8.BÖLÜM: "Morris ve Vinton"

44 6 4
                                    

İyi Okumalar.

Bölüm Müziği: Billie Eilish & Khalid - Lovely

Bölüm Müziği: Billie Eilish & Khalid - Lovely

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Yalnızca bana bakıyordu. Düşüncelerimi anlamıştı ve nasıl bir çetrefilde kaldığımı görüyordu.

''Endişelenme,'' dedi benim bu karasız kalmış halime bakarak. Sanki böyle olacağını biliyormuş gibi tepkisizdi. Ona döndüğümde, omuz silkti. ''Atışlarımı ben onun üzerinde yaparım ama seni buna mecbur etmeyeceğim.'' dedi.

Söylediklerinin ardından armanın olduğu diğer kısma ise diğerinden daha az hasarlı tahta astı. ''Armayı bilerek o hale getirdiğini görmemi istedin, değil mi?'' dedim fısıldayarak.

Bu dükkanın yolunu kimse bilmese bile sanki dışarıdan yine de duyulurmuşuz gibi riske girmek istemedim.

Bunu herhangi bir asker görürse sanırım sorgusuz kılıçtan geçirilirdi. Bu topraklara ihanetten yargılananlar halka açık yerde can verirlerdi ve kesinlikle bu armanın delik deşik olması ihanetin bir parçası olarak görünüyordu.

Daha önce böyle bir şey görmemiştim. Fakat bu duyumları hep almıştım. En başta ise büyükbabam bunu bize anlatırdı.

Çünkü bir keresinde kendi elleriyle ihanet eden birini kılıçtan geçirdiğini söylemişti.

''Evet,'' dedi bunu saklamadan. Bilerek armayı o hale getirmesini görmemi istemesine karşı kaşlarım çatıldı. ''Neden?'' diye sordum usulca. Dudağının bir kenarı kıvrılırması keyiften uzaktı.

''Eğer Tiger Vinton'u tanımak isteseydin,'' dedi bana doğru yaklaşırken. ''Bu armaya atış yapmak zorunda kalırdın, bunu göstermek istedim.''

Kaşlarım çatıldı. ''Çünkü onlardansın,'' dedim yanımdaki sandalyeye oturmak istesem de benim karşımda nasıl dik duruyorsa bende karşısında öyle kalmak istedim.

Kenyon, sarı saçlı adam. Senin gerçek adını ve nelerle uğraştığını bilmek istemememin sebebi yüzüme bir kez daha acı şekilde çarptı.

''Kimlerdenim?'' dedi söylediklerimi anladığı halde benden duymak istiyordu. Bir nefes verdim.

Tanrım, belki de artık tamamen emin olduğum bu duruma karşı ondan koşarak uzaklaşmam gerekiyordu. Fakat hala burada onunla karşı karşıyaydım.

''Büyükbabam bu sabah bazı şeylerden bahsetti,'' dedim kurumuş dudağımı ıslatarak. ''Bazı topluluğun bir araya geldiğini ve askeri birliğe karşı gelmek için bir yaygara çıkarmak istediğini söyledi.'' dediğimde babamın tedirginliğini ve annemin sıkıca Mia'yı tuttuğu ânı hatırladım.

''Bu durum topraklarımızı büyük hasara ulaştırarak herkesin göç etmesini veya dağılmasını bile sağlarmış.'' dediğimde sertçe yutkundum. ''Yani, savaş çanları çalarmış.''

GÜÇ SAVAŞLARIWhere stories live. Discover now