Bölüm 5

1.9K 79 74
                                    

Kucağındaki kızı sarsmadan olabildiğince hızla ilerlerken ecel terleri döküyordu Alaeddin. Aklı başından gitmiş, yüreği cayır cayır yanardı.

"Onca vakit gururundan varmadın yanına, ya imdi varamayacağın diyarlara giderse?" diye bağırırdı gönlü çığlık çığlığa.

"Gonca?" diye seslendi cevap alamayacağını bilse de.

Adımları daha da hızlanırken hangi duayı edeceğini şaşırmış, her bir yakarış diğerini böler olmuştu.

Otağa yaklaştığında ayılmaya başladı Gonca. Kesik bir nefes araladı Alaeddin'in dudaklarını.

"Çok şükür!" diye fısıldadı gülümseyerek, gözünden kaçan bir damla yaş kızın saçlarına karışırken.

"A-Alaeddin?"

Gonca'nın kaşları çatılmıştı kendine gelince. Kafasının karışıklığı bakışlarından okunurdu. Aniden doğrulmaya çalıştı ama Alaeddin iyice göğsüne bastırdı kızı sırtındaki eliyle. Yine de inat edip kafasını yaslamadı kız. Gözleri buğuluydu ama ne olduğunu anlatmasını bekler gibi bakıyordu adamın yüzüne.

"Durasın, hatun. Ormanda bayıldın, imdi seni otağıma götürürüm. Omzunu tedavi etmemiz lazım." diye tane tane açıkladı şehzade kollarındaki güzele.

Gonca birkaç saniye daha baktı şehzadenin yüzüne anlamaya çalışırmış gibi. Sonra usulca "Tamam." deyip yasladı başını göğsüne.

"Merhemler benim otağımdadır. Oraya götürürüm seni." diye devam etti Alaeddin.

"Olur." dedi Gonca yine aynı masum sesle.

"Gülce'yi de çağırırım, o sarar yaranı, merak etmeyesin."

"Kaynağa gitti."

Gonca'nın sesi mırıltı gibiydi. Gözleri de tekrar kapanmaya başlamıştı. Alaeddin kendinden geçmesinden korkup kucağında hafifçe zıplattı kızı.

"Uyuma, Gonca."

"Peki."

Hileci Hatun'un garip uysallığı Alaeddin'i daha da telaşlandırmaya başlamıştı ki birden kızın dediğinin ne anlama geldiğini fark etti. Gülce yanlarındaki tek hatundu.

"Gonca, Gülce'yi bekleyemeyiz bu halde."

"Tamam."

Alaeddin Gonca'nın onu tam olarak anladığından emin değildi. Kafasını da çarpmamıştı ama pek bir değişik davranırdı.

"Yani yarana benim bakmam gerekir." diye üsteledi bir kez daha.

"Peki."

Daha fazla üzerine gitmedi Alaeddin. Zaten otağa da varmışlardı.

Koşarak eşikte yanlarına varan Baysungur kaşlarını çatmış Alaeddin'e bakardı.

"Şehzadem tuzak mı vardır? Siz iyi misiniz?"

Baysungur'un tuttuğu kapıdan geçen Alaeddin hızla emirlerini vermeye başladı:

"Tuzak yoktur, Baysungur amma Gonca yaralıdır. Gülce Hatun kaynağa gitmiş, geldiğinde buraya gönder, içeriye de başka kimseyi alma. Bir de tez elden bir kan şerbeti kaynattır. Bizi gören alplara da söyle, Germiyan'ın alplarına ses etmesinler şimdilik."

Komutları alan Baysungur hızla çıktı otaktan. Bu sırada Alaeddin de rengi iyice atan Gonca'yı yerdeki yatağa oturtmuş, önünde diz çökmüştü.

"Gonca zırhını çıkartmamız lazım." dedi şehzade, kızın güzel gözlerini yakalamak için başını hafifçe eğerek ama hatunun bakışları bomboştu.

AlgonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin