10.BÖLÜM: ''Son Damla Kan''

50 6 8
                                    

İyi Okumalar.

Bölüm Müziği: Pim Stones - The Life We Could Have Had

Bölüm Müziği: Pim Stones - The Life We Could Have Had

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

''Hayır.''

Başka bir yere alınmıştım. Onun ormandaki okla vuran peçeli adam olup olmadığını soruyorlardı.

Defalarca bu soruyu işitmiştim. Artık kulağım uğuldamaya başlamıştı. Dört yanım duvarla çevriliydi. Yarı dökülen taşlarıyla ve tavandan akıtan su damlalarıyla bir mahzenden farkı yoktu.

Yerin altındaydık. İnsanlar günlük koşuşturmasını yaparken biz burada onların bastıkları yerin altındaydık.

Ellerim sızlıyordu.

Yassı halat bir kez daha sertçe avucumun içine çarptı. ''İçerideki peçeli adam o mu?'' diye soruldu tekrar ve tekrar.

''Hayır,'' dedim kurumuş dudağımla. Daha fazla kelimeye takatim yoktu.

Halat bir kez daha çarptı. ''O sana askerimizi vuran peçeli adamı andırdı mı?'' dediğinde yutkundum.

Ellerimde onun kanı vardı. Bir süre sonra kurumuştu ve elime vurmaya başladıklarından itibaren sızlayan yerlerden kendi kanım onunkine bulaşmıştı. ''Hayır,'' dedim.

Bu akşam biz çok kanamıştık. Peki, biz kanımızın son damlasına kadar direniyor muyduk?

Onun dükkanının yerini söyleyerek zaten yakalanmasını sağlamıştım. Yeterince ihanet etmiş gibi hissederken birde onun ormandaki o peçeli adam olduğunu söyleyemezdim. Onu artık zincirlerinden hiç koparmazlardı.

Bileklerim önden kalın bir iple bağlıydı. Üsten bir demir parçasına yukarıdan düğün atmışlar ve ellerimin önde sallanmasına izin vermişlerdi.

Böyle durmaktan çok yorulmuştum, fakat ellerimi indirmeme yukarıda bağlı olan ip izin vermiyordu.

Acıyı hissetmemek mümkün müydü? Çünkü hissetmiyordum. Acıyı içime öyle bir kazımışlardı ki, öyle uyuşmuştum ki, bu mümkün değil gibi duruyordu.

Derek Hill, açık olan zindanın kapısından içeriye girdi.

Sakallarını kesmişti, yüzünde bir gülümseme vardı. ''Misafirimiz, konuşmamakta ısrarcı mı?'' dedi emrindeki askere bakarak. Asker buranın boğucu havasından olsa gerek alnındaki birikmiş teriyle baktı.

''Efendim, bahsedilen peçeli adama benzemediği konusunda emin görünüyor.'' dediğinde başıyla selam verip geri çekildi.

Derek Hill'in üzerindeki gümüş düğmeye baktım. Ona kendi ellerimle vermiş ve bu rütbeyi geri kazanmasını sağlamıştım. Şimdi ise bu düğmenin üzerine tükürmek istiyordum.

GÜÇ SAVAŞLARIWhere stories live. Discover now