ten

1.1K 90 25
                                    

MAY ALLEN

''Siz birbirinizi tanıyor musunuz?'' dedim şaşkınlıkla kaşlarımı çatarken. Calum homurtu ve öksürük arası bir ses çıkardı.

''Eskiden tanışıyoruz.'' Dedi Michael.

''Çok eskiden'' dedi Luke kollarını çaprazlayarak.

''um, May sen üzerini değiştirecektin böylece gidebiliriz?'' diye sordu Calum gergince.

Michael alayla güldü.

''Kız kardeşimizi herhangi bir yere götürmene izin verecekmişiz gibi.'' Dedi Luke ve kolumu tuttu.

''Neler oluyor!'' dedim ona sertçe bakıp.

''Onunla hiçbir yere gitmiyorsun'' dedi Michael.

''Siz ikiniz bana zorla hiçbir şey yaptıramazsınız.'' Dedim ikisine ve Luke'dan kolumu geri çektim.

''Onu tanımıyorsun bile!'' diye bağırdı Luke.

Luke , Michael ve ben birbirimize bağırırken Calum gergince kenarda bekliyordu.

''Burada neler oluyor!'' dedi babam aceleyle ön kapıya gelirken.

''May!'' dedi babam beni burada gördüğüne şaşırarak.

''Selam, baba!'' dedim somurtarak.

''Burada ne oluyor?'' diye sordu gelme sebebini hatırlayınca.

''May şuradaki Calum ile bir yere gidebileceğini düşünüyor.' Dedi Michael. 'Düşünüyor' derken gözlerini bana dikti.

Bende gözlerimi ona dikip ''düşünmüyorum , ben zaten gidiyorum.''dedim.

''Bekle senin ne zamanda beri bir sevgilin var?'' diye sordu babam kötü bakışlarını Calum'a dikerek.

''Sevgili mi?!'' diye bağırdı Luke ve Michael aynı anda.

İnledim. ''Calum benim sevgilim değil. O benim arkadaşım! Birlikte kahvaltı edeceğim sadece lanet arkadaşım!'' diye bağırdım iki gerzek ağabeyime.

''Hayır, gitmiyorsun!'' diye geri bağırdı Luke.

''May?'' annem kapıya geldi.

Rahatlama ile iç çektim.

''Anne! lütfen şunlara Calum ile sadece arkadaş olduğumuzu açıklar mısın.''

''Bekle seni onu biliyor muydun?'' dedi babam parmağı ile Calum'u göstererek.

''Evet biliyordum Anderw. Siz o bir erkekle randevuya çıkıyor diye mi çekişiyorsunuz?'' diye sordu annem hayatım boyunca sahip olduğum tek üç erkeğe.

''Bu bir randevu değil!'' dedim.

Erkek kardeşlerimle başlayan bu kargaşadan beri ona bakmamıştım. Onu utandırmak istemiyordum.

''Hey ben sadece kargaşaya bakmaya gelmiştim.'' Diye savundu babam kendini.

''Peki siz ikiniz ne yapıyorsunuz?'' annem erkek kardeşlerime döndü.

Kollarımı çaprazlayıp onlara sırıttım. Bir cevap için kekelemeye başladılar.

''hmm bende öyle düşünmüştüm.'' Dedi annem . ''siz üçünüz içeri.''

''Ama-'' Luke diye başladı ama annem ona bakınca ağzını geri kapattı. Üçü içeri geçti ve sonunda rahat bir nefes verdim. ''Teşekkür ederim , anneciğim.'' Dedim ona minnettar bir şeklide gülümseyip.

''Sorun değil,bebeğim.'' Dedi.

''Şimdi beni bu iri parçayla tanıştır.'' Dedi Calum'a göz kırparak.

Sonunda ona bakmaya cesaret ettiğimde kızarıp kıkırdadğını gördüm.

''Ben Calum, efendim.'' Dedi nazikçe ve elini uzattı.

''Ne centilmen ama'' diye mırıldandı annem onu kucaklamadan önce. ''Bende Liz.'' Calum rahatsız görünmüyordu bu da sinirlerimi biraz yatıştırdı.

''şimdi siz ikiniz nereye gidiyorsunuz?'' diye sordum annem ondan ayrılırken.

''İHOP'' dedik.

''ve buradasınız çünkü?'' diyerek bana baktı.

Calum'un bana verdiği kıyafetleri gösterdim.

''ah, anladım.'' Dedi ve yanımızdan merdivenleri çıktı.

''oturma odasında oturabilirsin-'' dedim Calum'a ama babam ve kardeşlerimin orayı çoktan işgal ettiğini görünce durakladım. Demin olanlardan sonra Calum'un onlarla oturmasını istemiyordum. Ama nerede bekleyecekti o zaman?

''Ben Calum ile mutfakta otururum sen üzerini değiştirirken.'' Diye fısıldadı annem kulağıma aklımı okurcasına.

''Sağ ol anne.'' dedim merdivenleri çıkmadan.

Telefonumu şarja takarken ne giyeceğimi düşünüyordum ve aklımda çoktan başka şeyler vardı. Şimdi Calumdan hoşlandığımı biliyordum bu yüzden en azından dış görünüşüme dikkat etmeliydim. Taytlarımdan birini alıp üzerine de krem rengi bir kazak uydurdum. Üzerimi giydikten sonra dışarısı biraz soğuk göründüğünden en sevdiğim botlarımı çıkardım. Ocak ayının orasındaydık ve bu demek oluyordu ki ilkbahar yakındı.

Saçlarımı düzleştirmeye vaktim olmadığından onları yan bir şekilde ördüm. Telefonumu alıp son kez kedime aynada baktım.saçımı biraz elimle düzelttim. İnsanlığın sahip olduğu en kalın saça sahip olmaktan nefret ediyordum, düzleştirmesi bir saat alıyordu.

Saçım hakkından ne kadar saçmaladığımı fark edip göz devirdim ve merdivenleri indim. Boş olan oturma odasının yanından geçtim. Mutfaktan konuşma sesleri geliyordu. Kapıyı açtığımda tüm ailem ve Calum'u konuşurken buldum.

Luke ve Michael hariç tabi.İkisi Calum ile yoğun bir konuşma içerisinde olan annem ve babama kaşlarını çatıyorlardı. Kan akışım hızlanırken kızardım.

''Ama üniversiteye futbol için gitmek istediğime emin değilim.'' Dedi Calum annem ve babama ben bölmeden önce.

''Böldüğüm için üzgünüm ama onu çalmam gerekecek.'' Dedim Calum'un alt kolunu tutarken.Biz çıkamadan annem bizi durdurdu.

''Bekleyin! Ben ve baban size katılmanın iyi bir fikir olduğunu düşündük yani sizin için sorun olmazsa.''dedi

''Benim için sorun değil.'' Dedi Calum beni dürterek.

''Emin misin?'' dedim.

Babam onlara da geleceğini söylediğinde Luke ve Michael çocukça gözlerini devirdi.

Harika , bu eğlenceli olacak.


beautifully curved || c.h (türkçe çeviri)Where stories live. Discover now