2. Bölüm " Burada işimiz uzun sürecek. "

65 4 0
                                    

Genç çocuk önümüzde, bizde onu hızlı adımlarla takip ediyoruz.

" Emre, olay yeri incelemeye anons geç. Hemen gelsinler. "

" Geçtim bile başkomiserim. "

" Hangi ara anons geçtin . "

" Köfteciden kalkarken, hem olay yerine hemde ambulansa haber verdim. "

" Güzel . Eldiven aldın değil mi arabadan ? "

" Almadım başkomiserim bitmişti. "

" Neyse tamam. Olay yeri gelince onlardan alırız. "

Emre elindeki telsizin ucunu çocuğun omuzuna dokundurarak sordu :

" Genç, senin adın neydi ? "

" Faruk, abi. "

" Faruk sen nerede oturuyorsun ? "

" Şu düşen kişi ile aynı apartmanda oturuyorum. "

" Tamam. Sende gözümüzün önünden ayrılma. "

Tedirgin bir şekilde Emre'ye baktı Faruk.

" Benden mi şüpheleniyorsunuz abi ? Vallaha ben birşey yapmadım. "

" Korkma sadece ifadeni alıcağız onun için. "

Faruk cevap vermedi. Yolumuza devam ettik.
Biraz sonra, yeni yapılmış, 3 apartmanlı sitelerden, en baştaki apartmanın önüne gelirken içimde bir his belirdi. Hani birşey unuttuğunuzda gelen o his. Birşey unuttum mu ? Hayır telefonumu almıştım. E telsiz ile tabancamda yanımdaydı. Neyi unutmuştum ? Unuttuğum şey, eşya değildi. Unuttuğum şey her neyse, bir eksiklik hissi veriyordu. Ama şuan aklıma gelmiyecek, hiç ummadığım bir anda aklıma geleceğini iyi biliyorum. Çünkü hep öyle olur.
Ama şuan, içinde bulunduğumuz olaya odaklanmalıyım. Adımlarımı biraz daha hızlandırdım. Apartmandan düşen şahısın olduğu apartman önündeki kalabalıktan, olay yerinin neresi olduğunu bulmak zor olmadı. Sekiz, dokuz kişilik kalabalığa yaklaşınca, kalabalıktan gelen uğultularda arttı. Olayın şokunu atlatamamış olacak ki, bizi getiren genç çocuk, yol boyunca hiç konuşmadı. Apartmanın önüne geldik.
Soluk soluğa kalmıştım. Nabzımın boynumda atışını duyabiliyordum. Eskisi gibi değilim, yaşlandığımı kabul etmem lazım. Zaten emekli olmama da az kaldı.
Aslında emekliliğim gelse bile teşkilattakiler beni bırakmak istemezler. Aslında bende bırakmak istiyorum bu işi. Her ne kadar yorulsamda seviyorum mesleğimi. Ekibimdeki insanları, karakoldaki aile ortamını, ben istesem de bırakamam.

" Açılın abiciğim polis ! Hadi dağılın, zorluk çıkartmayın lütfen. "

Emre, vatandaşları sözlü uyarıda bulunduktan sonra, İpek'in yardımı ile kalabalığı uzaklaştırmaya çalıştılar. Apartmanın önündeki insanlara polis olduğumuzu söyleyince, homurtuları azaldı. Kimliğimizi de gösterince fazla zorluk çıkartmayıp, bizi yormadan uzaklaştılar. Yolun karşısındaki kaldırımdan hâlâ bizi izlemeye devam ettiler. 

" İpek, sen çabuk apartmanın içine bak şüpheli birisi var mı? "

" Emredersiniz başkomiserim. "

Deyip çevik ve hızlı bir şekilde, belindeki tabancasını yoklayıp apartmandan içeriye girdi. Bizde yerde kanlar içinde yatan genç kızı inceledik. Kumral , kısa saçlı, saçları omuzuna kadar geliyor, sol şakağında kendini belli eden bir ben vardı. Yirmi beş yaşlarında gösteriyordu. Kimliğini bulduğumuz da öğreniceğiz. Oldukça çekici bir kızdı. Ölüm nedeni, karnına saplanan bıçak olduğu belliydi. Eğer bıçak yarasından başka birşey var ise, bu otopsi sonucundan sonra belli olacak. Ağızından kan gelmiş.
Emre sağ işaret ve orta parmağını birleştirip, kızın boynuna dokundu.

Başkomiser Yavuz  "Kanlı İntikam"Where stories live. Discover now