-Benimle saraya gelecek misin yoksa artık burada mısın?
-Burada kalmak mı tövbe!Ölecektim sensizlikten burada.Yarın erkenden gidelim.Erken kalkabilmek için uyumak gerekiyor.Üzerine bir şeyler giy öyle gel.
Aynanın karşısına geçip saçlarımı tarıyordum onun arkadan sarılıp omzumu öpmesiyle yarıda kesildi.
-Gönlümün Sultanı...
Ondan ayrılmaya çalıştığım vakit kendine daha çok çekip uzun uzun öptü saçlarımı.
- Öyle güzel kokuyorsun ki...Sen benim zifiri karanlık hayatımdaki güneşimsin ayımsın...Senin ışığın güneşe aşık atar ay mahçup olur kaçar...Senin ışığınla kör olmuşum ben...Gayrı iflah olmam.
Tekrar öptü saçlarımı.İçine çekti kokusunu iyice.Yavaş bir şekilde dönerek ona baktım uzun uzun.
-Birbirimizi ihmal ettik çok hem de.Her zerrem sana hasret hatunum.
-Sana sarılmak,şefkatli kollarında şifa bulmak istiyorum.
Ellerimi yanağında hissetmesiyle gözlerini kapadı.
- Öyle hasret kaldım ki sana Mehmed...Hamama gidelim mi?
-...Olur.
Etraf sıcak buharlarla doluydu.Mehmedi rahatlatmak için saçına ve vücuduna sabun sürüyordum.Saçlarını hafifçe bastırarak ovalıyor sıcak suyla onu yıkıyor sabunu vücuduna göğsüne sürüyor hem onu rahatlatıyor hem de ben rahatlıyordum.Elim tekrar göğsüne gidince elimden tutup beni yanına çekti.Daha doğrusu kucağına.Büyük bir özlem ve şevkle birleştirdi dudaklarımızı.
-...Seni çok özledim Lalem.
-...Bende Mehmed bende.
Ayrılığı fazla bulmuş olacak ki sert bir şekilde tekrar öptü beni.Suyu hatrı sayılır derecede taşırarak birbirimize olan özlemimizi giderdik.
