The General's Vampire Omega [Türkçe BL MTL] ✔

Bölüm 6: İş Arayışı

"Bu Metuşelah." Chu Feng, Luo Zhouzhou'nun duyguları yüzünden kızarmış yüzüne bakarken başını salladı.

Bunu unuttu, peki ben ona ne yapmasını söylüyorum?

Luo Zhouzhou aniden hatırladı ve anında aptallaştı.

--Bu sefer asla unutmamalı.

Luo Zhouzhou'nun yüzündeki ifade tekrar tekrar değişti. Chu Feng konuşmadı ama ellerini göğsünde birleştirdi ve ona ilgiyle baktı.

"Zhou Zhou." Kapı itilerek açıldığında Lope, Luo Zhou Zhou diye seslendi ve içeri girdi.

Chu Feng'in de koltukta oturduğunu görünce adımları durdu ve yüzü çöktü.

"General Luo." Chu Feng koltuktan kalktı, Lope'a gülümsedi ve sağ elini uzattı.

Lope eli görmemiş gibiydi. Başındaki şapkayı çıkardı ve yanındaki askerlere uzattı. "General Chu burada, sorun nedir?" dedi.

Luo Zhouzhou, Chu Feng'in elini çektiğini gördü ve gülümseyerek, "General Luo neden onu bilerek soruyor? Buraya bunun için geldim."

"Özür dilerim, bu konu benim sorumluluğumda değil. General Chu yanlış kişiyi buldu." Luo Pei ona bakmadı bile ama yüzünü Luo Zhouzhou'ya çevirdi, "Zhou Zhou, git."

Luo Zhou hızla ayağa kalktı ve Chu Feng yanından geçerken ona baktı.

O yakışıklı yüzünde hâlâ bir gülümseme vardı ama koyu kahverengi gözleri buz gibi soğuktu.

Lope, askerlerin takip etmesini engellemek için elini kaldırdı ve önde hızla yürüdü, Luo Zhouzhou da ona ayak uydurmak için adım attı.

İki adamın deri ayakkabıları boş geçide vuruyor, kaotik ve aceleci sesler çıkarıyordu.

Luo Zhouzhou asansörün kapısına vardığında, elinde olmadan arkasına baktı ve Chu Feng de kapıdan çıkıyordu.

Ellerini üniformasının ceplerine sokmuş, başı öne eğik, şapkasının siperliği altındaki ifadesi belirsizdi.

Çok uzakta değillerdi, onlar da asansöre doğru geldiler.

Lope biraz telaşla kapatma düğmesine bastı, asansör aşağı inmeye başladığında rahat bir nefes aldı ama yüzü hala çirkindi.

"Zhou Zhou." Asansörün kapısına bakarak şöyle dedi: "Az önce size yaklaşan kişiden uzak durun."

Luo Zhouzhou arkasından başını salladı, göremediğini fark etti ve cevap verdi: "Evet."

Söylemeye gerek yok, ondan uzak duracağım.

Lope'un bastığı kat tuşu 5 numaraydı. Aşağıya doğru yolculuk boyunca, ilk cümle hariç, sersemlemiş bir haldeydi.

Luo Zhouzhou asansör kapısının açıldığını bile fark etmeden onu dışarı çıkarmadan önce bir hatırlatma yaptı.

Asansörün karşısında, pürüzsüz ve ağır, yıkılmaz görünen kapalı gümüş rengi metal bir kapı vardı.

Lope yüzünü kapının yanındaki tanıyıcıya çevirdi ve bir bip sesiyle metal kapı ortadan ayrıldı.

Kapıdan içeri adım atan Luo Zhouzhou, çeşitli anlaşılmaz aletlerin bulunduğu çok büyük bir oda gördü.

Beyaz giysili insanlar ellerinde belgelerle ya da gözlüklerle sağa sola koşuşturuyor, ellerinde test tüpleri tutuyor ve bu aletlerle uğraşıyorlardı.

İyi organize edilmiş, yoğun ve sessiz görünüyordu.

Luo Zhouzhou, Lope'yi bu salonda takip etti ve en derin koridora doğru yürüdü.