmed.Pelerinimi giyemiyorum.

Hızlıca yanıma gelmiş.Pelerinimin düğmelerini iliklemiş, elimi tutarak koşmaya başlamıştı.O kadar hızlı koşuyorduk ki sanki biri bizi kovalıyor da yakalamaya çalışıyor gibiydi.

Şu an sarayın bahçesindeydik.Mehmedi bir ağacın altına çekerek konuşmaya başladım.

-Olur da yakalanırsan kütüphaneye gittiğini fakat sonradan bahçeye çıktığını ve beni gördüğünü söyleyeceksin.Benim senin yanına gelip konuştuğumu söyleyeceksin.

-Olmaz Lale babam sana çok kızar.Senin benimle konuşmanı yasaklamıştı.

-Sana da yasaklamıştı.Ama eğer kendi isteğinle benimle konuştuğunu ögrenirse gözünden düşersin.

-Sen de düşersin ama.

Elimi yanağına koyarak

-Ben yeterince düştüm zaten.Sen zaten zar zor gözüne girmişken tekrar düşmene izin veremem.Eğer benim seninle konuştuğumu söylemezsen yalan söylediğini beni korumak için böyle yaptığını söyleyeceğim.

-Ama Lale böyle ol-

Onu öperek susturmuştum.Eğer onu biraz daha dinleseydim beni ikna ederdi.Kendimi biliyordum.Mehmede asla karşı koyamazdım.Ne yapar eder istediğini bana yaptırırdı.Ben bunları düşünürken Mehmed beni büyük bir açgözlülükle öpüyor,nefes almama dahi izin vermiyordu.Ben de artık dayanamamış karşılık vermiştim.Anın büyüsüne kapılmış iken beni sert bir şekilde itti.Ben ne olduğunu anlamayan bir yüz ifadesi ile ona bakarken neden böyle yaptığını açıkladı.

-Bana güvenmemenin bedeli.

-Ne diyorsun Mehmed?

-Dün bana güvenmediğini unuttum sanma.

-Dün pek kırgın görünmüyordun ama.

-Çünkü seni çok özlemiştim.Eğer dün böyle yapsaydım orayı terk ederdin.Seni tanıyorum.Benden de asla özür dilemezdin.Bu baya uzun sürerdi ve ben seni daha uzun süre görmemeye dayanamazdım.

-Yani bana bir ceza verdiğini düşünüyorsun.

Onaylayarak başını sallamış alnımı öperek yanımdan ayrılmıştı.

Bu yaptığına pek kırılmamıştım.Haklıydı.Eğer ben onun yerinde olsam ona daha kötü şeyler yapardım.Ama yine de bu yaptığını yanına bırakamazdım.Aklıma çok güzel bir fikir geldi.Eğer bu fikrimi uygularsam bir haftaya kalmaz gelip kendisi özür dileyecekti.

Mehmed tam bir hafta boyunca kendisinden özür dilememi bekledi.Ama ben özür dilemek şöyle dursun odamdan dahi çıkmıyordum.Sabahtan akşama kadar elbiseler dikiyor o saraydan gittiği vakit bahçeye çıkıp biraz gezdikten sonra o gelmeden geri dönüyordum.Bir ay böyle geçti.Mehmed sadece bir hafta sessiz kaldı.Fakat dayanamamış olacak ki mektuplar göndermeye başladı.Her gün ayrı hediyeler, mektuplar alıyordum.Ama hiçbir cevap yazmıyordum.Fakat bir süre sonra canım elbise dikmekten o kadar sıkılmıştı ki haremde raks etmek için Şahi Hatun ile konuştum.

Benim Tatlı Lokumum💋💋Where stories live. Discover now