20. Bölüm " Mert ile Ayfer birlikte olmuşlar. "

45 3 0
                                    

Aslında bu tür adetlere şaşırmamak lazımdı. Hâlâ böyle eski kafalı insanlara rastlamak mümkündü. 

" Mesut kardeşimede ayrıca teşekkür ettim. Kızını başka birine vermediği için. "

" Kızını başka birine vermedi ama, kızın sevgilisi vardı. "

" O şerefsiz Mert, Ayfer' in aklını çeldi. Ayfer' i benim elimden aldı. "

Diyerek lafa dahil oldu sinirli bir ses tonuyla. İçeriye girerken fark etmemiştim. Meğerse Fırat' ın elinde yara izi vardı. Fırat' a yaklaştım. 

" Eline ne oldu senin ? "

" İş yerinde tost için sucuk keserken bıçakla kestim yanlışlıkla. "

" Nerede çalışıyorsun sen ? "

" Kafemiz var. Oraya yardıma gidiyorum. Beykoz'da. Bir gün çayımızı içmeye bekleriz sizide. "

" Siz bu Mert ile nereden tanışıyorsunuz ? "

" Eskiden aynı sokakta oturuyorduk. Çocukluk arkadaşımdı Mert. "

" Ee Ayfer ile nasıl tanıştınız ? "

" O da bizim sokakta oturuyordu. Ayfer mahallenin en güzel kızıydı. Ben Ayfer' i çok seviyordum. "

" Peki Ayfer seni seviyor muydu ? "

" Benimle sözlendiğine göre seviyordu. Ama o gün bir öğrendim ki, Mert' te Ayfer' e aşıkmış. Birgün konuyu Mert' te açıkladım. İtiraz etti.

 Sonra Ayfer ile sevgili oldular. "

" Seninle nasıl nişanlanmaya karar verdi ? "

" Yanlış insanla sevgili olduğunu anlamış olacak ki, Doğru kişiyi seçti. "

" Bugün öğleden önce neredeydin ? "

" Evdeydim komiserim."

" Niye kafeye gitmedin ? "

" Bugün izin günüm. Hem zaten ben istediğim gün giderim dükkana. Dükkan bizim. "

" Benimle düzgün konuş. Ses tonuna dikkat et. Çarparım. "

" Söz kesmeden önceki akşam Mert ile kavga etmişsiniz. Konu neydi ? "

" ' Biz Ayfer' ile sevgiliyiz, vazgeç şu işten ' gibi saçma sapan şeyler söyledi. O yüzden. "

Merkezde, odamda koltuğumda arkama yaslanıp çayımı yudumlarken bir yandan da, bizimkileri bekliyorum. Ben onlardan önce geldim. Gelirken de boş gelmedim. Yanımda Fırat' ı da yazılı ifadesini vermek için karakola getirdim. Çok fazla sabredip uzun uzun bekleyecek birine benzemiyor Fırat. Bilgisayarımı açtım. Gelen mail var mı diye kontrol ettim. Şimdilik önemli bir mail yoktu. Kapatıp, bizim çocular gelene kadar biraz kestirsem hiç fena olmazdı aslında diye düşündüm. Koltuğumu geriye doğru yasladım. Gözlerimi kapattım. Daha gözlerimi yeni kapatmıştım ki, odamın kapısı tıklandı. " Gel " dedikten sonra, içeriye yardımcılarım girdi. 

" Hah hoşgeldiniz çocuklar. Evet İpek. Senle başlayalım. Gittin mi Ebru' ya ? "

" Evet başkomiserim. Birkaç kere abileri ile, miras meseleleri için kavga filan etmişler. Ama çokta önemli birşey değil. Çünkü Mesut Usta son sözü söyleyip, olayı çözmüş. "

" Adamın elinde zaten miras olarak birşey kalmamış ki. Bir tek üstünde oturdukları daireler kalmış. " dedi Emre.

" Aynen. Onun dışında, o gün evine gittiğini söyledim. Neden gittiğini sordum. Ayfer' in Mert ile zorla ayrıldığı için çok üzgün olduğunu, nasıl sevgili olabileceklerini, aslında Fırat' tı sevmediğini, onunla istemeyerek sözlendigini söylemiş. Hatta bir keresinde, maktül, Mert' e, ondan hoşlanmadığını, Mert' i sevdiğini söylemiş. Fırat' ta, maktüle baya bir kızmış. Bağırıp çağırmış. "

Başkomiser Yavuz  "Kanlı İntikam"Where stories live. Discover now