10.BÖLÜM

3.9K 155 9
                                    

Poyraz abiye o kadar trip atmıştım ve şimdi onlara yemeğe gidecektik! Çok güzel gerçekten!

"Anne gelmek zorunda mıyım?" diye sorduğumda annem hiç düşünmeden "Evet!" diye seslendi. Anlaşıldı, gidecektim!

POYRAZ'IN AĞZINDAN

Sinirle kapıyı açıp eve girdim. Salaktım ben! Niye Defne'ye bağırmıştım ki?

"Abim hoş geldin!"

Pelin neşeyle yanıma gelmişti. "Hoş geldin de ne oldu sana? Suratın beş karış." dedi.

"Defne bana küstü." dediğimde kahkaha attı. "Bu komik mi Pelin?" dediğimde zorla da olsa gülmesini durdurdu. Odama doğru giderken "Sana güzel bir haber vereyim mi?" dediğinde merakla ona döndüm. "Yemeğe misafirimiz var." dediğinde gözlerimi devirdim. "Bu güzel bir haber değil Pelin." deyip arkamı döndüm.

"Ama bir sor misafir kim diye."

"Kimmiş misafir?" dediğimde yanıma yaklaştı. "Selma Teyzeler. Yani Defne!" dedi. İşte bu güzel haberdi. Ama Defne benimle konuşmuyordu! Bu aklıma gelince yine yüzüm düşmüştü.

"Tamam Pelin."deyip odama girdim. Yatağıma oturup düşünmeye başladım. Ne yapsam kendimi affettirebilirdim? Aklıma gelen fikirle evden çıktım. Çok hızlı olmalıydım çünkü Defneler bize gelmek üzereydi. Önce pembe bir kutu aldım. Sonra pembe küçük bir ayı ve pembe bir gül. Defne'nin pembeye olan aşkı işimi kolaylaştırmıştı. Her şeyi aldıktan sonra hızlı adımlarla eve gidip odama girdim. Yatağıma oturup gülü ve ayıyı kutuya yerleştirdim. Pembe bir kağıda not yazmıştım.

Bu öküzü affeder misin?

Notu da kutuya koyduktan sonra kutuyu bir poşete koymuştum. Bunu bu akşam Defne'ye vermem gerekiyordu. Zilin calmasıyla elim ayağım birbirine dolaşmıştı. Henüz hazırlanmamıştım!

Hemen kalkıp beyaz bir tişört ve gri kot pantolonumu giydim. Saçlarıma da şekil verip aynadan kendime son kez baktım. Bence gayet yakışıklıydım. Odamdan çıkıp salona girdim. Herkese hitaben "Hoş geldiniz." deyip boş bir yere oturdum. Şansa bak ki bu boş yer Defne'nin tam karşısıydı! Yine pespembe giymişti. Onu görünce aklıma onun için hazırladığım kutu geldi. Umarım beğenirdi.

Bana hiç bakmamıştı. Bir süre sohbet ettikten sonra yemeğe geçmiştik. Sık sık ona bakıyordum belki göz göze geliriz diye ama yok! Yanlışlıkla bile bakmıyordu!

"Defne tuzu uzatır mısın?" dediğimde yüzüme bakmadan uzatmıştı. Bu da işe yaramadı! Yemek boyunca tabağımı karıştırıp durdum. O benimle konuşmuyorken yemek yiyesim gelmiyordu. Bir an önce barışmamız gerekiyordu. Herkes doyduktan sonra Pelin'le birlikte sofrayı toplamıştı. Neredeyse birazdan gideceklerdi ve biz halâ konuşamamıştık!

Defne ve Pelin mutfaktaydı. Tek çarem mutfağa gitmekti. Önce odama gidip onun için hazırladığım hediyeyi aldım ardından kimseye gözükmeden mutfağa geldim. Mutfak kapısında durdum. Defne yine bulaşıkları yıkıyor Pelin ise yemeklerle ilgileniyordu. Pelin'le göz göze gelince elimle yanıma gelmesini anlatan bir işaret yaptım. Sırıtarak yanıma geldi. Pelin'in eline düşmüştük!

"Mutfaktan çık ve kimseyi buraya sokma tamam mı?"

"Karşılığında?"

Sessizce "Pelin!" diye söylendiğimde "Of tamam be!" deyip çıktı. Sessiz adımlarla mutfağa girip Defne'ye yaklaştım. Geçen sefer istemeden onu korkutmuştum yine korksun istemiyordum bu yüzden "Defne." diye seslendim. Ama o yine sıçrayarak bana döndü, yine korkmuştu!

"Seni korkutmak istememiştim." dediğimde cevap vermedi.

"Defne ben çok özür dilerim. Sana bağırmak istememiştim, bir an çok sinirlendim. Affet beni! Seninle küs kalmak istemiyorum, yüzüme bile bakmıyorsun. Bu kadar çok mu kırıldın bana?"

Sonunda o güzel gözleriyle bana bakmıştı. "Evet çok kırıldım." dedi. Ah güzel gözlüm, benim kafam kırılsaydı da senin kalbin kırılmasaydı!

"Lütfen beni affet Defne!" deyip elimdeki poşeti ona uzattım.

"Bunu senin için aldım." dediğimde poşeti almamıştı. "Lütfen Defne bari hediyemi geri çevirme." dediğimde isteksizce poşeti alıp içinden kutuyu çıkardı. Kutuyu açtığında dudaklarına küçük bir gülümseme yayılmıştı. Önce ayıyı eline alıp baktı ve gülümsemesi genişledi. Ayıyı bıraktığında gülü alıp kokladı. Pembe gülü çok sevdiğini biliyordum. Gerçi o pembe olan her şeyi seviyordu. En son ona yazdığım notu aldı ve okudu. Küçük bir kahkaha atmıştı.

"Kendine öküz demene gerek yoktu."

"Dün akşam sen bana öküz demiştin unuttun mu? Hem öküz olmasam sana öyle bağırmazdım."

"Poyraz abi ama o oyun içindi. Sen öküz değilsin." dedi gülerek. Birkaç saniye bekleyip "Affettin mi beni?" dediğimde yüzüme bakıp gülümsedi.

"Affettim."

Sonunda kendimi affettirmeyi başarmıştım.

"Selma Teyze sen dur Defne'yi ben çağırırım."

Pelin'in bağıran sesini duyunca "Ben gideyim." deyip mutfaktan çıktım. En son Selma Teyze "Tamam da kızım niye bağırıyorsun?" diye Pelin'e soruyordu. Gülümseyip salona geçtim. Pelin'e göz kırpıp yerime oturdum. Görev başarılıydı.

Bir süre sonra da Defne salona geldi. Yüzü gülüyordu. Selma Teyzeler gitmeye karar verdiğinde herkes ayaklanmıştı. Onları gönderdikten sonra odama girdim. Şimdi huzurla uyuyabilirdim.

DEFNE'NİN AĞZINDAN

Eve geldiğimizde hemen odama girdim. Poyraz abinin hediyesine bayılmıştım. Kutuyu yeniden açıp pembe ayıyı çıkardım. Çok tatlıydı. Yatağımın köşesine ayıyı yerleştirdim. Bence burada kalabilirdi. Notu yeniden okudum. Kendine öküz demişti!

Gülümseyip bu defa güle dokundum. Pembe gül....En sevdiğim çiçek.

Kutuyu kapatıp dolabımın bir kenarına koydum. Ardından üstümü değiştirip yatağıma girdim. Telefonu alıp Poyraz abiyle olan mesajlaşmayı açtım. En son ona öküz dediğim mesajı göndermiştim. Kıkırdayıp mesaj yazmaya başladım.

Teşekkür ederim, hediyeni gerçekten çok beğendim.

Kısa sürede bana cevap vermişti.

Ben de teşekkür ederim, beni affettiğin için.

İyi geceler Poyraz abi.

İyi geceler Defne...



PAMUK ŞEKERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin