4. Bölüm

50 3 0
                                    

Maktulün adını yüksek sesle yineleyen delikanlının olay mahalline girmesine, Emre ve bir polis memuru kollarından tutarak engel oldu. Bir apartmana, birde Emre'ye baktım. Emre " Tamam başkomiserim bende burası. " Der gibi işaret yaptı. Apartmana girmek yerine, Emre'nin yanına gitmeyi tercih ettim. Hem delikanlının kim olduğunu öğrenmek, hemde bir görgü tanığı filan buldu mu, onu öğrenmek istedim. Bizimkinin zor zaptediği gencin, yanına giderken beklemediğim birşey oldu. Mesut Usta, ambulansdan fırlayıp, gencin yakasına yapıştı.

" Senin ne işin var lan burada ! "

Genç çocuk ne olduğunu anlayamadan sarsıldı. Yere düşecekken bizim Emre' nin koluna tutundu. Hızlı adımlarla, son anda yetişip ayırdım ikisini.

" Ne oluyor, neyin kavgasını yapıyorsunuz, ayrılın. "

Emre genç çocuğu, bende Mesut Usta 'yı tuttum.

" Eğer durmazsanız ikinizide karakola götürürüm. Şimdi ikinizde sakin olun. "

Birkaç saniye birbirlerine ters ters baktıktan sonra ikiside sinirli bir şekilde oturacak bir yer bukmak için ayrıldılar. Delikanlının gitmesine izin vermeyip kolundan tuttum.

" Sen dur bakalım, gitme bir yere. Seninle biraz konuşalım. "

" Abi bırakın. Ayfer... Ayfer ! "

" Birincisi abi değil, başkomiserim diyeceksin. "

" Ya ben üzüntüden ne dediğimi biliyor muyum başkomiserim. "

" Onu sorucağım zaten. Sen bu Ayfer 'in nesisin ? Niye bu kadar ortalığı birbirine katıyorsun ? "

" Sevgilisiyim. Ne oldu, kim yapmış ? "

" Senin adın ne ? "

" Mert. "

" Mert, öncelikle başın sağolsun. "

Gözlerinden boncuk boncuk gözyaşları süzülmeye başladı. Kendisini ağlamamak için zor tutuyordu, güçlü görünmek için. Delikanlı işte. Ağlarsa kendisinin güçsüz görüneceğini düşünüyordu. Gençken bende öyleydim. Daha fazla dayanamayıp tekrar ağlamaya başladı.

Biraz sonra kendini toparladı.

" Bu, Mesut Usta sana neden öyle, birdenbire saldırdı ? "

" Bilmiyorum. " Dedi gözlerini kaçırarak. Yalan söylediği belliydi.

" Ne demek bilmiyorum. Bana yalan söylem. Kimse kimseye durduk yere saldırmaz. "

" Kızı ile sevgili olduğumuz için. "

" Haberi yok muydu, o yüzden mi saldırdı ? "

" Evet. "

" Başka ? Haberi olmadan sevgili olduğunuz için saldırmış olamaz. Başka birşey daha vardır. Öyle değil mi ? "

" Birde görüşmemizi pek istemiyordu. "

" Neden görüşmenizi istemiyordu ? "

" Bilmiyorum. "

" Peki senin ne işin var burada ? "

" Bugün onun doğum günüydü. Onun evinde ona sürpriz doğum günü yapacaktık. "

" Yapacaktık derken kimlerle ? "

" Arkadaşlarıyla. Ben onu evinden alacaktım. Biraz dolaştıracaktım. Onlarda evi süsleyeceklerdi. Ama..."
Ama kelimesinden sonra gözünden iki, üç damla yaş aktı.

" Tamam. Sen bira ara cinayet büroya uğra. Orada da yazılı ifadeni ver tamam mı ? "

Gözünden süzülen yaşları elinin tersiyle silip sordu :

Başkomiser Yavuz  "Kanlı İntikam"Where stories live. Discover now