The General's Vampire Omega [Türkçe BL MTL] ✔

Bölüm 66: Seni Kalıcı Olarak İşaretleyeceğim

İki ast subay kapının dışında endişeyle bekliyordu ve gardiyan değişiminin sesi çoktan aşağıdan geliyordu. Chu Feng kapıyı kapatmak için uçtu ve iki astıyla birlikte merdivenlere ulaşır ulaşmaz birkaç gardiyanın yukarı çıktığını gördü.

"General Chu." Gardiyanlar hazırolda durup selam verdiler.

Chu Feng onlara başıyla selam verdi ve telaşsızca ofise doğru yürüdü.

Chen SiHan hâlâ Wu Yunkuan'ı sorgulamaktaydı.

"İttifak takvimine göre 21 Eylül gecesinin erken saatlerinde neredeydin? Bana ayrıntıları ver ve tuvalete gitmiş olsan bile hiçbir şeyi atlama."

Müdür Ding elinde olmadan fısıldadı: "Şerif Chen, yirmi birinci günü sormuştunuz zaten."

"Ah, öyle mi?" Chen SiHan sordu.

"Evet, az önce tekrar sordunuz."

...

"SiHan, ondan bir şey öğrenebildin mi?" Chu Feng kapı aralığından içeri girdi.

"General Chu." Müdür Ding tekrar ayağa kalktı.

Chu Feng oturmak için bir hareket yaptı ve "Dinlemekten sıkıldım ve koridorda birkaç kez dolaştım" dedi.

Chen SiHan da ayağa kalktı ve "Hiçbir şey ortaya çıkmadı" dedi.

Müdür Ding tam fikrini söyleyecekti ki Chu Feng açık yüreklilikle konuştu: "Madem hiçbir şey ortaya çıkmadı, o halde zahmet etmeyin, geri dönelim."

"Peki efendim."

Müdür Ding'in şaşkın bakışları önünde Chu Feng, Chen SiHan ve birkaç memuru rüzgârın taşıyabildiği kadar hızlı bir şekilde aşağı indirdi ve hiç durmadan ön kapıya doğru yürüdü.

Cipler yolun sonunda gözden kaybolurken, gardiyan Müdür Ding'e "Bunca yolu geldiler ve hiçbir soru sormadan mı gittiler?" diye sordu.

Müdür Ding saçlarının tepesine dokundu ve iç çekerek, "Kim sadece yetkililere işi bitirebileceklerini göstermek istemez ki?" dedi.

Hava her gün çok güzel ve güneşliydi. Hafta sonuydu, bu yüzden Chu Feng antrenmanının ardından çatıdan indi, duş almak için ana banyoya gitti ve ardından Luo ZhouZhou'yu uyandırmaya gitti.

Ebeveyn yatak odasının kapısını çaldı ama cevap gelmeyince kapıyı hafifçe iterek açtı. Yatak şaşırtıcı bir şekilde boştu, bu yüzden doğruca yatağın yanına yürüdü, çömeldi ve Luo ZhouZhou'yu yatağın altından ustalıkla kaldırdı.

Luo ZhouZhou esnedi ve yavaşça gözlerini açtı.

"Uyan, önce sen elini yüzünü yıka, ben kahvaltı hazırlayacağım." Chu Feng burnunu çimdikledi.

"Tamam, sen git." Luo ZhouZhou sözlerini geveleyerek söyledi.

Chu Feng arkasını döner dönmez yere bir parça siyah giysi düştüğünü gördü. Az önce içeri girdiğinde onu görmemişti bile ama görünüşe göre Luo ZhouZhou'yu yatağına geri taşırken düşmüştü.

Elbiseyi yerden aldı ve tam yanındaki sandalyenin arkasına atmak üzereydi ki birden tanıdık geldiğini hissetti. Aldı ve silkeledi; belli ki pijama olarak giydiği tişörttü. Sabah üzerini değiştirdiğini ve uyuduğu misafir yatağının üzerine koyduğunu hatırlıyordu, o halde neden aniden Luo ZhouZhou'nun yanında belirmişti?

Kafası karışan Chu Feng, kahvaltıdan sonra yıkamak üzere tişörtü banyodaki çamaşır sepetine attı.

Kahvaltı hazır olup masaya getirildiğinde Luo ZhouZhou hâlâ yatak odasındaydı.