8.Bölüm: Hastane

455 8 1
                                    


Merhabalaaarrrrrr!!!!

Bugün çok mutlu hissediyorum ve umarım emeklerimin karşılığını alırım. Almazsam bile pes etmeden bu hikâyeyi yazmaya devam edeceğim. Çünkü ben bu yola bunları göze alarak çıktım ve geri dönmek yok!

İyi okumalarrr!<3

***

B Ö L Ü M  8  -  H A S T A N E



Akşam eve saat on bir gibi gelmiştik ve gözlerimden uyku aktığı için Barışların sorularına cevap vermeden direkt odama çıkıp uyumuştum. Sabahta aynı saatte, yani on bir gibi uyanmış ve kahvaltımı ettikten sonra bahçeye çıkmıştım. Temiz havayı içime çektiğimde rahatlıyordum, tüm sorunların ortadan kalktığını hissediyordum ama aslında gerçek, bunun tam tersiydi. Sorunlar hâlâ bir köşe de durmuş, başka bir olay çıkmasını bekliyordu çünkü büyük bir kargaşa da benim daha çok yıpranacağımın farkındalardı ve yorulmamı istiyorlardı.

Derin bir nefes verdim ve üzerimdeki hırkanın fermuarını boğazıma kadar çektim. Hava serindi ve rüzgâr esiyordu. Üşümek güzeldi.

Evet, bir gece de hayatı mahvolan ben için üşümek bile güzeldi.

Burnumu çektim ve arkamı dönerek, bana açılan evin her bir yanında gözlerimi gezdirdim. Eğer bu motorcular olmasaydı ben yaşamımı gerçekten sokaklarda devam ettirebilirdim. Ama o gece karşıma çıkarak beni alıp bu eve getirmişlerdi. Beni evlerine almalarına kızmıyordum, sadece benden sakladıkları bir şeyler vardı ve bana anlatmadıkları için onlara karşı mesafeli davranmak istiyordum, ama olmuyordu, bana davrandıkları gibi davranıyordum onlara. Her biri iyi yaklaşıyordu bana ve ben de öyle karşılık veriyordum.

Ayrıca beni çok önceden tanıyormuş gibi davranmaları ve Yiğit'in silah kullanmayı öğretmesi de farklı bir konuydu.

Ne olursa olsun bu evde durmaya devam edecektim. Önceden farklı düşünüyor olabilirdim, Cüneyt'in evinde bile kalmıştım ama artık burada kalıp doğruları öğrenmem gerekiyordu.

Yiğit, Cüneyt'in bana bir şey yaptığını kanıtlamaya çalışıyordu. İtiraf etmesi için bu sabah hastaneye, onun yanına gidecekti ama buna engel olmuştum. Çünkü bir karakol vakası daha görmek istemiyordum. Yiğit'i birkaç günde biraz da tanıdıysam, Cüneyt'e bir yumruk bile atmadan geri gelmeyecekti.

Yumruk dediğimde aklıma ilk olarak evin bodrum katındaki salon geldi. Orada tüm spor aletleri vardı. Yiğit madem beni geliştirmeye çalışıyordu, ben de onu zorlamadan kendi kendimi geliştirecek ve ne yaptığını anlamaya çalışacaktım.

Adımları hareket ettirerek evin arka tarafına doğru yürüdüm ve duvarın dibindeki saksının altına koyduğu anahtarı aldım. Beni buraya ilk getirdiği zaman kapının anahtarını bu saksının altına koyduğunu görmüştüm ve anlaşılan o günden sonra yerini değiştirmemişti. Bir anahtarı neden saksının altına koyarsın ki?

Kapıyı açtığımda fark ettiğim şeyle dudaklarımı büzdüm. Buranın ışık anahtarı aşağıdaydı ve oraya inip ışıkları açana kadar karanlıkta ilerlemek zorundaydım. Anahtarı cebime atıp kapıyı arkamdan kapatarak merdiven basamaklarını tedbirli bir şekilde inmeye başladım. Bu sırada elimle yan tarafımdaki duvardan destek alıyordum. Sendelediğim zaman oraya tutunabilecekmişim gibi...

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jan 16 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

SOLUKWhere stories live. Discover now