1.7

45.8K 3K 830
                                    

Bölümüm ve ben geldikkkkk...
Dershaneden geldim. İki ders tarih çok uykumu getirdi ama olsun.

~~~

Ecem kaykay sürerken ben de kenarda oturmuş son aldığım kitabımı okuyordum.

Ecem kaykay sürüşü ile çocukları bir tık şok etkisi yaratmıştı.

Çok güzel kayıyordu.

Yaşadığımız yer İzmir'in küçük bir yeriydi ve sadece bir kaykayı sürme yeri vardı. Genelde burası oldukça kalabalık olurdu. Bu yüzden bugün kalabalık olmasına çok şaşırmadım.

Herkes kaykayları şov yaratırken beni eşyalara göz kulak olmam için dikmişlerdi buraya.

Bunu tahmin ettiğim için kitabımı yanıma getirmiştim.

10 Dün Önceki Kız'ı okudunuz mu?

Bu benden minik bir tavsiye... Alın ve okuyun.

"Sen kaymıyor musun?"

Başıma dikilen kişi ile kitabımda olan bakışları oraya çevirmiştim.

Kumral, uzun bir çocuktu.

Bu küçük yerde herkesin birbirini tanıması gerekirken aksine ben kimseyi tanımıyorum.

Çocuğun sorusuna olumsuz anlamda kafa salladım.

"Neden?"

"Çünkü kaykayın üstünde nasıl durmam gerektiğini bile bilmiyorum."

Dediğime hafifçe güldü fakat gülmesi sinirimi bozmuştu. Ne yani bilmeli miydim sürmeyi?

"Öğretmemi ister misin?"

Kitabıma devam etmeyi tercih ederdim.

"Kaykay öğrenmek önceliğim değil."

Dediğime olumlu anlamda kafa salladı.

"Ama hayatına ufak tefek renkler getirebilirsin."

"Hayatımın renksiz olduğunu kim söyledi."

"Tahmin diyelim."

O da başımda dikilmek yerine yanıma oturdu.

"Emin misin? İyi bir öğreticiyimdir."

Eli ile kaykayını gösterince Keremlere baktım.

Kaykay sürüyorlardı. Belki öğrenip aralarına katılabilirdim.

"Tamam, öğret bakalım."

Çocuk elindeki kaykayı yere koyup, oturduğu yerden kalkınca ben de kalktım.

"Elimi tutarak bas şimdi kaykaya."

Dediğini yaparak kaykaya bastım fakat bu şey hemen kayıp gidecekti.

"Düşmem demi? Daha önceden düşmüştüm."

"Tutuyorum, düşmezsin."

İki elimi tutmuş herhangi düşmeme karşı engel oluşturuyordu.

"Arda"

Dediği şeyle ona baktım.

"Adım Arda."

Anladım anlamında kafa salladım.

"Ayşen."

Adımı duyması ile gülümsedi.

"Bartın ben de. İnanır mısın tanıştığıma hiçte memnun olmadım."

Arkadan gelen sesle dikkatsizce oraya döndüm.

Altımda kaykay olduğunu unutarak.

Kaykay yana doğru gidince Arda ellerimden daha sıkı tutarak dikelmemi sağladı.

"İyi misin?"

Sorusuna olumlu anlamda kafa salladım.

"Ayşen, in kaykaydan ben sana öğretirim."

Bartın'ın cümlesi ile kaşlarımı çattım.

Ne oluyor be buna?

Kıskanıyor mu yoksa?

Yok daha neler?

"Öğreten var zaten."

Arda'nın cümlesi ile içimden bildiğim tüm duaları sıraladım.

"Birazdan yok olacak ama."

"Bartın, siz kaysanıza. Neden geldin ki?"

"Canım gelmek istedi. Daha fazla şu kaykayın üstünde durmasan mı?"

Sana inat daha fazla dururdum da valla düşme korkusu kapladı içimi

Yavaşça kaykaydan inerken Arda'ya döndüm.

"Teşekkür ederim. Bartın'a biraz gelmişler. Dellenmiş. Kusura bakma."

"Yok önemli değil. Yarın akşam gelirsen tekrar öğretebilirim. Bugün müsait değilsin anlaşılan."

"Değil. Yarın da müsait değil. İnanır mısın bilmem ama sonraki gün de müsait değil."

Bartın'ın dediğine duymazdan gelerek Arda'ya döndüm.

"Yarın olur."

Arda olumlu anlamda bana kafa sallarken uzaklaştı.

"Bartın ne oluyor?"

"Bir şey olduğu yok."

"Ne güzel kaykay öğretiyordu."

"Sürmeyi bilen arkadaşların varken niye yabancı biri öğretiyor."

Dediğine kısaca kahkaha attım.

"Kaç saattir buradayım kimse de gelip öğreteyim demedi. Diyene de kabul ettim. Ne var bunda?"

"O teklif etti yani?"

Dediğine olumlu anlamda kafa salladım.

Ne yani edemez miydi?

"Yarın okul çıkışı bana edebiyat çalıştır."

Kurduğu cümle ile kaşlarımı çattım.

"Bir saat anlatırım sonra bırakırım."

Malum akşam kaykay öğrenme işim vardı.

"İnşallah canım ya."

Dalga geçerek söylediği cümle ile gözlerimi devirdim

~~~

Arkadaşlar yarın veli toplantım var dershanemin. Ayyy bir heyecan yaptım.

Pabucumun BadBoyu|TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin