The General's Vampire Omega [Türkçe BL MTL] ✔

Bölüm 44: Bir Kez Daha

Uzun boylu, zayıf bir subay platform basamaklarının dibinde durdu ve Chu Feng ona gülümseyerek, "Baş Muhafız Willson, lütfen yol açın" dedi.

Willson hareket etmedi ya da konuşmadı, sadece bir çift dar gözünü kaldırıp ona baktı.

"Baş Muhafız Willson, affedersiniz." Chu Feng tekrarladı. Yüzünde hâlâ doğru gülümseme vardı ama gözleri soğuktu.

Luo ZhouZhou da dâhil olmak üzere herkes sahneyi izliyordu.

Luo ZhouZhou, Chu Feng'i engelleyen subayın sanki daha önce görmüş gibi tanıdık geldiğini hissetti. Düşündükten sonra, Başkan Calgar enstitüyü son ziyaret ettiğinde bu memurun da orada olduğunu, Calgar'ı Chu Feng'in solunda ve kendisinin sağında takip ettiğini hatırladı.

Willson, Chu Feng'e birkaç saniye baktıktan sonra yavaşça gülümsedi. Chu Feng'e yaklaştı ve fısıldadı, "General Chu'yu etkileyen Omega'nın kim olduğunu bilmek isterdim. Çok çekici olmalılar."

Chu Feng'in gülümsemesi derinleşti ve hatta uzanıp Willson'ın omzunu okşadı ve fısıltıyla karşılık verdi, "İlginiz için teşekkür ederim Baş Muhafız, ama onlar Ace Bar'daki Bayan Ruya ile aynı tip değiller."

Willson'ın yüzü anında karardı ve iki uzun, dar gözündeki ışık soğudu.

"Willson, daha fazla bekleyemezsin, değil mi? Merak etme, yakında en sevdiğin dans partnerini davet edebileceksin." Arkalarındaki platformda bulunan Calgar, doğru anda mikrofonu eline aldı ve şaka yaptı.

Diğerleri sadece onların hareketlerini ve ifadelerini görebiliyor, ancak konuşmayı duyamıyorlardı. Calgar'ın bu sözlerini duyduklarında, Willson ve Chu Feng'in şaka yaptığını düşündüler ve bazıları yuhalarken, diğerleri yüksek sesle gülerek "Baş Muhafız Willson, General Chu'yu durdurun, ziyafet salonundaki en göz kamaştırıcı Omega'yı davet etmesine izin vermeyin" dedi.

Willson, Calgar'ın üzerinde durduğu platforma baktı, yüzünde bir gülümseme ve gözlerinde bir uyarı ile onu izliyordu. Yavaşça yana döndü, kalabalığa doğru omuzlarını silkti ve çaresizce, "General Chu'nun güzel akşamını nasıl bölebilirim?" dedi.

Ardından, sağ elini açarak Chu Feng'e 'bu taraftan' gelmesini işaret etti. Chu Feng ona bir daha bakmadan döndü ve ziyafet salonunun mermer zeminine adımını attı.

Luo ZhouZhou, Chu Feng'e baktı ve kalbi çok sert atmaya başladı. Chu Feng ile ilk dansını yapmak üzereydi ama bu yöne bakmamıştı bile, peki onun burada olduğunu nereden biliyordu?

Özellikle de şu anda Lin Fan'la birlikte kalabalığın içinde küçülmeye devam ederken, önündeki birkaç uzun boylu insan tarafından engelleniyordu. Hızla daha az insanın bulunduğu sol tarafa doğru ilerledi ve etrafındakilere, "Affedersiniz, yol açın, affedersiniz," dedi.

Etrafındaki insanlar kenara itildi ve birkaçı ona biraz mutsuzca baktı ama Luo ZhouZhou artık daha az umursayamazdı ve odadan çıkarken sadece özür dileyebildi.

Lin Fan da onu takip etti ve sol tarafa doğru birlikte sıkıştılar.

Chu Feng'in üzerinde ince, özel dikim siyah bir takım elbise, gümüş grisi bir gömlek ve aynı renkte bir kravat vardı. Saçları geriye doğru taranmış, dolgun alnı ve derin kaşları ortaya çıkmış, bu da ona çekici ve yakışıklı bir görünüm kazandırmıştı. Dik duruşuyla ileriye doğru yürürken, vücuduna karlı bir ışık huzmesi vurdu ve yoldan geçen kalabalık ona yol açtı.

Luo ZhouZhou onun kendisine doğru yürüdüğünü gördüğünde kalbi daha da hızlı atmaya başladı ve neredeyse boğazından fırlayacaktı. Geçmişte dans adımlarını öğrenmiş olmasına rağmen, bu kadar çok insan tarafından izlendiği için biraz gergindi. "Ya Chu Feng'in ayağına çok sık basarsam?" diye düşündü. Ama kalbi hızla çarpmasına rağmen, kendini daha görünür kılmak için parmak uçlarında hafifçe durarak hızla kalabalığın sol tarafına geçti.