ATEŞİN BEDENİ: 8. BÖLÜM

26 4 0
                                    

Her tarafı sessizlik bürümüşken bir anda arkadan gelen bir sesle büyü bozulmuştu...
-Kuzey kızı bırakmayı düşünüyor musun kanka?!
---------------------------------------------------------
Bazen hayat insanı gerçeklik hissinden uzaklaştırır çünkü hayat insana oyun oynamayı çok sever...
Az önce yaşadıklarım gerçek miydi yoksa anlık bir hayal miydi anlayamamıştım. Her şey çok ani olmuştu ve şu an herkesin bakışlarının esirindeydik. İkimiz de şu anda gerçeklik duygularımızı yitirmiş bir durumdaydık. Ben hâlâ daha gerçekliğe dönememişken bir anda Kuzey hafif bir tebessümle bakmaya başladı ancak bu sevgiyle bakan tebessümdsn çok kurnazca bir tebessüm gibiydi. Dudaklarının bir kenarı hafifçe kıvrıldı ardından dudaklarını hafifçe aralayarak konuşmaya hazırlandı. Bir dakika ben niye bu çocuğun dudak hareketleriyle ilgileniyorum? Kendine gel Burçak! Kuzey'in muzip gülüşünden bir şeyler planladığını apaçık görüyordum ancak bu durumu nasıl toparlayacağını hâlâ daha anlayamamıştım, en sonunda araladığı dudaklarından kelimeler döküldü:

-Doğru, haklısın. Yeter ki sen iste hemen bırakıyorum!

Hemen ardından eliyle sıkıca sardığı belimdeki tutuşu gevşedi, Ben ise kendimi gerçekliğe döndürmeye çalışıyordum ancak konuşurken bile gözlerini gözlerimden bir saniye dahi ayırmayan bu adamdan dolayı gerçekliğe zor dönüyordum.
Beni yavaşça bırakacağını  düşündüğüm için yavaşça ben de kollarımı ondan çekmeye hazırlarken aniden belimde olan kollarını hızla bırakıp benim hızlı ve sert bir şekilde yere düşmemi sağlamıştı. Bir anda sert bir şekilde sırtımı yerdeki çimlere sürtünce canım oldukça çok acımıştı. Hazırlıksız ve sert bir şekilde düşünce bir an iç organlarının dışarı firlayacağını bile düşünmüştüm. Kuzey'in yaptığı bu hareketle sakin kalmak için derin derin soluklar alıp verirken herkes de benimle aynı şekilde şaşkın bir şekilde bir bana bir Kuzey'e bakıyordu. Kafamı hızla yukarı kaldırdım ancak o bana şu kısacık süre içerisinde birbirinden oldukça zıt duygular hissettirdiği için öfke tüm bedenimi ele geçirmişti. O ise tüm bunlara rağmen arsız bir şekilde sırıtarak yüzüme bakıyordu. Ben düştüğüm yerden elimi yumruk yapıp sıkarak kendimi sakinleştirmeye çalışırken o oldukça sakin bir şekilde konuşmaya başladı:

- Oğlum siz iyi misiniz? Kızı bırakmamı istemediniz mi bıraktım işte!

Hemen sonraysa kollarını birbirine bağlayıp gülerek bana bakmaya başladı. Yok gerçekten bu çocuğun sorunları vardı ve ben bu sorunları çözecek en son kişiydim! Hızlıca elimden destek alıp ayağa kalktım ve kalktığım gini Kuzey'in karşısına dikildim. Bana sırıtarak bakan o güzel yüzüne bir tane geçirmemek içinse  kendimi oldukça zor tutuyordum. Diğerleri sinema izler gibi heyecanla bize bakarken Kuzey'in yumuşak bir şekilde önce koluna dokundum ve herkes gibi tabi ki Kuzey de benden sert bir çıkış beklediği için şaşırdı. Ben ise konuşmaya başladım:

-Biliyor musun Kuzeycim aslında çok haklısın başından beri sorun sende değildi. Sorun bendeydi. Evet çok büyük bir hata yaptım bu yüzden kusura bakma.

Ben bunları söylerken Kuzey de dahil herkes ağızları bir karış açık bana bakıyordu. Ne yalan söyleyeyim Kuzey bu haliyle oldukça komik gözüküyordu. Şaşkın gozlerle ne yapacağımı izliyordu. Ben ise gayet ciddi bir şekilde devam ettim:

- Sorun neden bende biliyor musun? Ben çok önemli bir şeyi unuttum ve çok pişmanım ancak unuttugum şeyi şimdi hatırladım. Şöyle ki...

Buradan sonraysa sakin konuşma şeklimden hızlıca kurtulup sesimi yükselterek devam ettim:

-Ulan benim en başından senin haddini bildirmem gerekiyordu hayvan herif! Ama hiçbir şey için geç değil öyle değil mi?!

Kuzey'in dikkatini dağıttığım için mutluydum, hızlıca Kuzey'in yakasına yapışıp elimden gelenin en sertinden alnına kafa attım. Ne olduysa işte ondan sonra oldu... Yere düşen Kuzey'in hızla üstüne binip ona vurmaya başladım. Kuzey gibi güçlü birinin dikkatini dağıtmak işte bu yüzden önemliydi şu an savunmasızdı ve ben ondan tüm hıncımı çıkarıyordum. Tabi bizim değerli seyircilerimiz beni durdurmaya gelmese daha cok hıncımı çıkarabilirdim. Ada beni çekiştirirken naif bir kız olduğu için hiçbir etkisi olamamıştı.
Ada'dan daha hafif biri gibi gözüküyordum ama ne demişler: "Dışardan gördüm yeşil türbe içine girdim estağfirullahtövbe!"
Ada'yı yumuşakça geriye çekip Selim beni kollarımdan tutup kaldırınca benim mesaim bitmişti. Ada bana hiçbir şey yapamazken Selim beni çöp poşedi gibi kaldırıp kenara fırlatmıştı. Deniz ise, şoka uğrayıp bana hiçbir şey yapamayan Kuzey'i yerden kaldırdı. Gerçi o kadar da çok vuramamıştım Kuzey'e, onun bana yaptığı gibi ben de onu aniden çimlerle buluşturmustum sadece biraz da üstüne çıkıp vurabilmiştim o kadar. Kuzey kendine gelseydi eminim büyük savaş çıkardı.
Kuzey'i sinirli bulmayı beklerken bir anda kafasını kaldırıp bana gülerek bakmaya başladı. Yok ben bu çocuğun sorunları var demiştim! Belediye gelsin alsın bunu hastaneye falan kapatsın ya!
Bizden çok savaşmış gibi olanlar diğerleri gibi gözüküyordu. Kuzey gülmeye başlayınca Selim en ağırından bir küfür savurdu:

ATEŞİN BEDENİ (Devam Ediyor)Where stories live. Discover now