8.ƁŐLŰM" KEHRÍBAR"

2K 160 22
                                    



Neden hala yaram kapanmamıştı anlam veremiyordum. Daha önce böyle bir yara almamıştım ama safkanların yaraları hızlıca iyileşirdi. Bunun mühürlemi ilgisi vardı acaba. Sıkıntıyla ellerimi saçlarımdan geçirerek başımı tutmaya başladım. Günlerdir bana uğramayan içimdeki hayvanın geri geldiğini hissediyordum sesli bir nefes alıp önümdeki masaya tekme attım. Masa duvara çarparak kırıldı. Zaten korkan çocukları daha şiddetli ağlamaya başladı. Bi anda böyle bir şey yapmama Natalie ve çift şaşırmış ve korkarak bana bakmışlardı.

Bende bana ne olduğunu tam olarak anlamamıştım fakat çok sinirliydim. Her şey üstüste birikmişti tüm bu olanlar bana kafayı yedirtecekti.

Kurtların uluma ve hırlama sesleri kulaklarımı tırmalıyordu. Evin etrafında iyice çoğalmışlar hatta volta atmaya başlamışlardı. İçeri girerlerse çocuklar, çift ve Natalie zarar görürdü. Çıkıp hepsini öldürmeliydim. Buraya geldiğimden beri bastırdığım kurtları öldürme içgüdüm iyice gün yüzüne çıkmıştım. Kapıya doğru yönelip kapıdaki eşyaları tek hamlede kenara çektim.
Adam" Ne yapıyorsun? Öldürtecek misin bizi?"Dedi dehşete kapılarak.
"Sadece ben çıkıcam sen kapıyı arkamdan kitle." Dedim kilidi açarken.
Natalie " Victoria gitme çok tehlikeli." Dedi. Ona cevap vermeden çıktığım gibi kapıyı arkamdan kapattım. 3 tane kurt karşımda bana hırlıyordu.

Hep sanardım ki bir kurtla karşılassam dövüşsem korkardım. Ama içimde tek bir korku emaresi yoktu aksine ilk defa bu kadar cesur ve güçlü hissediyordum kendimi gerçekten safkan olduğumu hissediyordum.

Gözlerim kan kırmızıya bürünmüş şekilde beyaz kurdun yerden altına doğru kayıp alt çenesinden tutarak çenesini yerinden çıkardım. Gri renkte olan kurt pençelerini bacağıma keçirdi. Yoğun bir acı hissetsemde umursamdım. Arkadaşına yardım etmek için diğer kurtta üzerime atlarken ona sağlam bir tekme attım , kurt birkaç metre öteye savrularak düştü. Willamın sürüsünden olan kurlardan biri yere fırlatığım kurdun boğazına dişlerini geçirdi. Yaralı bacağım tekme atmamamla daha da acımıştı ve sersemlemiştim bunu fırsat bilen gri kurt dişlerini omzuma geçirdi. Hemen sağ elimi gözünün içine soktum, acıyla inleyerek geriçekildi.

Ancak bir sorunumuz vardi ki aralarına başka kurtlarda katılmıştı bana saldırmak için. Ciddi yaralar almıştım ve hiçbiri iyileşmiyordu. Güçlüydüm ama bu yarlarla bu kadar kurda nasıl karşı koyacağımı bilmiyordum.

Ben bunları düşünürken tam o anda. Daha önce duymadığım dehşet verici bir hırlama yükseldi arkamdan. Önümdeki kurtlar korkuyla küçülmüştü resmen. Arkamı döndüğümde onu gördüm.

Adeta parlayan siyah postuyla, kehribar rengi gözleriyle bana bakıyordu. Bu bana nedensizce bir güven vermişti. Vücudum gevşemiş, rahatlamıştım. Neden böyle oluyordu ki ? Ben niye bir kurda güveniyordum?
Vücudumun gevşemesi ve yaralı bacağımdan dolayı yalpalayarak dizlerimin üzerine çöktüm.

Willam üzerimden atlayarak kurtlara saldırdı. Ona yardım etmek için ayağa kalkamaya çalışmıştım ki gözlerim kararmaya başladı. En son hissettiğim tüm Vücudumun yere çarması ve yaraların verdiği acıydı...

*******

Gözlerimi yavaş yavaş arlandığında ilk gördüğüm şey tavan, ilk hissettiğim şeyse Willamın kalp atışlarıydı. Boğazım susuzluktan yanıyordu fakat bu vücudumdaki yaraların yanında bir hiçti.

Willam gözlerimi açar açmaz hemen yatağın ucuna yanıma oturdu. Gözlerinde korku vardı. Bana bir şey olacak diye korkmuştu. " İyimisin?" Diye sordu şefkatle. Çok konuşacak halim yoktu o yüzden başımı salladım. Tek meram ettiğim neden kurtlar saldırmıştı.

Yutkunarak" Neden saldırdılar?" Diye sordum. Olanlar Willamı kızdırmıştı kaşları çatık bir şekilde." Bana bağlı olan başka bir sürü senin eşim olmanı kabullenemiyor. Buraya dostmuş gibi görünerek girdiler fakat ihanet ettiler bununda bedelini hepsi canıyla ödedi. " derin bir soluk alarak. " Çok üzgünüm victoria saldırı başladığında burada değildim haberi alıralmaz en hızlı şekilde gelmeye çalıştım. Burada olsam sana hiçbir şey yapamazlardı. Benim yüzümden yaralasın." Dedi üzüntütle.

Elini uzatmış tam yatakta duran elimi tutacaktı ki vazgeçti. Benim yüzümden isyanlar baş göstermeye başlamıştı bile. Alayla gülerek " Daha dün konuşmuştuk gördünmü? Senin halkın beni istemez hiçbir zamanda istemeyecek. " dedim gözlerinin içine bakarak. O da gözlerimin içine bakarak " Hayır Victoria bir daha asla böyle bir şey yaşanmayacak. Herkes senin benim eşim olduğunu kabullenecek. " Dedi hiddetle. Bu dediğine çok inanmasamda başımı salladım.

"Willam benim iyileşmem gerekirdi. Neden iyileşmiyorum anlayamıyorum? Mühür yüzünden mi daha önce hiç böyle olmamıştı." Dedim .

Willam şaşırmış şekilde :" Hayır mühürden dolayı değil. Bunu bilmemen beni şaşırttı ama uzun süredir beslenmedin güçten düştün. Kan içtiğin an iyi olacaksın." Dedi. Bunu bilmiyordum çünkü daha önce hiç aç kalmamıştım ve bundan da bana kimse bahsetmemişti.

" O zaman böyle kalmaya devam edeceğim. Burada birine zarar vermem onlardan beslenmem yasak. " dedim gözlerimi ondan çekerek.

Willam gömleğini dirseklerine doğru sıvarken :" Beslenceksin. " Dedi. Ondan beslenmemi istiyordu bu beni çok şaşırtmıştı ama hiç hayır diyemezdim. Acıdan kıvranıyordum ve boğazım feci şekilde yanıyordu.

Yatakta doğrulmama yardım ederek sırtımı yatak başlığına yaslamamı sağladı. Kolunu uzatmıştı ki boynundan akan kan oradaki nabzı beni deliye çeviriyordu. Kendime hakim olamıyordum. Üstelik etkileyici kokusu her yanımı sarmıştı. Uzattığı ellini tutarak aşağıya indirdim biraz daha dikleşerek yüzüne doğru yaklaştım. O da merakla beni izliyor ne yapacağımı merak ediyordu.

Aramızda sadece bir nefeslik mesafe vardı gözlerinin içine bakarak yutkundum. Onun ela gözlerinden kendimi görüyordum. Yine kırmızıydı gözlerim. Kafamı boynuna doğru götürdüm. İlk olarak dudaklarımı değdirdim boynuna. O an da tüm sıcaklığını dudaklarımda hissetim. Bu hareketimle Willamda derin bir nefes almıştı. Artık dayanamarak nazikçe dişlerimi boynuna geçirdim.

Kanının tadı uyuşturucu gibiydi içtikçe içesim geliyordu. Anında boğazımda ki yanma gitmişti , yarlarım hızla iyileşmeye başladı. Kendime hakim olmayarak iki elimide Willamın kaslı kollarına koydum. Baştaki naziklikten eser kalmamıştı artık.

Willam dur diyene kadar devam ettim. Durmamı söylediğinde kafamı boynundan çıkarıp yüzüne doğru baktım. Ela gözleri kehribar olmuştu. Dudaklarıma doğru bakıyordu. Dudağımın kenarından süzülen kanı baş parmağıyla sildi.

Şuan da aramız da çok garip bir enerji vardı ve ben şuan ne yapacağımı bilmiyordum.

****

Arkadaşlar lütfen yorum yapın. Düşünceleriniz benim için çok kıymetli.

SAFKAN - Mührün Pençesinde Where stories live. Discover now