kabin

1.5K 100 74
                                    

Birkaç saat kadar sonra yatakta hisettiğim hareketlilik ile uykulu gözlerimi ovuşturup yana çevirdim bakışlarımı.

Barbaros gelmişti, yatakta yanımda uyuyordu. Ne olursa olsun, her ne kadar aramızda bir kırgınlık olsa da gecenin sonunda aynı yatakta uyuyor olmak ilişkimiz açısından çok önemliydi. Açıkçası en azından benim için öyleydi.

Barbaros'u uyandırmamak için elimi yavaşça komidinin üzerine koyduğum telefonuma uzatıp saate baktım.

04.50 idi.

Daha çok erkendi ancak uyku da tutmuyordu üzüntüden. O yüzden uyumamayı tercih ederek yataktan yavaş hareketlerle kalktım.

Önce yanına gittim ve yavaşça üzerine örttüğü ancak yatakta çok döndüğü için açılmış olan pikeyi üzerine örttüm.

Hızlıca banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım ardından üzerime kapşonlu sweatshirt giyip altına da rahat bir gri eşofman geçirdikten sonra telefonumu alıp aşağıya indim ağır adımlarla.

Bugün kaptanlık oyunu olacağı için herkes gece eve dönmüştü ve şu an hepsi uyuyordu. Bu yüzden evde mümkün olduğunca ses çıkarmadan hareket ediyordum. Kimseyi uykusundan etmek istemiyordum.

Merdivenlerden inip mutfağa geldiğimde kendime kahve makinesinden hemen bir kahve hazırlayıp Adana Demirspor logolu kupama doldurdum.

Kahvemi alıp tekrardan merdivenlerden çıktım ancak bu sefer odaya değil terasa çıkıyordum.

Terasa geldiğimde kimsenin olmadığını görünce bir oh çektim. Çünkü genelde sabahın ilk saatlerinde Tolga burada olur ve Tai Chi yapardı.

Ancak ben ondan da erken kalktığım için terası boş bulabildim.

O yüzden hemen terastaki masaya geçip oturdum. İstanbul manzarasını terastan izlerken bir yandan da kahvemi yudumluyor, dün gece olanları düşünüyordum.

Düşünmeden edemiyorum çünkü bu teras dün gece olanlara şahit olmuştu. Burada tam karşımda sarılırken görmüştüm onları, tam burada yere dökülmüştü fotoğrafları... Aklıma geldikçe canımın yandığını hissediyordum. Mideme kramplar giriyordu.

Ağlayacak gibi oluyordum sürekli. Sırf bu yüzden kafam dağılsın diye Twittera girip yarışma ile ilgili fanların yazdıklarına, paylaşılmasına göz atayım dedim.

Sanki hepsi canımı acıtmak istermiş gibi sürekli Barbaros ile editlerimi yapıp paylaşıyordu bir de üstüne Serhatçilar da karşılık olarak en iyi ikili olduklarını düşündükleri serbar editleri ile cevap veriyorlardı.

Önce serbar editlerini izledim canımı sıkacağını bile bile. Çünkü merak ediyordum ona nasıl baktığını, izleyenlerin neler fark ettiğini ben de görmek istiyordum.

Sonra bizle ilgili editlere baktım. Hepsi çok güzeldi. Az önceki serbar editlerini izlerkenki yüzümdeki üzücü ifade yerini gülümsemeye bırakmıştı.

Anılarımızı, gülüşlerimizi koydukları editör yüzümü güldürdüğü kadar kalbimi de güldürüyordu sanki. Vücudum az önceki kasılmalarını bırakmış yerine rahatlık gelmişti sanki.

Ancak editleri izlerken fark ettiğim şey yeniden kaşlarımın çatılmasına sebep olmuştu. Evet editlerimiz gerçekten çok güzeldi ama serbar editlerindeki gibi sürekli yan yana dip dibe değildik. Daha az moment vardı. Bu da rahatsız etmişti beni. Neden böyle olmuştu ki ?

Editlere bozulup Twitter'dan çıktım. Ne yapacağımı düşünüp durdum. Kimse de uyanmadığı için canım sıkılıyordu.

Yasin'i aramayı düşündüm ama uyuyordur diye elim gitmedi sonra aklıma Kerem geldi ancak ona da barış konusunda geçenlerde çok laf ettiğim için aramaya elim gitmedi.

su ve ateş | albarWhere stories live. Discover now