34. Bölüm Mezarlıklar Müdürü David ve Wynonna!

38 16 187
                                    

'Yağ yağ yağmur, Teknede , Bahçede çamur,
Ver Allah'ım ver, Sicim gibi yağmur.'


İki gün sonra - Karadağ (Clarke'ın ağzından)

Sonunda, sağ salim, tek parça, tek vücut, her yerimiz tam şekilde Karadağ'a dönmüştük. Oranın havası iyiydi hoştu ama hiç bizlik değildi. Wynonna'nın neden gitmek istemediğini daha detaylı anlamıştım artık. Muhtemelen garip ailesi ve kuralları yüzündendi. Ki benim annemde böyle olsaydı ben de böyle kaçardım tabii ki..

'Allah bir daha yazdıysa bozsun--' dedim kendi kendime. 'Az kalsın helvamız yenecekti..'

'Neyli helva mesela?'

'Anne..'

'Clarke'cım..' diyerek annem yanıma gelmişti. Bahçede oturmuş filtre kahve ile günü selamlıyordum o sırada. Kahvenin üzerine de annem gelmişti. 'Nasılsın güzel kızım çitflik evi nasıldı'

O an derin bir nefes alıp gülmüştüm. 'Sanırım bu gülüşüm her şeyi anlatıyor..'

'Hadi ama o kadar kötü olamaz--'

'Haklısın o kadar kötü değildi çok kötüydü..'

'Evet anlıyorum...' diyip o da gülmüştü. 'Duydum bir şeyler..'

'Wynonna'yı daha iyi anladım şu an..'

'Wynonna kendi kurduğu hayatta mutlu' dedi gülümserken. 'Ailesi hep yanında elbette ama kendisi hallediyor' o an kafa sallamıştım. Çünkü bu doğruydu. Tabii ki ailesini seviyordu her daim birbirlerinin yanlarındaydılar ama Wynonna kendi kurduğu hayatta daha mutluydu. Bu bir gerçekti. 'Gelinim nerede ve nasıl?' dedi birden tek kaşını kaldırırken. 'Zehirlenmesi dışında--'

'İyi onun dışında' diyip kahkaha atmıştım ben de. 'Biz de iyiyiz merak etme--'

'Bundan şüphem yok' diyip göz kırpmıştı. Ardından; 'Ben de bir kahve alabilir miyim lütfen?' demişti içeriye doğru. 'Kızımla karşılıklı olarak içelim'

'Seve seve--'

Lexa ve annesi (Lexa'nın ağzından)

Bol kaoslu, aksiyonlu, gerilimli günleri sonunda arkamızda bırakıp sonunda kendi alanımıza dönmüştük.. 'O neydi gız öyle' tabiri yaşatan günlerdi resmen. 'Aman aman nerelere geldik! daha az önce evdeydik.. ' dedirtti bir de bu arada.. Bir daha ölsem oraya adım atmam. Giden gitsin abicim bizden uzak gidene de yakın olsun..

Bahçede saatimi takmış koşu yapıyordum. Küçük egzersizler ve hareketlerle yapamadığım günlerin acısını çıkarıyordum.

'Bir iki tilki siki--' diyip durdum o an. 'Bu olmadı dur başkasına geçeyim' dedim tekrar. 'Bir iki manitamın eli.. içerden bakar.. duştan çıkar.. üç dört beş bendeki fantezilerde ne leş..'

'Mirasımın varisi dönmüş--' dedim annem gülümseyerek karşıdaki koltuğa otururken. Anında susmuştum. Yoksa eminim 'seni terbiyesiz' derdi bana.. 'Ev sensiz çok boştu..'

'Birileri beni mi özlemiş--' diyip şınav pozisyonuna geçmiştim. Bu kaslar gelişmeliydi her hareket ile.. Hepsi Clarke içindi.. Kucağımda zıplaması için.. 'Gurur duydum--'

'Ben seni her daim özlüyorum Lexa--' dedi annem kaşlarını kaldırırken. 'Sen benim kalbimin parçasısın'

'Ben de seni özledim merak etme--' diyip güldüm. 'Duymak istediğin buysa--

Ateşli Öpücük +18 (gxg)Kde žijí příběhy. Začni objevovat