9

258 24 14
                                    

Helü! N'aber?

Sizi bilmem de ben çok iyiyim çünkü kendime çok güzel bir hobi edindim🥺

Bebiş avakadolar yapıyorum! Medyaya koyduğuma bakınn🥺🥺🥺

Sonra daha farklılarını vb. yaptım.

Bu bölümü birazcık öfkeli olan Felix ve Hyunjin ağırlıklı olacak şekilde yazacağım.

Sizce hemen affetmeliler mi?

O zaman... ÇOK ÇOK ÇOKK KEYİFLİİ O-KU-MA-LAR!

§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§

"Ne? Ah, tamam çok güzel bir şakaydı Minho!"

"Ehm, şey... Hyunjin hyungie'm, şaka değildi..."

"NE?"

Alfa, küçük gözlerini olabildiğince açarak yerinden fırlamıştı. Nasıl yani, biricik Vitasına Delta yaraşıyor ve o bunu 1 hafta sonra mı öğreniyordu?

"Aklın neredeydi? Ha, aklın neredeydi? Ama biz sana dedik mi, yoksa demedik mi gel bizimle diye? DEDİK DEĞİL Mİ MİNHO?"

Minho sessizdi. Hoş, konuşsa ne yazar? Hyunjin kesinlikle haklıydı zaten.

"Bu başına buyrukluğun birgün beni öldürecek ama acaba ne zaman?"

"Hyunjin, tamam yeter! Korkutma çocuğu."

"Korksun Yong! Korkmalı da zaten. Ya seni kaçırsaydı? Ya seni ölüme terk etseydi? Ne yapacaktık Minho?"

Küçük Vita, Alfa'nın bağırmasıyla olduğu yerde daha da ufalıyordu. Minho, Hyunjin'den çok korkuyordu.

"Hyunjin! Yeter dedim. Yeter! Öfke hâliyle sonradan pişman olacağın olayların olmasını istiyorsan devam et."

Hyunjin burnundan soluyarak;
"Paketleri getir." dedi.

Minho, Hyunjin'in yüzüne ablak ablak bakarken Hyunjin tekrarladı.

"Paketleri diyorum, hani şu 1 haftadır isimsiz bir sapık tarafından sana gönderilenleri, getir."

"T-tamam hyungie."

Minho, odasına koştu ve 9 paketi de kucağına aldığı gibi Hyunjin ve Felix'in olduğu yere gitti.

Hyunjin, sakin kalmaya çalışarak Minho'nun kucağındaki paketleri aldı ve teker teker açmaya başladı.

Pahalı olduğu markasından belli olan çikolatalar ve aynı şekilde parfümler, iki demet nergis ve 'sadece birkaç dakikalık konuşmamıza rağmen kokuna bağımlı oldum...' yazan bir not, edepsizce yazılmış birkaç mektup ve ağıza alınmayacak türden sapıklıkta Minho'nun her hâlinin çekilmiş olduğu fotoğraf kareleri...

Hyunjin, paketleri inceledikçe daha hızlı soluyor, kaşlarını mümkünmüş gibi daha çok çatıyordu. Tabiri caizse Minho ayvayı çiğnemeden yutmuştu. (Yazar: çok sövmeyin tamam mı lino hak etti ama😇)

Felix bile inceledikçe öfkeleniyor ancak sakin olmaya çalışıyordu.

"Minho-ah, bize neden söylemediğinin illaki bir sebebi olduğunu düşünüyorum. Neden Minho? Neden?"

Parlak kahve gözleri dolu doluydu. Sanki kelimeler boğazına düğümlenmişti. Dişleri birbirine çenetlenmiş, konuşmak istiyor ancak konuşamıyordu Vita. En sonunda titreye titreye çok kısık bir ses tonuyla konuşmaya çalıştı.

"H-hyungie, delta si-size söylersem (hıçkırık efekti) size güzel şeylerin olm(hıçkırık efekti) olmayacağını s-söyledi"

"Ve sen de buna kanabilecek kadar saftın öyle mi?"

Hyunjin'in aksine Felix ona bu zamanda hep ılımlı ve sakin yaklaşmaya çalışırken bu bardağı taşıran son damlaydı. Ona hiddetle sormuştu resmen. İkisinin de gözlerinden hayal kırıklığı okunuyordu.

"Aferin, aferin sana! Demek ki neymiş, özel gücümüz var diye kendimizi kaf dağında hissetmeyip hyunglarımızın sözünü dinliyormuşuz değil mi?"

Bir yandan alaycı bir alkış tutturan Hyunjin ve onun iğneleyici sözleri Vita'nın hem kalbine batıyordu hem de acıtıyordu. Çok acıtıyordu, hem de çok...

•|•|•|•|•|•|•|•|•|•|•|•|•|•|•|•|•|•|•|•|•|•

"Hyung, ne yapıp edip ben o Delta'ya hesabını sorarım. Kim oluyor ya o? Ali Kıran Başkesen mi? O bile olsa sapıklık yapamaz -ki bu benim Vitam ise asla- Bence en kısa zamanda bir plan kurup oynamalıyız."

"Çok akıllısın Felix ya! Tanrı'm nazarlardan esirgesin, malûm taptaze kullanılmamış beyin!"

Chris'in alayla söylediklerine üçü birden ufak bir kıkırtı bıraktı. Sonra dayanamadan büyük bir kahkahayı salıverdiler bir anda.

"Hyung daha mantıklı bir çözümün varsa buyur söyle!"

"Aman Tanrım, küçük enişte kızdı! Çok pardon paşam😭"

Bu sefer Hyunjin, ağlamaklı bir ses tonuyla söylemişti cümlelerini.

Yine ufak bir kıkırtının yerini büyük kahkahalar almıştı.

"Yeter (...) çatlayacağım (...) karnım ağrıdı (...) "

Demeye çalışan Felix'ten yalnızca 'ye-ter' kelimesi anlaşılıyordu...

§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§

HELÜÜÜ! napiyonuz?

Ehm ehm 5 gündür (ki atana kadar 6 olucak) bölüm atmıyordum😓 (çunku ilhamın yok AMK)

Neysee doğum günümü kutlayan herkese teşekkür ediyorum, (bakın yine söylüyorum bilmeyenler üzülmesin ben daha uzuuuuunca seneler buradayım)

(Normalde yaşımı vermeyecektim ama 13 oldum ln çok büyümüşüm...)

Bu bölüm bıraz uzun oldu bu yüzden fazla tutmuyorum sizleriii!

ÖPTÜMM (YATIN UYUYUN😚😚)

Eleştiri,istek,düşünce  ==>

Those Wine Looking Lips Are MineWhere stories live. Discover now