nine

1.3K 100 34
                                    


İyi okumalar :)

MAY ALLEN

Kendime aşık olmayacağıma dair söz verdiğim çocuğa duygular beslediğim hala bir süreçti. Bu sadece basitçe ret ve kalp kırıklığı getirecekti. Büyürken birkaç kere aşık olmuştum. Bir tanesi ben dördüncü sınıftayken sınıf arkadaşımdı. Ashton Irwin.

Ve pek iyi geçmemişti.

Bununla nasıl başa çıkacağımı bilememiştim ama bu hissin ne olduğunu ve ona ifade etmem gerektiğini biliyordum. Onu yanağından öpmüştüm ve o kızarmıştı.

Koyu kalın çerçeveli gözlükleri ve gamzeleri vardı. Bir de sizi her zaman güldürebilecek bir kıkırdaması. Ama bir ay sonra taşınmıştı. Aslında pek bir şey olmamıştı , sadece tenefüsde yalnız oturmak yerine benim yanımda oturuyordu ve yemeğimizi paylaşıyorduk.

Ama şimdi daha olgun ve bilgiliydim. Ama bu hissi nasıl ifade edeceğim hakkında hiç bir fikrim yok. Ya da ifade etmek istediğimden.

İkimizin de karnı aynı anda guruldadı. Birbirimizden ayrılıp gülmeye başladık.

''İHOP?'' diye sordu. ( kuzey Amerika da kahvaltı edilen restoran ismi)

Kolları hala etrafımda sarılıydı ama umursamadım.

''Evet, tabi ama üzerimi değiştirmem için benim evime uğrayabilir miyiz?'' dedim ve birbirimizden ayrıldık.

Kıyafetlerimi yerden almak için uzaklaştım.

''Tabi'' diye cevapladı.

Calum'un tişörtünü başımdan çıkaracakken onun hala burada olduğunu hatırladım.

''uh, Calum?''

''Evet?'' başını telefonundan kaldırıp bana baktı.

''üzerimi değiştirebilir miyim?'' utangaçça sordum.

''Onlar üzerinde kalsın bir ara geri verirsin.'' Dedi.

''oh, peki.'' Onun kıyafetlerini saklama fikri beni heyecanlandırmıştı. Umarım onları unuturdu ve benim olurlardı.

''Hemen üzerimi değiştirmeme izin ver.'' Dedi bir çekmeceyi açarken.

Başımı sallayıp kapıya doğru adımladım.

''Nereye gidiyorsun?'' dedi tişörtünü çıkarırken.

Gözlerim kocaman olurken dikkatimi hemen başka bir şeye verdim.

''Hiçbir yere.''

Yatağına oturup telefonumu kontrol ettim. Luke ve annem'den birkaç arama vardı.

Annem'e eve gelip üzerimi değiştireceğimi ve sonra kahvaltıya gideceğime dair bir mesaj yazdım. Sonra da aklıma erkek kardeşimi daha sonra arayacağıma zihinsel bir not yazdım.

''Hazır mısın?'' diye sordu Calum ben telefonumu kilitlerken.

''Evet'' deyip ayakkabılarımı elime aldım. O anahtarlarını aldı ve merdivenleri indik. mutfaktan gelen sesler vardı ama Calum duraklamadı. Calum ön kapıyı açtığında annesi acele ile mutfaktan çıktı.

''ikiniz kahvaltıya kalmıyor musunuz?'' diye sordu gözleri kalmamız için yalvarırken.

''Burada istenmeme rağmen neden kalayım?'' diye sordu calum.

''Beb-'' diye başladı annesi.

''Hayır anne. Ben ve may İHOP 'a gidiyoruz. Yani yargılanmadığımız bir yere.'' Sesi cümlenin sonunda yükseldi.

Mali bize doğru geldi.

''Cal, ben üz-''

''Kendine sakla , Mali.'' Elimi tutup beni dışarı sürükledi. Geriye doğru annesine baktım.bana üzgünce gülümsedi. Ağzımı oynatarak 'üzgünüm' dedim.

Calum arabasının kilidini açtı ve evime giden tanıdık yola girdi. Havadaki gerginlik hissediliyordu ve sessizlik de akıl sağlığıma pek yardımcı olmuyordu.

''Sen iyi misin?'' diye sordum direksiyon'u tutuşu gevşememişti.

''Evet'' deyip radyo'ya uzandı. Herhangi bir pop şarkısı çalıyordu ve değiştirmek için uzandım. Onu bana sırıtırken yakaladım.

''Ne ?'' dedim ve kızardım.

''Pop sevmez misin?'' diye kıkırdadı.

Ruh halini nasıl bu kadar çabuk değiştiriyordu?

''Bazı şarkılar severim.'' Omuz silktim.

''Ama şu Taylor Swift saçmalık şarkılarını değil.'' Diye ekledim.

''Onu country sanıyordum?'' dedi evimin sokağına dönerken.

''Bence o her türü söylüyor,Cal.'' Dedim ama calum'un tuhafına gitmiş olacak ki sonun 'um' ekledim.

''May bana Cal demen sorun değil.'' Dedi.

''Evet ama kız kardeşin sana böyle sesleniyor ve benim başım sizle çoktan belada ve onun sana taktığı adı çalmam onun benden daha fazla nefret etmesi için bir sebep.''

Evin araba yoluna girip arabayı durdurdu. ''Onun hakkında endişelenme. Artı annem ben küçükken bulmuştu bu ismi ve bana herkes böyle seslenir.''

''Peki.'' Diye somurtup arabadan indim.

Kapıya yanaştığımda bir kapı kapanma sesi daha duydum ve arkamı döndüğümde calum da arabadan inmişti. O bana ulaşamadan elimi göğsüne koyup onu durdurdum. Göğsü tam avuç içimin altındaydı.yanağımın içini ısırdım.

''nereye gittiğini düşünüyorsun?'' diye sordum.

''içeri?'' dedi bana yukarIdan bakarak.

''Hayır gitmiyorsun.''

Onu içeri almam için hiçbir yol yoktu. Asla. Annem ve babam evdeler miydi bunu bile bilmiyordum.

''oh hadi ama-''

''Hayır.'' Dedim lafını bölerek.

Biz çekişirken kapı açıldı.

''jo!'' bağıran sesler duydum. İki kolun beni sardığını hissettim ve ayaklarım yerden kesildi. Erkek kardeşlerimin kolları arasında kuşatılmıştım ve iki yanağıma da sulu öpücükler bırakıyorlardı.

''Beni aşağı bırakın sizi devler!'' diye bağırdım. Onlar yanaklarıma saldırınca kıkırdamaya başladım.

''seni- özledik.'' Dedi Luke öpücüklerinin arasından.

''evet.'' Dedi Michael.

''tamam yeter.'' Dedim ayaklarımı tekrar yere basmaya çalışırken. İkisi ergenlik dönemini geçtiklerinden beri her şeyi kaldırmayı başarıyorlardı.

Beni bile.

Birkaç yaz önce beni havuz'a attıklarını hatırladım. Beni yere bıraktılar ve Calum boğazını temizledi. Luke ve Michael arkalarını döndü ve sonunda onu fark ettiler.

İkisi birden kaşlarını çattı. ''Calum?''


beautifully curved || c.h (türkçe çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin