8.BÖLÜM

3.7K 171 7
                                    

Abim hemen "Defne çocuk muyuz biz?" diye söylendi. "Sadece çocuklar mı oyun oynar abi?" dediğimde gözlerini devirdi. Başka kimseden ses çıkmıyordu, kimse pek istekli değildi. Yusuf abi "Şimdi saçma saçma şeyler soracaksınız." diye yakındı. Tabi soracaktık. Zaten oyunun amacı da bu değil miydi?

"Tamam hadi herkesin bir tane pas hakkı olsun."

Gözlerimi etrafımda dolaştırdım, halâ ikna olmuş gibi durmuyorlardı.

"Tamam oynayalım hadi."

Sevinçle Poyraz abiye baktım. Kabul etmesi beni şaşırtmıştı. Pelin de arkasından "Ben de varım." dedi ve sırayla herkes kabul etti.

Neyseki kendime soda almıştım. Sodayı kafama dikip bitirdim ve şişeyi ortaya koydum. "Başlayalım bakalım." deyip şişeyi çevirdim. Şişe Pelin ve benim aramda durmuştu. Pelin soruyordu.

"Doğruluk mu cesaret mi?"

"Cesaret."

Bir süre düşündükten sonra "Rehberindeki on dördüncü kişiye sen bir öküzsün yaz ve gönder." dedi. İtiraz etmeden önce rehberimi açıp on dördüncü kişiyi buldum. Hızla gözlerimi Poyraz abiye çevirdim. Çünkü on dördüncü kişi oydu. Bunun bir oyun olduğunu biliyordu bu yüzden yazsam sorun olmazdı sanırım.

İsmine tıklayıp 'Sen bir öküzsün.' yazdım ve gönderdim. Poyraz abinin telefonundan bildirim sesi gelmişti. Herkes şüpheyle bakıyordu. Poyraz abi telefonunu eline aldığında "Kusura bakma Poyraz abi oyun bu, pas hakkımı harcamak istemedim." dedim. Poyraz abinin kaşları çatılmış sinirle Pelin'e bakıyordu. Onun dışında herkes kahkaha atmaya başladı, çaktırmadan ben de gülüyordum. Komikti.

Şişeyi yeniden çevirdik, bu defa Yusuf abi ve abim arasında durmuştu. Yusuf abi sordu.

"Doğruluk mu cesaret mi?"

"Sen şimdi saçma saçma şeyler yaptırırsın Yusuf o yüzden doğruluk diyorum."

Yusuf abi gülümsedi, "Pişman olacaksın kardeşim." dedi. Abim tedirgince bakıyordu. Sonra Yusuf abi sorusunu sordu.

"Söyle bakalım, şu kara sevdan kim?"

Abim neye uğradığını şaşırmış gibi duruyordu, bir an bakışları Ceren'e kaydı. Sonra hemen önüne bakmıştı. Aklıma gelen şeyle gözlerim büyüdü. Yok artık dedim içimden. Bu olabilir miydi? Abim Ceren'i seviyor olabilir miydi? Yok yok hiç sanmıyorum.

"Pas hakkımı kullanıyorum."

Yusuf abi hüsrana uğramıştı. Neden herkese pas hakkı vermiştim ki? Şişeyi yeniden çevirdik. Ben soruyordum ve Ceren cevaplıyordu.

"Doğruluk mu cesaret mi?"

"Doğruluk."

"Birine aşık mısın? Yani sevdiğin biri var mı?"

Bu soruyu abimin tepkisini ölçmek için sormuştum. Kaşlarını çatmıştı.

"Defne saçmalama ne biçim soru o?"

Hızla Yusuf abiyi cevapladım.

"E siz de bu soruları soruyorsunuz. Kızlara mı sorulmuyor? Biz aşık olamıyor muyuz?" dediğimde abim ters ters bana baktı. Ardından "Bence sen aşık olmasan iyi edersin abim." dedi. Küskünce Ceren'e döndüm. Abiler neden bu kadar bize karışıyordu. Ceren "Hayır." dediğinde abim gülümsemişti. Hayır cevabını duyunca mutlu olmayı biliyordu ama!

Şişeyi yeniden çevirdik. Pelin ve Poyraz abi arasında durdu, Pelin soruyordu ama daha Pelin sormadan Poyraz abi "Cesaret." demişti.

"Bize rehberindeki isimleri göster."

Poyraz abi sertçe Pelin'e bakmış ve "Pelin!" demişti kızarcasına. "Ama abi oyun bu." dediğinde Poyraz abi " Ben sana göstereceğim oyunu." diye mırıldandı. Ardından telefonunu çıkardı ve rehberini açıp ortaya doğru tuttu. Rehberi aynen şöyleydi.

Annem

Babam

Pelin

Egemen

Ceren

Yusuf

PAMUK ŞEKER

Şu an herkesin merak ettiği şey aynıydı. Ve bunu dile getiren kişi Yusuf abi oldu.

"Pamuk şeker kim lan?" dediğinde bir yandan da sırıtıyordu. Abim de hemen "Aynen kardeşim o kim?" dediğinde Poyraz abi telefonunu kapattı.

"Görev sadece rehberimi göstermemdi, gösterdim bitti başka soru yok."

Şaşkınca Poyraz abiye baktım. Acaba hayatında birimi vardı? Poyraz abi "Hadi çevirin şişeyi." diyerek konuyu değiştirmeye çalıştı. Biz de ona ayak uydurduk ve şişeyi çevirdik. Ben Yusuf abiye soruyordum.

"Doğruluk mu cesaret mi?"

"Cesaret."

Biraz düşündüm ona ne yaptırabilirdim? Aklıma gelen fikirle sırıtmaya başladım. "Şimdi sana bir fotoğraf göndereceğim onu sosyal medya hesabına at ve iki gün boyunca silme." dediğimde gözlerini devirdi. Fotoğrafı ona gönderdim. "Defne bu fotoğrafın sende ne işi var?" diye sordu.

"Var işte at sen." dedim. Yusuf abinin çok komik bir fotoğrafıydı. "Bari bir gün kalsın iki gün ne?" dediğinde kabul ettim. Yazık, acımıştım.Yusuf abi fotoğrafı attıktan sonra şişeyi yeniden çevirdik. Bu defa Poyraz abi soruyor ben cevaplıyordum.

"Doğruluk mu cesaret mi?"

"Cesaret." dediğimde hiç düşünmeden "Bize bir şarkı söyle." dedi hemen itiraz etmeye başladım.

"Ama Poyraz abi yaa. Başka bir şey iste." dediğimde kafasını iki yana salladı. Pas demeyi düşündüm ama bu oyunu oynamayı ben teklif etmiştim bu yüzden söyleneni yapsam iyi olurdu. Ama ne söyleyecektim? Şu sıralar baya gündemde olan çok güzel bir aşk şarkısı vardı en iyisi onu söyleyeyim.

Boğazımı temizleyip kendimi hazırladım, heyecanlanmıştım. Şarkıyı söylemeye başladığımda gözlerimi kapattım böyle daha rahattı. Bir süre sonra kendimi daha iyi hissettiğimde gözlerimi açtım. Son kez nakaratı söylerken gözlerimi herkesin üstünde dolaştırdım, beğeniyle bakıyorlardı. En son bakışlarımı Poyraz abiye çevirdim. Gülümseyerek beni izliyordu. Şarkı bittiğinde "Al söyledim Poyraz abi beğendin mi bari, güzel söyledim mi?" diye sitemle sordum ama o yüzündeki gülümsemeyle cevap verdi.

"Çok güzel söyledin."

PAMUK ŞEKERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin