Algon

Bölüm 8

İyi okumalaaar...

******************

Alaeddin'in aklı uçup gitmişti Gonca'nın yakınlığıyla. Gecenin karası Gonca hariç her şeyi yutuvermişti sanki. Gördüğü bir tek kızın ayı kıskandıran yüzü, duyduğu hızlanan nefesleri, hissettiği Gonca'nın zırhı kavradığı yerden boynuna değen parmaklarıydı.

"Ne demek bu?" diye sordu, başını döndüren umut vücudunu esir alırken.

Kızın cevap vermeye niyeti yoktu. Bakışları kaçarken gevşedi eli birden. Bir adım geri çekilmişti ki şehzadenin belini kavrayan eli gerisin geri döndürdü Gonca'yı yuvasına.

Bu sefer benden kaçmana izin vermem, Hileci Hatun.

Şimdi daha bile yakınlardı eskisinden. Gonca'nın sarılı kolu tek engeldi bir atan yüreklerinin kavuşmasına.

"Ne edersin?" dedi kız telaşla. Alaeddin'i ittirmek niyetiyle kaldırdığı eli adamın kolunda kalakalmıştı yine de.

Kızın hareketsiz bekleyen eline baktı şehzade bir süre. İttirmeyeceğine emin olunca Gonca'nınkine eğdi yüzünü yeniden.

"Ne demek bu, Gonca?" diye fısıldadı sevdalandığı gözlere bakışlarıyla yalvararak.

Bir şey de, Gonca. Bu sefer bir şey de.

Gonca'nın az önceki celalli hali uçup gitmiş, dudakları kararsızlıkla bir açılır bir kapanırdı. Sonunda derin bir nefes verdi gözlerini şehzadeninkilere dikmeden önce.

"Ben-"

Büyük bir gürültüyle açılan kapı, ikiliyi kayboldukları gözlerden ayırmış, ikisi de odanın girişinden onlara bakan Saruhan Bey'e bakakalmışlardı.

"Alaeddin Bey, ne olur burada?" dedi adam hiddetle.

Alaeddin'le Gonca hala sarmaş dolaş olduklarını anca o an fark edebilmişlerdi. Ateşe değmiş gibi çekildiler birbirlerinden.

"Saruhan Bey, biz... şey..." Alaeddin renkten renge girerdi açıklama yapmaya çalışırken.

"Kavga ederdik!" diye atıldı Gonca birden.

Adam alayla döndü Gonca'ya.

"Bu kavga eden halinizdir yani. Allah muhabbetinizi arttırsın, Gonca Hatun amma mümkünse benim çatım altında olmasın. Hele de hala evli değilken."

Gençler iyice kızarmışlardı bu laftan sonra. Gonca çok yanlış anlaşıldıklarını hissediyordu ama utançtan ne diyeceğini şaşırmıştı.

"Valla kavga ederdik..." diye mırıldandı omuzları düşerken.

Saruhan Bey ne dediklerini umursamadığını belli eden bir hareketten sonra yanına gelmesini işaret etti Alaeddin'e.

"Artık kavganıza sarayınıza dönünce devam edersiniz, kızım. Ben bu gece odanın önüne yine de iki alp dikeyim de gece Alaeddin Bey odasını karıştırırsa atalarınıza mahcup olmayayım."

Gonca'nın utançtan yok olan öfkesi yeniden parladı adamın sözlerinden sonra.

"Siz o alpları Alaeddin Bey'in kapısına dikesiniz, Saruhan Bey." dedi kız hırsla. "Maazallah, sizin hatunlar yine şerbet ikram etmeye gelirler, Alaeddin Bey bu gece fazla içti, gayrı dokunur."

Kapıya ilerleyen Alaeddin kızın laflarını duyunca arkasını dönüp "Goncaa..." diye hırladı sessizce. Gonca kaşlarını çatıp başını öbür yana çevirdi.

İkilinin hali Saruhan Bey'in öfkesini biraz yatıştırmıştı. Belli ki 'kavga ederdik' derken yalan söylemezlerdi, kıskançlıktan birbirlerine girmiş gibilerdi.