x: the dead dog

62 20 118
                                    

Acı,
Bir maske geçirdi yüzüme,
Ve yüreğim kabuk bağladı.
adriana mater, amin maalouf
_

Travis'in kız kardeşi Ethel'ın dokuzuncu yaş gününü kutladığımızda saat akşam sekizi geçiyordu.

Langford ailesi oldukça iyi ve tatlı insanlardan oluşuyordu. Büyükannesi Bayan Salome, yaşlı görünümünün aksine oldukça dinç bir görünüme sahipti. Bukleli beyaz saçları ve hâlâ önemsediği bir giyim tarzı vardı. Benimle oldukça ilgilenmişti de. Yeni bir yerde yaşamanın zorluklarıyla uğraştığımı düşünmüştü -ki bu noktada biraz haklıydı- ve bu yüzden de yabancılık çekmemem için benimle baya bir sohbet etmişti. Travis, kolay kolay kimseyle bu kadar fazla konuşmadığını söylediğinde gururum okşanmıştı. Bu ilgisinden fazlasıyla hoşnut olmuştum.

Annesi Jeanette'de öyleydi ancak öyle oturup uzun uzun konuşmamıştık. Uzun bir süre yemeklerle ilgilenmişti. Babası Mathias Langford'ta bana karşı oldukça nazikti, tıpkı Bayan Salome gibi uzun uzun sohbet etme şansı yakalamıştım. Ancak ailemle ilgili birkaç soru sorduğunda elim ayağıma dolaşmıştı. Ne söyleyeceğimi bilememiştim. Buraya geldiğimden beri ailemi soran ikinci kişiydi. Diğeri Debbie'ydi ve ona da ailemle görüşmediğimi söyleyerek bir şekilde sıyrılmıştım. Şimdi de herkesin önünde, gerçekten herkesin önünde babamın ben daha doğmadan önce ortadan kaybolduğunu, anneminse beni hiçbir zaman sevmediğini söylemek çok zor gelmişti.

"Annemle görüşmüyorum efendim," demiştim sadece, ve bununla da anlayışla başını sallayarak başka bir şey sormamıştı. Büyük salonda bulunan çoğu kişi benim bu cümlemi umursamasa da, benim için o kelimeleri bir araya getirmek bile hayati bir mücadeleydi sanki. Bunu söylemenin, anne kelimesini kullanmanın üzerimde böyle bir ağırlık yapacağını hiç tahmin edememiştim. Üzerimde büyük bir duygu yoğunluğu oluşmuştu ve akşam yemeğine kadar da bunu hep hissetmiştim.

Yemekten sonra da Angel, Matthew, Meredith, Robin, Travis, bu gece tanıştığım Ingrid, Bradley ve Jasper gayet normal bir şekilde konuşmalarına ve dinlemelerine devam ederken ben bir köşede oturmuş, salonun köşesindeki büyük kitaplıktan aldığım eski baskılı bir kitabın sayfalarını karıştırıyordum. Bayan Salome erkenciydi ve bu yüzden odasına çekilmişti. Ethel da, salondaki masada oturmuş düşünceli bir şekilde salonun bahçeye açılan pencerelerine doğru bakıyordu. Aslında bir süredir üzüntüsünü yüzünde görebiliyordum ama bana pek pas vermediği için ona bunu sormanın doğru olmayacağını düşünüyordum.

Biraz sonra Robin, Bradley ve Jasper ile sigara içmek için bahçeye çıkarken ben de elimdeki kitabın kapağını bir kapatıp bir açıyordum. Etraftaki parti süslemelerine bakınırken Bayan Jeanette'in elinde iki kuru yemiş tabağıyla geldiğini görmüştüm. Birini, Matthew ve yanında oturan Meredith'in önüne koyarken Meredith kısaca teşekkür etmişti. Sonra da benim olduğum tarafa gelip, yüzündeki gülümseyle tabağı önümdeki masanın boş kısmına koymuştu. Ve sonra da karşımdaki tekli koltuğa oturmuştu. Gecenin bütün yorgunluğunu atarmışçasına bir soluk alıp vermişti.

"Baya yorulmuşsunuz," dediğimde bakışları bana doğru dönmüştü.

"Evet ama," diyerek etrafa bakınmış ve sonra da Ethel'ın oturduğu yere bakmıştı. "Onu mutlu etmek için tüm günü planladım, ve şimdi orada oturmuş bundan hiç keyif almıyormuş gibi yapıyor. Bu yüzden yorulmamın pek bir anlamı kalmamış gibi hissediyorum." Ben de tekrardan Ethel'ın olduğu yere döndüm. Oturduğu yerde biraz kaymış, masanın üstündeki biblolarla oynuyordu ancak yüzünde hâlâ bir mutsuzluk vardı.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Dec 18, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Kötüler Çağı Where stories live. Discover now