The General's Vampire Omega [Türkçe BL MTL] ✔

Bölüm 1: Metuşelah

"Ad."

"Johnson Lee."

"Yaş."

"43."

Gardiyan, önündeki zayıf, sakallı adama baktı, elindeki kimlik kartını okuyucuya koydu ve soru sormayı bıraktı. Kimlik tespiti devam ederken, okuyucunun üzerindeki küçük ışık yanıp sönüyordu.

Herhangi bir konuşma olmadı, sadece sessizlik vardı ve iki sessiz insan, nöbetçi binasının beyaz ışığında duruyordu. Uzaktaki karanlıkta bazı evlerin ana hatları görülebiliyordu ve bu küçük yükseltilmiş bölge Aleisha'nın villalar bölgesiydi.

Luo ZhouZhou'nun kalbi hızla atıyordu, ancak duruşu hala sakindi. Gardiyanın ciddi ve yorgun bakışları, Luo ZhouZhou'ya biraz umut verdi.

Artık gece yarısıydı ve gardiyanın sadece görevden ayrılmak istediği açıktı, dikkati dağılmıştı ve muhtemelen birkaç standart sorudan sonra serbest bırakılacaktı.

Luo ZhouZhou, önceden düşündüğü kelimeleri tekrarladı: "Evet, Bayard bölgesine gitmek istiyorum. Teyzemi ziyaret edeceğim. Aniden hastalandı ve onunla ilgileneceğim." Sesi biraz titriyordu çünkü çok gergindi, ancak gardiyan bu titremenin üzüntüden kaynaklandığını düşündü ve önemsemedi.

Bayard bölgesi, Aleisha bölgesinden farklıydı. Orada herkes sivil giysiler giyerdi, evler tıklım tıklım doluydu. Aleisha'nın geniş orman bahçelerinin ve seyrek villa gruplarının aksine.

Aynı zamanda oldukça özgürdü.

Peki tam olarak ne kadar özgür olabilirdi ki? Luo ZhouZhou, eğer orada küçük bir ev bulursa General Luo Pei'nin onu yakalayamayacağını hissetti. Mehtaplı gecelerde çatıdan çatıya atlayabilirdi, örümcek ağlı sokaklara istediği gibi girebilirdi ve efsanevi yeraltı ticaret şehrinde her gece en taze kanı satın alabilirdi.

Bu tuhaf dünyaya girdiğinden beri iki ayda bir kez bile kan içmemişti. Vücudu, tat tomurcuklarını ıslatıp boğazından aşağı kayarken sıvının nemli tatlılığını neredeyse unutmuştu.

Daha da önemlisi, eşini arayabilmek için Aleisha'dan ayrılmak zorunda kaldı. Eğer bulamazsa ölecekti. Luo ZhouZhou, eşini bulamadan ölen bir vampirin adını hiç duymamıştı ama tek vampir o olmak üzereydi.

Bu şekilde ölmek nasıl olurdu?

Tüm vücudu kurumuş ağaç kabuğu gibi buruşabilir ve buna bakmak korkutucu olabilir. Sonunda bir meşaleyle yakılacak ve külleri kanalizasyona atılacaktı.

Onu yakmaktan sorumlu olan kişi muhtemelen General'in evindeki ciddi ve esprisiz Kahya Li bile olabilirdi.

Luo ZhouZhou, küllerini tuvalete dökerken kaşlarını çatatan yüzünü bile hayal edebiliyordu. Ağzının köşeleri hafifçe aşağıya doğru inecek, bu da karar çizgilerinin her iki tarafta daha derin görünmesini sağlayacaktı.

"Bip-"

Kimlik belirleme cihazı yüksek sesle bir hata mesajı verdi ve üstündeki kırmızı ışık yanıp sönüyordu. Gardiyan masaya yerleştirilen okuyucuyu kontrol ederken Luo ZhouZhou'nun vücudu gerildi ve nefes almaya bile cesaret edemedi.

"Yine mi bozuldu?" Muhafız mırıldandı ve aynı anda ona baktı.

Luo ZhouZhou uzanıp şapkanın kenarını tuttu ve onu daha da aşağıya bastırdı.

Kimlik kartı bu öğleden sonra bahçıvan tarafından evde bırakılmış ve onu çiçek tarhasında bulmuştu. Etrafta başka kimse yoktu, bu yüzden uzun süre tekrar tekrar baktı ve cebine koydu.

Gardiyan Luo ZhouZhou'ya karşı temkinli görünüyordu, tavırları artık o kadar rahat değildi ve ona birkaç kez baktılar. İnceleyen gözleri büyük işçi üniformasından pantolonunun kaldırılmış paçasına kadar kaydı.