Bölüm 18

1.3K 82 150
                                    

İyi okumalar...

************

Alaeddin büyülenmiş gibi kollarındaki karısını izliyordu günün ilk ışıkları pencereden içeri süzülmeye başladığında. Gonca az önce yeniden uyuyakalmıştı, Alaeddin'e ise arada derede uyuduğu iki üç saat yetişmişti.

Kızı uyandırmayacağına dair kendine söz vermiş olsa da dudakları hatununun bir boynuna, bir omzuna, bir yanağına minik öpücükler kondurmaya başlamıştı yine. Gonca huysuzlanıp kıpırdanmıştı birkaç kere amma ondan beklenmeyecek kadar derin bir uykuya yatmıştı bu gece.

Biraz geri çekilip kızın saçlarını okşamaya başladı şehzade. Çok seviyordu Gonca'nın saçlarıyla oynamayı, hele de böyle yastığına dalga dalga yayılmışken.

Uzun bir süre karısını rahatsız etmeden usulca sevdi saçlarını. Sevdiğinin nefes sesleri, nazlı nazlı odaya süzülen ışık ve ellerinin altındaki ipek tutamlar huzurla doldurmuştu içini.

Sonunda güneş tenini ısıtmaya başladığında dağıldı Gonca'nın uykusu. Gözlerini açtığında bakmayı en sevdiği gözler karşısındaydı. Utangaç bir gülümseme yüzüne yayılırken, gülüşünün aksi bir cesaretle yaklaşıp sıkıca sarıldı kocasına.

"Günaydın." diye mırıldandı Alaeddin'in boynuna sokulurken.

"Oooyy, hemi de nasıl aydı bir bilsen..." Alaeddin'in kolları sarmaladı kızı, boynunu buldu dudakları.

Gonca'nın dudakları büzüldü hatırladığıyla, başını saklandığı yerden çıkarttı sevdiğinin gözlerine bakabilmek için.

"Keşke aymasaydı, ayrılık getirdi." dedi kederle, parmakları Alaeddin'in yüzünde dolaşmaya başlarken. Dün geceki cesareti de bu yüzdendi. Epey bir vakit ayrı kalacaklardı, son gecelerinde doya doya sarmak istemişti hasret kalacağı teni.

Alaeddin'in kafası karışmıştı. Dudağının kenarındaki parmakları yakalayıp avcunun içini öptü kızın.

"Ne ayrılığı?"

Gonca adamın haline kıkırdadı. Dün gece konuştuklarını tamamen unutmuştu anlaşılan.

"'Alplara haber edeyim, yarın Yenişehir'e döneriz' demiştin ya Medreseli." Elini adamın elinden kurtarıp işaret parmağını omzundan aşağı yavaşça kaydırmaya başladı. "Gerçi, unutman işime gelir. Bir gün daha kalın, yarın gidin heç değilse." dedi nazlı nazlı.

Alaeddin sonunda kızın derdini anladığında gülmeye başladı. Beline sarılı koluyla iyice kendine çekti karısını.

"Goncaaa..." dedi yüzüne eğilip.

"Hıı?"

"Ben gitmeyecem ki."

Gonca hızla doğruldu, doğrulurken de Alaeddin'e dirsek attı yanlışlıkla.

"Off, Gonca'm yavaş!"

"Ne demek ben gitmem? Dün öyle demezdin?" diye sordu Gonca hevesle. Adamın kıvranışını umursamamıştı bile heyecanından.

"Ben gidecem demedim ki. 'Madem dönmeye niyetin yok, alplar boşuna bizi beklemesin' dedim. Sen benim seni daha iki gün önce baskın yemiş bir sarayda tek bırakacağıma mı inandın cidden?"

Alaeddin konuşurken bir yandan da kaburgalarını ovuyordu acıyla.

Gonca dün adamın dediklerini yanlış anladığını anlayınca derin bir nefes verdi rahatlamayla.

"Yani sen benimle kalacaksın?" dedi ağzı kulaklarında.

Alaeddin ters ters baktı kıza.

"Az daha ilgilenmezsen gidebilirim. Canım yanar, görmez misin hatun?"

AlgonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin