32. Bölüm Horozun karısı Tavuk!

57 16 267
                                    




'Vur bana.. durma devam.. elle beni.. pizza yer gibi dal bana..
dondurma yalar gibi yala beni.. kazandibi gibi sıyır dibimi dibimi..'
Vur.. kır.. parçala.. gir çık.. çık gir.. oh vah.. ay yuh.. ama durma devamm..'

Kahvaltı sonrası herkes büyük salona geçmişti. Wynonna herkese tam 41 kahve yapan kahve makinasında kahve yapmaya başlamıştı.. Çünkü hepsi başka başka şeyler içiyordu.. Ve Wynonna hepsinin siparişini alıyordu..

'Ben mocha istiyorum' dedi Lexa. 'Şeker yerine tatlandırıcı olsun ve lütfen sıcak olsun'

'Alla alla ya' dedi Wynonna o an. 'Soğursa ne olurmuş acaba paşam?'

'Ağzına sıçarım'

'Tövbe yarabbim ya'

'Ben filtre istiyorum lütfen ama sütlü olsun' demişti David.

'Bana white mocha artı raspberry sosu ekleyelim lütfen' dedi Bill'de.

Wynonna ise siparişleri yazmaya çalışıyordu elbette.. Yetişmeye çalışıyordu..

'Bize birer menengiç o zaman' dedi Victoria ve Dani. 'Orta şekerli'

'Bize de türk kahvesi olsun sade' demişti Natasha ve Mira'da. 'Türkiye'de içmiştim harikaydı tadı..' dedi o an Mira..

'Ay benim türk kahvesi orta olsun ya vazgeçtim' dedi Natasha.

'Benim filtrede sütsüz olsun' demişti David. 'Ben de vazgeçtim--'

O sırada Wynonna derin bir nefes aldı. Ve elinde ki kağıdı yırtıp; 'Sizin hepiniizin anasını sikerim bakın--' dedi sinirle. 'Şurada hiçbir şey istemeyen bir sevgilim var amına koyim sanırsın Paris'de kahve sipariş ediyorlar götlerim'

'Aaa sinirlendi' dedi Bill gülerken.

'Alla alla anladın demek sinirlendiğimi ha?'

'Öyle oldu evet' dedi Bill Clarke'ın arkasına geçerken. 'Kahve içmesek de olur bence ya--'

'Yok yok için böyle zehirli zıkkımlı olanından ama--'

'Efendim hangisinden yapıyoruz?' dedi görevli kız Wynonna'ya. 'Ben kaçırdım da siparişleri--'

'Rujgül?'

'Buyrun efendim?'

'Rujgül mü?' dedi David Clarke'a dönerken. 'Bu nerenin kısaltması acaba?'

'Kısaltmamı bilmem ama--' dedi Clarke'da. 'Belkide dudağında ki ruju güllüdür'

'Bence komik'

'Sus David--'

'Herkese aynısından yap şekeriz tatsız tutsuz zehir zıkkım tadı olan' dedi Wynonna gülerken. 'Yoksa bu siparişler bizi aşar Rujgül'cüm!'

'Yani?'

'Double expresso yap herkese!' dedi Wynonna gülmeye devam ederken. 'Karım hariç ona şekerli şeyler yapın'

'Hemen efendim--'

'Ama ben onu içemem--' diyen David, Wynonna ile göz göze gelmişti. 'Aman tanrım! Ne harika seçim o öyle? İçmeyeni sikerler ne kadar da ayıp yok demek--'

Yaklaşık on dakika sonra kahveler gelmişti.. Wynonna herkese kıyamadığı için herkesin istediği kahveden yaptırmıştı..

'Ay bunun tadı harika--' dedi Clarke dudaklarını yalarken. 'Sevdiğim başka bir lezzeti hatırlatıyor bana'

Ateşli Öpücük +18 (gxg)Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz