38. Bölüm Clarke'ın intikamı!

51 17 71
                                    


Klaus'un mekanı (Clarke'ın ağzından;;)

Hızla içeriye dalmıştım. Bu saatte burada müşteri olmazdı. Hoş olsa da fark etmezdi her türlü dalardım. Kimse de engel olamazdı.

Sertce açtığım kapıdan içeriye girmiştim. Ve ileriye adımlamıştım.

'Sen—' dedi Klaus gülerken. 'İyi alıştınız mekanı basmaya '

'Bastırana sormak lazım' dedim ben de gülerken. 'Ama görüyorum ki sorsam da fark etmiyor çünkü kendisi gerizekalı'

'Bana bak küçük Griffin' dedi o da gülerken. 'Hakaretleri hiç sevmem '

'Ben de sizi' dedim gülerken. Ardından elimde ki yedek belgeleri yüzüme fırlattım.

'Bunları nereden buldun?'

'Hiçbir önemi yok' dedim gülerken. 'Bence anlaşma kısmına geçelim'

'Daha çok tehdit diyecektin sanırım '

'Size hangisi lazım '

Klaus birden kahkaha attı. Ardından elindeki bardağı kafasına dikip bana döndü. 'Ne tür bir kızsın?'

'Her türlü kız olup her türlü şekle girebilirim'

'Zaten gidecektim '

Ben de gülüp 'Evet bumerang gibisin atıyoruz dönüyorsun '

'Biraz yüzsüzüm'

' en azından dürüst' dedikten sonra ben yeniden gülmüştü.

'Mekanı Alice için almıştım' demişti gülmeye devam ederken. 'Ona devretmek için de anlaşmalar sağladım. Geçer geçmez ülkeden ayrılacağım '

'Kesin öyledir ' dedim ben de gülerken. 'Ağzının içi yalan dolu'

'Lexa benden nefret ediyor' dedi yüzü düşerken. 'Çok yanlış yollar tercih ettim ve bunun farkına geç de olsa vardım. Gizlice kaçak yollarla başkası ile evlendim üstelik hala evliyken.'

'Adnan Ziyagil gibi mağduru mu oynuyorsun?'

'Hadi ama ben daha yakışıklıyım'

'Sabır!'

'Griffin!' Dedi gülerken. 'Lexa'nın yanına git benim yapamadığımı beceremediğimi yap ve onun hayatına ortak ol' kafasına taş mı düşmüş bunun ya?

'Onun hayatına ortak olmama gerek yok zaten öyleyim' dedim gülerken. 'İki günün var iki gün sonra ben de kartlarımı dağıtırım yanan yanar ölen ölür' dedim gözlerinin içine bakarken. 'Belgeler sen de kalabilir nasıl olsa yedekli' ardından mekandan ayrılmak için kapıya yönelmiştim. Kapıdan çıkar çıkmaz telefonum çalmıştı. Arayan Wynonna'ydı. Hayrola?

Wynonna: 'Clarke acil ormana gelmene lazım!'

Clarke: 'Ne? Ne ormanı?'

David: 'ya salak mısın ormana gel ne? Bir de ormana götür de bari!'

Wynonna: 'Sus be sen'

David: 'Sen sus'

Clarke: 'ikinizde susup özete geçin hemen!'

Wynonna: 'Lexa limonatadan içti ormanda Leylasını arayan Mecnun gibi şu an..'

Clarke: 'Kapat geliyorum!' Beynime sıçrayan kan ile arabama yönelmiştim.

Ateşli Öpücük +18 (gxg)Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ