twenty seven

855 68 23
                                    




CALUM HOOD

koltukta oturmuş başka bir american horror story bölümünün tekrarını izliyordum.michael'ın beni aramasını üzerinden bir saat geçmişti.o zamandan beri may'e her şeyi anlatmaya karar vermiştim.zor olacaktı çünkü belki tüm hikayeyi duymak istemeyecekti ya da bana vurmak isteyecekti ya da onun gibi bir şeyler.

Bunu asla yapmayacağını biliyordum ama hey gerçeği duyduğunda çıldıracağından emindim.

O gece her şey kontrolden çıkmıştı.neler olduğunu anlamayacak kadar salak ve gençtim ama sonra gerçek yüzüme yumruk gibi inmişti.ertesi sabah sürtük hatta orospu olarak çağrılmak çok ağırdı.ben övülürken o hayatının cehennemini yaşıyordu.

Hiç bir şey demediğim için pişmandım.ne bir özür hiç bir şey üstelik bununla övünmüştüm.çok salakça ve saf bir davranıştı.

Ona bırakıp beni af etmesini ummaktan başka yapabileceğim bir şey yoktu.

May'i düşünmeden edemedim.o benim ikinci şansımdı.ona iyi davranırsam karma'nın beni bulmayacağını sanmıştım ama bana on kat daha sert vurmuştu.

May'i ilk gördüğüm zaman sadece arkadaş oluruz diye düşünmüştüm.ona iyi davranırsam melanie'ye yaptıklarım bir şekilde eşitlenir diye düşünmüştüm.ama hayır.böyle olmadı.onu tanıdım, onunla vakit geçirdim, ve ona aşık oldum.

O güzel, ve ne zaman bana o yüz dolarlık parlak gülümsemesini yollasa kalbim eriyor, uzun ve kalın saçları, o farkli bu yüzden onu seviyorum ya.buna ihtiyacım vardı.ona ihtiyacım vardı.

Kapı çaldı.bir kac saniye bekledim ama sonra mali'nin bodrumda yazdığını annemin de dısarıda olduğunu hatırladım.

" geliyorum!" dedim .kapıda kimin durduğunu görünce kalbim daha hızlı atmaya başladı.derin bir iç çekip kapıyı açtım.

"Selam"

MAY ALLEN

İner inmez kendime bir araba kiralamıştım.kendi arabamı hala alamamıştım ve babamdan da araba anahtarlarını alamyı unutmuştum.

Bütün bu olaylar yüzünden kızgındım.calum'un bana gerçeği söylememesi , michael ve luke ' un da aynı şekilde susması beni kızdırıyordu.bir de kendini çok iyi biri gibi tanıtan ashton da vardı.

Ana yola çıktığımda gaz pedalına biraz daha yükledim.eğer yolu doğru hatırlıyorsam on dakika sonra calum'un evine ulaşacaktım. Kafam çok mesguldü o yüzden radyoyu açtım.taylor swift çalınca homurdandım.

Yalan yok onu bir şekilde seviyordum çünkü bana calum'u hatırlatıyordu. Ama calum'un aptal şirinliklerini hatırlamak ona kızgın kalmamı zorlaştırıyordu.hemen düğmeye basıp kanalı değiştirdim.

Ana yolda ilerledikçe trafik gittikçe çoğalıyordu. Trafik iyice ağırlaşıp herkes durunca başımı koltuğa yaslayıp derin nefesler almaya başladım.hak etmeyen birilerine patlamamak için kendimi sakinleştirmeliydim.

Trafik tekrar akmaya başladığında bir süre sonra calum'un oturduğu sokağa saptım.evi tanımamın tek sebebi annesinin bahce kapısının yanına diktiği güllerdi.

Daha önce görmediğim bir mini cooper araba yolunda duruyordu.belki calum'un babam değil dediği adamındı.

"Pekala" iç çektim " bunu yapabilirsin"

Kontağı çevirdim ve getirdiğim her şeyi arabada bıraktım.telefonumu,anahtarlarımı ..sadece içeri girip konuşmak be olayı çözmek istiyordum.bu kadar.ama konu ben ve calum'du.may ve calum.neler olacağı belli olmazdı.

beautifully curved || c.h (türkçe çeviri)Where stories live. Discover now