8. Bölüm İlaç ol yaralarıma!

132 24 225
                                    



'İlaç ol yaralarıma, ben rotası şaşırmış bir gemi..'

.................................................
İki gün sonra;;

İki gün geçmişti tüm bu olayların üzerine. Ve ben iki gündür Clarke'ı görmüyordum. İçime bir şeyler otursa da onu rahatsız etmek istememiştim. Ki arkadaşları da görmüyormuş iki gündür. Bill beni rahatlatmak için söylemişti bunu. Gene de merak ediyordu insan. Hasta mıydı, üzgün müydü yoksa yorgun ya da meşgul?

Bizim çocuklarla eğlencelere katılıyorduk. David partilere sokuyordu iki gündür beni. Kafa dağıtmam lazım gerektiğini söylemişti hepsi.. Ama gene bir parti başımıza bela açmıştı. Ve gene David yüzündendi bu elbette.

'Senin cidden Allah cezanı versin helvanı da ben kavurayım' dedim David'i kovalarken. 'Gel buraya gel kaçma'

'Ya kanka dursana bir' demişti o da kafenin içinde kaçarken. 'Kıza kucağıma düş diyen sendin..'

'Gerizekalı içkime hap katmışsın hap'

'Gevşemen lazımdı napim ama..'

'Ben seni gevşetcem gel sen..' dedikten sonra sandalyelerin arasından kaçan David'i kovalamaya başladım. Ama tam o an karşıdan gelen Bill'i görmediği için sertce ona çarpmıştı David. Bill'in elindeki tepside yere düşüp tuz buz olmuştu. Ve David'de Bill'in üzerine düşmüştü. David çocuğa hayranlıkla bakıyordu.. Salyaları akıyordu resmen.. O derece bir bakıştı bu.

'Selam yakışıklı yerin rahat mı?' dedi Bill gülerken. David bunu duyar duymaz ayağa kalkmıştı telaşla. 'Benim rahattı açıkcası..'

'Kusura bakma lütfen kaçarken şey oldu--' dedi David. Çocuğa kaçamak bakışlar atıyordu hala. 'Lexa dövsene beni.. Lütfen patlat dişimi kır ağzımı yüzümü'

'Asla--' dedim kahkaha atarken. 'Bu sana ceza olur oh olsun'

'Lexa hadi ama dövmeyesin mi tuttu?? Vursana aw'

'Bize love değil urfa'da sıra gecesi lazım canooo diyen kimdi David?' dedim kahkaha atarken. 'Al sana sıra gecesi hem de düşmeli kalkmalı'

'Allah cezanı vermesin senin' David o an gülüp 'Ben size yardım edeyim sonuçta benim hatam' demişti Bill'e doğru.

'Tabii ki buyur geç mutfağa önlük vereyim'

'Önlük ver ama Bill.. önündekini değil bak' dedim gülerken. 'Karıştırma--'

'Ağzına sıçayım Lexa senin!' dedi David bana bakarken. İlk defa utanmıştı kendileri enteresan.. Bill kahkaha atmıştı. Bana döndü;

'Bugün kafede tekim şu dışarıdaki içecekleri içeri odaya taşıma şansın var mı?'

'İyi de neden ben?'

'Kolların kaslı?'

'Tamam yeterli cevap benim için' diyip yürümüştüm dışarıya doğru.


Mutfakta;;;

'Önlük!' diyip gülmüştü Bill David'e. 'Takmak istersen eğer--'

'Takarız' dedi birden. Bill'in ona baktığını görünce 'Önlüğü yani' diyip durdu.

'Başka ne takacaksın ki zaten anladım sorun yok'

'Bence de ne takayım başka hiç yani' diyip gülmüştü David'de. İkisi de gülüşürken David önlüğü başından geçirmişti.

'Dur bağlamana yardım edeyim' dedi Bill. David arkasını döndü Bill ise ipi bağlamaya başladı. Tam o an Bill David'in kulağına eğildi ve fısıldadı; 'Demek sen de kokunla baştan çıkaranlardansın'

Ateşli Öpücük +18 (gxg)Where stories live. Discover now