24(M) -Sezon Finali

225 14 12
                                    

(Jisung'dan)

Öpüşmemiz alevleniyordu. Kendime olan hakimiyetimi korumak için uzaklaşmaya çalışsam da Minho, ensemde olan elleriyle başımı çekmeme engel oluyor, bizi asla ayırmıyordu. 

'H-'

'Sakın Cafer! Aklının ucundan dahi geçirme!'

'GEL DE YATAĞIM ISLANSIN! SABAHA KADAR ALEV ALSIN, YANSIN! DURMAM, DURAMAM İMKANSIZ! BU GECE İMKANSIZ!'

'CAFER DUR ARTIK! ONUN RIZASI OLMADAN YAPAMAM...'

'E SOR O ZAMAN GERİZEKALI!'

Zor da olsa ayrıldığımızda Minho kaşlarını çatmış, ellerini dudaklarına götürmüştü. 

"Bak, boş kaldı dudaklarım..."

"İstiyor musun?"

"Bu beden, bu yürek, bu vita artık senin... Tamamen senin olmak istiyorum. Artık kimse umrumda değil Jisung!"

'Ben cevabımı aldım!'

"O zaman, gel de yatağım ıslansın! Sabaha kadar alev alsın,yansın!"

'Lafımı çalma şerefsiz! Neyse 4. plağı (3D) açarsın umarım:)'

'Hay hay paşam!'

"Bebeğim en alttaki plağı al. Üstünde 3D yazanı... Ardından kapısını kırdığın odaya gidebilirsin. Ya da istediğin herhangi bir yere..."

Başını olumlu anlamda salladıktan sonra merdivenlere yöneldi. Ben de gramafonu kaptığım gibi onun arkasından ilerledim. 

İkinci katta durdu. 

"Bir problem mi var hayatım?"

Eliyle durmamı işaret ettiğinde olduğum yerde durdum. Sanki biriyle iletişime geçiyordu. Yaklaşık iki dakika sonra bileğimden tuttu ve evdeki en büyük odaya doğru sürükledi beni. 

"Sen uyurken biraz evini kurcalamış olabilirim... Bu arada canım noonalarım benimkileri kovalamak için türlü bahane uydurmuş. Yarın sabah Wolfgang'a dönmeliymişim falan!.."

Bu haber hoşuma gitmişti.

'Benim gitmedi! İstediğimiz gibi davranamayacağız!'

'Evlenince artık Cafer Cabbar!'

"Bu vakitten sonra durmam imkansız! Bu gece bu yatak ıslanıp alev alacak. Bu vücut, bu yürek ve bu delta da bütün emirlerine amadedir artık!"

Elimden geldiğince yavaş davranıp onu çıldırtacaktım. 

Üstündeki bana ait olan tişörtümü yavaşça eteklerinden tutup çıkarttım. Beyaz crobuyla nefes kesici görünüyordu. Onu bu halde yatağa ittim yavaşça. Ardından odanın ısısını biraz arttırdım. 

"İçimde Tanrı inancı olmasaydı, incecik beline tapardım..."

Gramafonu yataktan uzak bir yere götürüp kurdum ve 3D'yi açtım. Hayır, bu şarkıyı ben değil Cafer yazmıştı!

Aynı yavaşlıkla belindeki kemeri çıkarttım. Ellerimi kavradı. 

"Beni çıldırtmak mı istiyorsun? Bundan pişman olacaksın!"

"Tam da dediğin gibi bebeğim ve bundan pişman olmak istiyorum?"

"O zaman az önce kızgınlığa girmiş sevgilini kaybedeceksin?"

'Ağzına sıçarım Hanji!'

"Asla! You're mine & I'm yours!" (Sen benimsin ve ben de seninim.)

"İngilizce konuşmana yükseliyorum... Ah, siktir! Seni öldüreceğim Han Jisung!"

Those Wine Looking Lips Are MineWhere stories live. Discover now