23

151 19 28
                                    

Helüüğ

Ee nasilsiniz?

YEHHU TATİLE GİRDİK?!?! (alıyorsanız) KARNELER NASİİİ???

Tabi bana tatil yok ama neyse buna da şükür😚

Neyseh

HADE BÖLÜMEEE
§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§
(Jisuuung)

"Minho, çık dışarı!"

Aniden bağırmamla irkilmişti. Mecburdum.

Onun sonradan girmesi gereken bu odaya şuan asla girmemeliydi.

"Ö-özür dilerim Jisungie..."

Şimdiyse pişman olmuştum. Ellerini yüzüne tutarak titremeye başlamıştı.

"Hey, korkma (...) Güzelim, ellerini boynundan çek hadi."

Bu stres zamanında yaptığı kötü alışkanlığıydı. Bu yüzden çoğu zaman tırnaklarını kısa tutardı ancak şuan tırnakları uzundu ve biraz daha devam ederse boynunu yırtacaktı.

Onu kollarından tutup yere oturttum. Onunla beraber ben de oturdum ve onu dizime çektim. İncecik belini tek elimle sardım, diğer elimle bileklerini sıkıca kavradım ve uzaklaştırdım süt beyazı boynundan.

"Özür dilerim S-Sungie..."

"Sen değil, ben özür dilerim güzelliğim. Sakin ol şimdi ve süt beyazı boynunu mahvetme, olur mu?"

Başını salladı ancak titremesi kesilmiyordu. Aptalsın Jisung. Bu dünyaya gelebilecek en aptal canlısın.

'Şişt, Hanji. Baksana şuan dizinde, incecik beli olan, süt beyazı bir Vita oturuyor... Hmm.'

'Kes Cafer. Sırası değil, kaybol.'

'Aman be!'

Ne kadar Cafer'i kovsam da kızgınlıktaydım ve kendime hâkim olmak zorundaydım. Sonuçta onun rızası olmadan hiçbir şey yapamazdım.

Titremesi yavaşlayınca ellerini boynuma doladı. Ben de onu daha sıkı sardım. Beli kollarımın arasında yok oluyordu.

'Bak, bak! İncecik beli kollarının arasında yok oluyor Hanji...'

'Cafer, hadi ikile koçum. Anca gidersin!'

Ya Cafer'i kovacaktım ya da istenmeyen durumlar söz konusu olacaktı. Cafer'i kovsam dahi Minho'nun nergis feromonları beni çıldırtıyordu.

Ayrıca ikimizin de feromonları havaya karıştığından dolayı büyük bir zevk alıyordum. Müthiş bir kokuydu...

İyi ki şuan benim tişörtümü giyiyordu. Yoksa Cafer'i asla durduramazdım. Ha şimdi de durmuyor da, irade etmeye çalışıyorum bir şekilde.

"Bir daha sana asla ve katiyen bağırmayacağım, kızmayacağım. Söz veriyorum."

"Sen verdiğin sözleri sonuna kadar tutar mısın?"

"Evet, hem de pazara kadar değil mezara kadar!"

Yalan. Ben daha önce hiç kimseye söz vermemiştim. Ancak bu benim verdiğim ilk söz. Bundan asla geri dönmeyeceğim.

Ben Han Jisung. Bugün ilk kez Lee Minho'ya söz verdim. Bugün ilk kez birinin ağlamasına yüreğim yandı.

Ben Han Jisung. Bugün ilk kez birisi omzumda ağladı.

Bugün milad olmak üzere onu bir daha asla üzmeyeceğim.

•|•|•|•|•|•|•|•|•|•|•|•|•|•|•|•|•|•|•|•|•|•

Those Wine Looking Lips Are MineWhere stories live. Discover now