The General's Vampire Omega [Türkçe BL MTL] ✔

Bölüm 83: Yeni Dünya

"Zhou Zhou'ya o ilacı enjekte ettikten sonra normal bir çocuk gibi huzur içinde büyüdü. Onun ne kadar sağlıklı olduğunu görünce, bilge adamın yanılıp yanılmadığını, ilacın insanları sadece 20 yıl boyunca kontrol etmekle kalmayıp tamamen iyileştirip iyileştirmediğini merak ettim." Luo Pei burada kamera karşısında dik oturarak şunları söyledi.

"Zhou Zhou, onun ilacı sadece seni değil, tüm ailemizi kurtarmış olsa da, büyüdüğün zaman sana bazı garip şeyler oldu." Bir an tereddüt etti ama devam etti: "Geceleri uykunda konuşurken sık sık bir patriğe sesleniyordun ve gündüzleri bize ev ödevlerini parçalayan küçük vampirlerle ilgili bazı renkli hikayeler anlatıyordun."

Luo ZhouZhou bunu duyduğunda dehşet içinde Chu Feng'e baktı.

Chu Feng kollarını onun etrafında sıktı ve "Dinlemeye devam et" dedi.

"Linda ve ben senin hayal kurmayı seven bir çocuk olduğunu düşünüyoruz ama seninkiler gittikçe daha gerçekçi olmaya başladı ve hikayelerin çok sürekliydi. Çocukken resim çizmeyi ve boyamayı çok severdin ve bunu her gün yapardın, ben de sana öğretmesi için bir resim öğretmeni tuttum. Yedi ya da sekiz yaşına geldiğinde, çizimde gittikçe daha iyi olmaya başladın ve bir şeylerin yanlış olduğunu fark ettim."

Güneş parlıyordu ve Luo Pei'nin bugün nadiren izinli olduğu bir gündü, bu yüzden aletlerini çıkardı ve evin etrafındaki çiti tamir etti. Bir şey çitte bir delik açmıştı ve gecenin bir yarısı bir hayvan bahçeye girip Linda'nın sakladığı çiçekleri ve bitkileri çiğnemişti.

Luo Pei testereyle odunları keserken evin içinden bir koşma sesi geldi. Ardından, şortlu bir çocuk, küçük bir kasırga gibi, evden dışarı fırladı ve ona doğru koştu.

"Baba, bugün evdesin," dedi Luo ZhouZhou heyecanla.

"Evet, babam bugün izinli, bu yüzden bütün günü seninle geçirebilirim."

"O zaman beni kuş yakalamak için ormana götürebilirsin, deniz kabuğu toplamak için sahile gidebilirsin, Tommy Amca'nın üzümleri olgunlaşmış, beni evine davet etti, babam da benimle gelecek ve Ravent'i çağırıp..."

Luo Pei testereyi bıraktı ve "O zaman baban çitleri onarana kadar bekle ki hayvanlar gece yarısı gelip annenin tüm çiçeklerini ve bitkilerini yemesin" dedi.

Luo ZhouZhou, "O zaman seni bekleyeceğim," dedi ve yanındaki tahta tabureyi almak üzereydi.

"Buraya gel de dişlerinin yerinde olup olmadığına bakayım." Luo Pei söyledi.

Luo ZhouZhou bir süre önce dört ön dişini kaybetmişti ve şimdi yenileri çıkmıştı ama Luo Pei onların düzgün çıkmamasından endişe ediyordu, bu yüzden her gün onları kontrol ediyordu.

Luo ZhouZhou ona doğru yürüdü, başını eğdi ve ağzını açtı. Luo Pei eğildi ve dört küçük beyaz noktaya yakından baktı.

"Baba, hazır mısın? Ağzım sulanıyor." Luo ZhouZhou belli belirsiz konuştu.

"Pekâlâ, iyiler." Luo Pei memnuniyetle doğruldu ve "Dişlerin çıkana kadar bir süre şeker yiyemezsin" dedi.

Luo ZhouZhou sırt çantasındaki şortunun göğüs cebine uzandı ve elini sert bir hareketle yavaşça dışarı çıkardı. "Eğer bu dişler iyi çıkmazsa, iki uzun dişim daha var ve sanırım günde iki şeker yiyebilirim, ne dersin baba?"

"İyi değil." Luo Pei kararlı bir şekilde reddetti.

"Oh."

"Ayrıca, senin iki uzun dişin yok."

"Evet, var."

"Evet, evet, evet, iki uzun dişin var. Zhou Zhou, geride dur, baban odun kesmeye başlayacak."