17

170 19 17
                                    

SE-LAM-LAR

N'ABERR 😚😚😚😚

Yazar kötü!

Çünkü okuduğum kitaptan büyük bir spoiler yedim(Hırsızların Yemini)...

İsteyenlere daha çok bilgi veririm efendim.

(ÖHM ÖHM ŞÖYLE GÜZEL FANARTLAR VEYA MOMENTLER BULAN YAKIŞIKLI BAAAYANLAR DM)

Bu bölümcük biraz flashback isteyen bir bölümcüktü.

Delta'nın son üç ayda ne halde olduğunu okudunuz, şimdiyse Vitamızın ne yaptığını okuyacaksınız😚💅🏻🤭

Ehm

ÇOK ÇOK İYİ OKUMALAR 💅🏻😚🤭

§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§

(Minho'nun Gözünden)

Hyta isimli varlığın dirilişinin üstünden birkaç gün geçmişti. Felix ve Jeongin hyungielerim; Yuqi ve Nayeon noonalarım hâlâ gözlerini açmamıştı.

Beni duyabildiklerini öğrendiğim günden beri sürekli onların yanına gidip onlarla konuşuyordum. Hatta bazı günler Seungmin hyungiemi de yanıma alıp onlara ufak melodiler çalıyorduk.

Aradan daha çok gün geçti. Felix hyungiem ve Yuqi noonam uyanmıştı!

Gözlerinden çok yorgun oldukları okunsa da gülümsemeye devam ediyorlardı.

(...)

'Kendimi affettirmek istiyorum. Her şey benim yüzümden oldu. Belki de bu Dünya'dan derhal göçüp gitmeliyim!

Evet, bu Dünya'dan gideceğim! Ama nasıl? Ben ölümsüzüm...

O zaman, o zaman... Ah, aklıma geldi!

Önce Vita'mı öldüreceğim, ki onu öldürürsem artık fani bir canlı olurum!

Ama Vita'mı nasıl öldüreceğim? Tabii ki onu inciterek, yorarak ve üzerek!'

"Minho, o ne demek oluyor?"

Hyunjin Hyungiem ne zamandan beri buradaydı?

"Ne demek istiyorsun hyungie?"

"Bu Dünya'dan göçüp gitmek istemen? Vitanı öldürmek istemen?"

"Ne? Ben bunları dışımdan mı söylemiştim?"

"Evet,Minho. Tam şuanda da yaptığın gibi!"

Çıkmaz sokağa adımımı atmıştım. Hyunjin hyungiemi asla kandıramazdım.

"Ah, sana olay gününden itibaren anlatamadığımız yahut senin anlayamadığın -anlamak istemediğin- mevzu bu işte!"

•|•|•|•|•|•|•|•|•|•|•|•|•|•|•|•|•|•|•|•|•|•

(Yazardan devam)

Hyunjin, Minho ile konuşuyordu ancak Minho onu dinlemiyordu bile.

Herkesin aynı sözleri kırk bin defa ona söylemesinden bıkmıştı çünkü.

"Yeter! Aynı şeyleri söylemenizden sıkıldım!"

"O zaman adam akıllı dur Minho! Belki de sen bunları ağzından kaçırmasaydın, bir gece ansızın aramızdan gitmiş olacaktın! Tamam, seni anlayabiliyorum. Başından kötü olaylar geçti ve kendini sorumlu tutuyorsun, ama bunun çözümü ölüm değil, asla olamaz!"

Söyleyeceği çok şey vardı elbet. Ancak boğazı düğümlenmiş,kelimeleri ağzından çıkmıyordu.

Bu cümleleri dahi söylerken gözleri dolmuş, sesi ve elleri titremişti.

"Sana son bir şey söyleyip seni vicdanınla başbaşa bırakıyorum. Kendini öldürünce ne Felix'e,ne Jeongin'e, ne Nayeon noonaya,ne de Yuqi'ye kendini affettirebilirsin. Bunu sakın unutma."

Hyunjin, derhal kendini dışarıya attı.

"Nasıl" sözcüğü titreyen dudaklarından döküldü.

"Nasıl kendine kıymayı düşünebilir?"

Bulanık gördüğü yollarda ilerlerken Sakura ağacının önünde durdu.

Yıllar sonra ilk kez gelmişti. Altına oturdu ve dizlerini kendine çekti.

İçinde tuttuğu bütün gözyaşlarını boşalttı aylardır içinde tuttuğu duygularla beraber.

Hyunjin, zor bir çocukluk geçirmişti. Sert ailesi her yaptığını yargılardı. O zamanlardan birinde -yine bir aşağılanmadan sonra-  kaşla göz arasında evden kaçıp, Sakuranın altına gelmişti.

Burası evinden, topluluktan uzakta bir yerdi. Issız ve tenha yerlerde siz kimsenin umrunda dahi olmazdınız zaten.

O gün Sakuraya bir söz verdi. Ne zaman kendini dolmuş hissetse Sakuranın altında oturur, içindeki tüm doluluğu boşaltır, kendini sessizce dinleyen Sakuraya minnettar olup, hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam ederdi.

"Teşekkür ederim Sakura. Benimle büyüdüğün, bana saygı duyduğun ve sûkunetinle beni dinlediğin için..."

Toparlandı. Bundan sonra gece uyurken bile Minho'yu yalnız bırakmayacaktı.

Ayrıca Park Roséanne'yi de görevlendirecekti. Ne de olsa o Minho'nun en çok konuştuğu Vitaydı öyle değil mi?

'Hey, Jennie noona!'

'Ah, efendim Hyunjin.'

'Konuşmamız gerek...'

'Peki! Terk edilmiş tren raylarında seni bekliyor olacağım.'

Hyunjin bu mekânı çok iyi biliyordu. Kendisi daha bir bebek iken orada büyük bir kaza meydana gelmişti. Bu sebeptendir ki o yol bir daha asla ulaşıma açılmamıştı.

Jennie'nin yanına ulaştığında tek solukta Minho'yla konuştuklarını ve planını anlattı.

"İyi düşünmüşsün Hwang-jin! Bunu kesinlikle Rosé'ye de ileteceğim. Ayrıca şehir merkezinde tanıdığım iyi bir psikolog var. İsterseniz randevu alabilirim..."

"Teşekkürler noona. Eğer ihtiyaç duyarsak seninle ileteşime geçeceğim."

"Ne demek Hyunjin..."

§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§

Bu bölümde burada bitsindi.

SELAMMM!?!

N'ABER?

Bende ehhh yani

Başta da dediğim gibi büyük bir spoiler yedim...

Ehm ve matematik öğretmenim (ayh canım ya😒) 2 tane kitap bitirin dedi...

EL İNSAF BE KADIN...

Türkçe öğretmenim (canım ya😒) de 120 sayfalık ödevi yapıştırdı OHHH

(😭)

Neyse, yapıcam hepsini (ya yapıcam ya da yapıcam)

EHM ÇOK UZATTIM HADE YAZAR KAÇAR!

Ö-PÜL-DÜ-NÜZ😘😊😚🥰

Eleştiri,istek,düşünce===>>>


Those Wine Looking Lips Are MineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin