twelve

66 10 90
                                    

Wooo
Wo woooo
Wooo
Wo woo

♡♡♡♡♡

Kafamı hızla suyun içinden çıkartıp daha gözlerimi açamadan kaçmaya çalıştım ama çabamın nafile olduğu çok açıktı, bileklerimden tutulup yeniden suya çekildiğimde bu sefer gözlerimi açarak bende karşı saldırıya geçtim.

Marinette'in tokalarından biri elime gelince onu çekip saçlarının bir kısmını saldım ve hepsinin önüne gelmesini sağlayıp yeniden yüzeye çıktım. Felix beni tutarak havuzun kenarına yaklaştırdı ve tutunduğumdan emin olduktan sonra su silahıyla Adrien'ı vurmaya devam etti.

"Seni adi pislik," diye bağırdı Adrien oldukça dramatik bir tonda. "Yaptıklarınızı ödeyeceksiniz!"

Bir anda su silahını fırlatıp koşarak suya bombalama atladığında hepimizi dalgalar arasında bırakarak havuzun dibini boyladığında, Felix sessiz bir küfür mırıldanıp önüne düşen saçlarını parmaklarıyla arkaya doğru taradı. Onun bu haline erimemek için Marinette'e odaklanmayı seçerek ellerini yukarı doğru uzatmış kuzenimi yakalayarak yanıma çektim.

"Haydi çocuklar! Çıkın da bir şeyler yiyin, güzel atıştırmalıklarımız var."

Emilie Agreste, ışıldayan suratı ve eğlendiğini belirten gülümsemesiyle yanımıza geldiğinde bizde ona gülümsedik. Yemek lafını duyan Adrien havuzun dibinde olmasına rağmen hepimizden önce çıktı ve Marinette'in çıkmasına yardım etti. Felix'se onun bu haline katlanamadığını bütün beden diliyle bize ilan ettikten sonra çıktı ve arkasından çıkan bana havlumu verdi.

"Çok teşekkür ederiz Bayan Agreste." dedi Marinette bir çırpıda. Kekelememek için büyük bir efor sarf ediyordu.

Emilie güldü ve bir kolunu Marinette'e dolayıp kendine çekti. "Geldiğin günden beri söylüyorum, Emilie desen yeterli tatlım, o kadar resmiyete gerek yok."

Marinette olduğu yerde kızarırken tüm bu olanlardan habersiz Adrien, ağzındaki lokmayı yutuverdi. "Bunlar çok güzelmiş anne!"

Emilie kıkırdayıp Adrien'ın saçlarını sevdi ve bizi yeniden yalnız bırakıp içeri gittiğinde Felix ve Adrien'ın inatlaşmaları yeniden başlamıştı. Deve güreşi, su savaşı, su topu ve daha birçok şey oynamıştık. En son güneş batarken havuzdan çıkabildiğimizde gerçekten yorgun hissediyordum. Oysa hatırlıyordum da Felix ve Adrien havuz oyunlarını bir tür taarruz olayına çevirmeden önce Mari ile birbirimize ne kadar da sakin su fırlatıyorduk...

Akşam yemeği adına hazırlanmak için içeri geçtiğimizde derin bir iç çektim. Yarın buradaki son günümüzdü. Bir hafta o kadar hızlı ve eğlenceli geçmişti ki, nasıl geçtiğini anlayamamıştım bile. Gönül isterdi ki tüm yaz Felix'le böyle güzel vakit geçirelim ancak bir yandan annemi çok özlemiştim.

Marinette'in duştan çıktığını görünce peşinden ben girdim. Oldukça hızlı bir duş sonrası şortumu ve beyaz tişörtümü giydikten sonra saçımın nemini alarak banyodan çıkıyordum ki, odaya giren Felix'i görmemle meraklandım. Duşta gereğinden fazla uzun mu kalmıştım acaba?

"Felix ne ol-"

"Şşş." diyerek kapıyı kapattı ve büyük adımlarla yanıma geldi. O böyle yapınca daha çok meraklanmıştım.

"Ne oldu?" diye sordum bu sefer fısıldayarak.

"Küçük bir yalan uydurmuş olabilirim." derken sırıttı ve hızlı bir hareketle yanağımı öpüp geri çekildi.

"Bu da ne demek?" dedim dikkatimin dağılmaması için çabalarken. Gerçekten bu çocuk ne yapsa, aptal aptal sırıtarak ona bakmak istiyordum.

"Biraz yorgun ve hastasın. Bende sana bakmak için gönüllüyüm."

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Sep 23, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Meet me in the Rose Garden • mlbWhere stories live. Discover now