11

392 43 46
                                    

"Ben Mikey ile kalmak istemiyorum." Takemichi tekrardan bir haftayı birlikte paylaşacağı çadır arkadaşından yana dert yanarak geçirirken Hakkai'de İzana ile kalmak istemediğini söyleyerek kendisine destek çıkıyordu. Seishu ikiliye gözlerini devirirken Chifuyu dalgın bir şekilde onun saçlarını tarıyordu. Uzaktan kendisini izleyen bir çift gözü fark ettiğinde bakışlarını Kisaki'nin yüzüne çıkardı.

Gerçekten kendisine bakıp bakmadığını anlamak için etrafına bakınıp delici bakışların kimin üzerinde olduğunu anlamaya çalıştı. Fakat kendisi dışında yanında kimse oturmuyodu. Takemichi Hakkai ile yan yana, karşılarında kendisi ve Seishu arka arkaya duruyordu.

"Ne oluyor yine Chifuyu? Sen bizi dinlemiyor musun?" Takemichi kaşlarını çatarak kollarını göğsünde kavuştururken nihayet kendilerinden kopuk arkadaşının dikkatini çekebilmişti.

"Yorgunum biraz."

"Hasta falan mısın?" Hakkai'nin endişesi ses tonuna karışırken Seishu arkasında dikilen arkadaşının bileğinden yakalayıp yanına asıldı.

"Neyin var? Geldiğimizden beri tuhaf davranıyorsun?"

"Dedim ya yorgunum." Seishu'nun bakışları kısa bir süre için diğer iki arkadaşına döndüğünde bunun bir yalan olduğunu biliyorlardı.

"Draken'le kalacağın için mi rahatsızsın?" Seishu ellerini tutarken Chifuyu derin bir nefes vererek başını iki yana salladı. Konunun dönüp dolaşıp Draken'e gelmesinden sıkılmıştı. Bir hafta boyunca yeterince yüzünü görmeye katlanacaktı zaten.

"Baji'yi düşünüyordum." Sonunda söylemiş olmanın rahatlığıyla bakışlarını kaçırarak arkadaşlarının kendisini utandıracağı hareketlerini görmemeye çalıştı. Fakat beklediğinin aksine üçü de Baji'yi duymayı beklemediğinden oldukça şaşırmış durumdalardı.

"Ciddi olamazsın?" Takemichi'nin alaycıl bakışlarına karışan ses tonu Chifuyu'nun kaşlarını çatmasına neden olmuş ve hala üzerinde kisaki'nin bakışları gezinirken huzursuzlukla kıpırdanmaya başladı.

"Biri bitiyor diğeri başlıyor amk."

"Ha?" Hakkai'nin anlamsız bakışlarını yakalayınca bakışlarıyla Kisaki ve arkadaşlarının bulunduğu grubu işaret ederek sırtını onlara bakacak şekilde pozisyonunu değiştirdi.

"Açıkta bir şey görmüş gibi bakıp duruyor. Gidip bir tane patlatasım geldi."

"Sen dur ben hepimizin yerine tokatlayıp gelirim." Seishu ayaklanırken cidden onların bulunduğu yöne doğru yürümeye başlamıştı. Elbette arkadaşları bunu ciddiye almadığından gerçekten yapacağını düşünmemişlerdi.

Kisaki'nin yediği tokat sonrası herkesin ilgi odağı haline gelen olay, Kazutora'nın kamerasını çıkarıp videoya almasıyla herkesin dilinde alay konusu olmaya başlamıştı. Chifuyu utanç içinde arkadaşını izlerken Seishu bir tokat'ta Kazutora'ya atarak eski yerine dönmüştü.

"Bir rahatlama geldi. Oh be.." Hakkai gülme krizine girerken Taiju'nun attığı bakışlar sonrası susarak içine kapanmak zorunda kaldı. Takemichi arkadaşının bir oyuncak gibi uzaktan abisi tarafından yöneldirilmesine gıcık kaparak yeni bir olay çıkartmak için ayaklanıp, kollarını sıvayarak Taiju'nun yanına gitmişti.

İkili arasında yaşanan gerginlik kısa sürede tartışmaya dönüşürken Takemichi'nin attığı tokat sonrası Taiju yumruk atmak için elini kaldırdığında Mikey tarafından koluna bir tekme yemişti. Shinichiro ve Wakasa su doldurma bahanesiyle kamp alanında olmadığından duruma müdahale etmek için Takeomi ve Benkei gelmişti.

Fakat onların müdahalesi bir işe yarayamayınca İzana kardeşine destek çıkarak durumu daha kötü hale getirmeye başlamıştı. Mikey ilk defa İzana'nın kendisine destek olduğunu fark ederek yumuşamaya başlamış ve parıltılı gözlerle abisini izlemişti.

"Bok böceği gibi ne bakıyorsun amk?" İzana kendisine olan bakışları fark ederek Mikey'e dönmüş ve iğrenir bir surat ifadesi takınarak omzundan itip yanlarından ayrılmıştı. Sonradan olaya müdahale eden South tarafları uzaklaştırıp çadır hapsine göndermişti.

"Ben yarın sabaha kadar çadırdayım. Size iyi eğlenceler." Takemichi arkadaşlarına el sallayarak çadırına girerken Chifuyu gözlerini devirerek ellerini ceplerine soktu. Hakkai durumdan ötürü kendisini kötü hissederek uyuyacağını söyleyip çadırına gitmişti.

"Yine batırdım değil mi?"

"Saçmalama lütfen Chifuyu. Hadi gidelim bizde, sabah konuşuruz nasıl olsa." Chifuyu başıyla onaylarken Seishu omuzuna elini koyup gülümseyerek ayrıldı yanından. Draken'i görmek istemediği için çadıra bir süre daha gitmek istemiyordu. Fakat akşamın soğuğu burnunu ve yanaklarını kızartmaya yetmişti.

"Daha ne kadar dışarıda kalmayı düşünüyorsun acaba? Ya da benden kaçmaya ne zaman son vereceksin?" Chifuyu sabır dileyerek göz ucuyla Draken'e bakıp uyumak için çadırlarının olduğu yöne hızlı adımlarla yürüdü. En azından onu görmek ve sesini duymak zorunda kalmadan uyuyabilirse sabah erkenden kalkıp çadırı terk edebilirdi.

Aldıkları ceza sonrası çadırda iki yabancı misali karşılıklı oturan Mikey ve Takemichi göz teması kurmaktan kaçınarak kendi taraflarında oturuyorlardı.

"Teşekkür ederim." Sessizliği bozmaya karar veren Takemichi kendisine yardım ettiğinden dolayı söze böyle başlamanın uygun olduğunu düşünmüştü. Mikey tebessüm ederek bakışlarını kendisine çevirdiğinde deniz mavisi gözleri Mikey'nin kara deliklerine esir düşmüştü.

"Önemli değil." Yeni bir sessizlik aralarına çökerken Takemichi yatacağı yeri hazırlamaya karar verip çantasından eşyalarını çıkararak işe koyuldu. Mikey içine toplanarak kedi yavrusu gibi kendisini izlerken fazla sevimli görünüyordu. Takemichi yanaklarını sıkıştırmamak için zor tutuyordu kendisini.

"İzana'ya karşı bir şey hissediyor musun?" Takemichi ani soru karşısında afallayarak yanında oturan bedene çevirdi gözlerini. Böyle bir soruyu sorarak neyi amaçlıyor olduğunu bilmiyordu. Ya da cevabını öğrendiği zaman ne yapacağını tahmin edemediği gibi. Fakat Mikey'de farklı bir şeyler vardı ve Takemichi bunun farkındaydı.

Gözleri çok boş ve yalnız görünüyordu.

"İzana benim için sıradan biri. Ona karşı hiçbir şey hissetmiyorum." Mikey aldığı cevap karşısında memnun görünürken olduğu yere uzanıp sırtını Takemichi'ye dönük olacak şekilde pozisyon almıştı.

"Neden sordun?"

"Öylesine."

"Peki bende bir şey sorabilir miyim?" Mikey meraklanarak yeniden yüz yüze gelecek şekilde dönüp başıyla onayladı.

"İzana ve sen benim üzerimden iddiaya mı girdiniz?"

"Bu da nerden çıktı?"

"Neden o kadar tuhaf davranıyordunuz?" Mikey köşeye sıkıştığını ve kaçacak bir yeri olmadığının farkındaydı. Bu yüzden bahaneler üretmek ve yalan söylemek istemiyordu.

"Ona karşı hislerin olduğunu söyledi."

"Ne?"

"Biliyorum o kadar aptalım ki sana sormadan ona inandım." Takemichi taşları bir türlü yerine oturtamadığından aklı karışmıştı. Mikey hiçbir şey anlamadığını biliyordu. Bu yüzden ona anlayacağı şekilde yaklaşıp dudaklarına yapıştı.

愛 | Tokyo Revengers Where stories live. Discover now