2.BÖLÜM: "Bir Limon Meselesi"

50 7 5
                                    

İyi Okumalar.

Bölüm Müziği: Indila - Tourner Dans Le Vide

Adımlarım hem yorgun hem de tempolu ilerliyordu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Adımlarım hem yorgun hem de tempolu ilerliyordu. Yer altı evinden bayağı uzaklaştığımı biliyordum. Yanından geçtiğim dereye bakarken evime çok az kalmıştı.

Havadaki kızıllık kendisini tamamen karanlığa teslim etmeden önce varabilmiş olmama gülümsedim ama bu kısa sürmüştü. Kendime içten içe kızdığım bir durum vardı.

Kenyon'un evini bulmamda bana hatırlatacak hiçbir ip ucunu aklımda tutmamıştım.

Ormanda bir köşeyi aklımda tutmak zor olmuştu. Her yer yeşillik, her yer ağaçtı. Sadece onun bölgem diye bahsettiği toprağı şu an üzerine bastığımdan daha kuruydu ve bitkileri daha bakımsızdı.

Ormanla özel olarak ilgilenen hiç kimse yoktu ama yine de onun bulunduğu kısım diğer çevreden daha farklıydı. Daha kasvetli, daha bakımsız.

Sanki bir kara bulut vardı da yalnızca onun bölgesinin üzerinde hareket ediyordu.

''Violet!'' Adımı bağıran sesleri duydum.

Bizim bulunduğumuz tek katlı ve fazlasıyla küçük olan tahtalı evimizin yanında onlarca ev daha vardı. Burada yaşan herkes birbirini tanır ve sayardı. En azından biz kendimize gösterilmeyen saygıyı verirdik.

''İşte orada,'' dedi babam kollarıyla beni sarması kısa sürerken. ''Aman Tanrım, Violet. Elbisenin kolu yırtılmış.'' diye söylendi annem. Kolumdaki beyaz sargıya dokunduğunda buğulanmış gözleriyle kaşları çatıldı. ''Yaralandın mı, nasıl oldu bu?''

Konuşmama müsaade edilmeden küçük kız kardeşim Mia, elimdeki çuvalı çekiştirmeye başladı. ''Hepiniz ayrılın kızın başından,'' diyen büyükbabam Harold'un sesi herkesi sessizliğe boğmuştu.

Burada yaşan en olgun kişi büyükbabamdı. Bu sebeple herkes onun sözünü ikiletmeden yerine getirmeye çalışırdı. 

Onun bu otoriterliği ise kesinlikle eski asker olmasından dolayıydı. Şimdi sesi her ne kadar gücünü kaybetmiş olsa da dediğini yine de yaptırtıyordu.

Gençliğinde aldığı yara ondan herkesin irkilmesini sağlıyordu. Gözünün altından başlayarak dudağının üstüne kadar derin bir bıçak izi kalmıştı ve onca zamana rağmen izi hep kalmıştı.

''Sen düş önüme!'' dedi dayanak olarak tutunduğu kalın bir ağaç dalını bana doğru kaldırıp sallarken.

''Hardy, bizimle birlikte arayan kim varsa tarladan bir sebze koparıp hediye et.'' dedi büyükbabam. Babam başını sallarken gözleri hala merakla üzerimde dolanıyor ve endişeyle annemin elini tutuyordu.

''Ben iyiyim,'' dedim gülümsemeye gayret ederek. ''Her şeyi anlatacağım.'' dediğimde büyükbabamın peşine takıldım. Üzerime takılan bazı gözleri başımı eğerek görmezden geldim.

GÜÇ SAVAŞLARIWhere stories live. Discover now