17. Bölüm Clarke'ın suyu!

142 20 315
                                    


..............................................................
Lexa'nın ağzından;;;

Çok güzel bir şekilde hindistan cevizi duş jelimle duşumu almış ve dolabıma yönelip giyinmek için kıyafet bakınmaya başlamıştım.

'Seksiyim.. bam bam bam.. Ateşliyim.. Allah Allah.. Yanıyorum.. şap şap şap.. Yananı da görür Allah.. Allah Allah.. Görür inşallah.. İnşallah..'

Küçük bir konserin ardından önce Calvin Klein markalı boxer'ımı giymiştim. Üzerine de Low Support. Alın bu bilgiyi de naparsanız yapın işte..

Giyindikten sonra pantolonla bakışmıştım. 'Olmaz! Bana eşofman lazım' diyerek pantolonu fırlattım geri yatağa doğru. Kırk saat düğme aç fermuar aç vakit kaybı.. Oysa ki eşofman öyle mi? Tut çek.. Eşofmanı yani..

Hızlı bir şekilde siyah bir eşofman giydim. İyice parfüm sıktım çıplak kalan kalmayan her yerime. Üzerine de kahverengi temalı oduncu gömleklerimden. Eşofman altına bot, gömleğin üzerine de siyah kot ceket.. Evet oldu tamamdır..

Hızlı bir şekilde odamdan çıktım ve merdivenlerden aşağıya inmeye başladım. Tam o an annem; 'Lexa nereye?' demişti. Sorma kadın sorma! Ben sana nasıl diyim kahve tatmaya gidiyorum diye..

'Kahve denicem ya!'

'Nerede?'

'İç taraflarda bir yerde--'

'Ne?'

'Yani Clarke'gilin iç tarafında' diyip toparlamıştım. Çok da toparlanmamış gerçi ya.. Salak Lexa kendine gel.. 'Evlerinin içi yani..'

'Pekala tuhaf davranıyorsun' dedi gülerken. Ardından 'iyi eğlenceler' demişti.

'Çok thank you..' dedikten sonra bir aptallık yaptığımı daha fark etmiştim. Bu kız resmen bana konuşmayı unutturuyor..

'Çok you're welcome--'

Tam kapıyı açmış evden çıkacaktım ki gördüğüm manzara ile donakalmıştım. 'Baba?'

.........................................................
O sırada Kafede;;;

'Hey Victoria?' dedi Amy o an. '14 şubatta ne yapıyorsun?'

'Hiçbir şey' demişti o da gülerken. 'Sanırım 14'ü ters çevirip 41 kere yalnızlığıma kadeh kaldırıyor olurum..'

'Aga be..' demişti o an dudak büzerken. 'Gel beraber kaldıralım!'

'Neyi?'

'En fazla bir masa sandalye kaldırmış kız bana neyi diyor..' dedi gülerken. 'Sence biz de kaldıracak ne var?'

'Kadeh?'

'Neyse en azından başka şeyler demedin--' demişti kahkaha atarken..

O sırada David içeriden söylenerek gelmişti. 'Bu ne biçim telefon abi?'

'Noldu?' demişti Mira'da elinde kahvelerle gelirken.

'Sürekli şarjı bitiyor..' dedi sinirle. 'Kendime mi aldım prize mi belli değil'

'Telefon napsın?' dedi Mira gülerken. 'Sürekli kaslarını çekmekten o da dengesini şaşırdı işte..'

'Pekala o imanı anladım' dedi David'de gülerken. 'Kaslı olmak suç mu?'

Ateşli Öpücük +18 (gxg)Where stories live. Discover now