24.BŐLŰM "CADI"

1.3K 73 29
                                    

Uzun süredir beslenmemenin etkisiyle boğazım kurumuş , yutkunmakta zorlanıyordum. Bitkin düşmüştüm kendimi tüm olanlardan sonra hem zihnen hem de fiziksel olarak güçsüz hissediyordum. Oğlum ölmüştü. Kızım yaşıyordu ancak cani ve manyak amcasının elindeydi. Şuanlık güçsüzdüm ancak bebeğimi Alexin elinden almadan ölmeye niyetim yoktu.

Üzüntüden derbeder olmuştum, odamdan bile çıkmak istemiyordum. Bugüne kadar kıydığım canların bedeliydi belkide evlat acısı.

Williamın başta bebeğimizi istemediğini düşündüğünü sanıyordum lakin oda yıkılmıştı. Onu ne zaman görsem bir kenarda oturmuş sessiz sessiz ağlıyor oluyordu.

Alexin benim öldüğümü sanmasının iyi bir şey olduğu söylemiş ve odamdan hiç çıkmamı istemişti. Bir yandan da yüzüme bile bakamıyordu. Bana "Yüzüne bakmayı bile hak etmiyorum. Seni , sizi koruyacağım dair sana söz vermiştim ama sözümü tutamadım bu beni onursuz bir adam yapar." Demişti.

Olanlardan tamamen kendini sorumlu tutuyordu ama ben onu bir an bile suçlamamıştım. Alex çok sinsice hareket etmiş ve Williamı zayıf gününden hedef almış, koruma büyüsü yapan cadıyıda öldürmüştü. O cadı çok gizli ve güvenlikli bir yerde saklanıyordu onu nasıl bulmuştu hala muammaydı.

Bense şimdilik tüm acımı kalbime gömmek zorunda kalmıştım. Oğlumun intikamını alabilmek ve kızımı kurtarabilmek için. William çok fazla asker kaybetmişti o yüzden orduyu yeniden toparlamaya çalışıyordu ama benim bekleyecek tahammülüm kalmamıştı. Kızım olmadan 1 hafta bile bana cehennem gibiydi. O yüzden şuan hiçbir canlı belirtisi olmayan bu karanlık ormanda at sırtında dolanıyordum.

Kurtların dilini az çok çözmüştüm ve arada kütüphanedeki eski kitapları okuma fırsatım olmuştu. Tabi Williamın kurt olma hikayesini ondan dinlesemde kitaplardan okuma fırsatımda olmuştu. Kitaplardan birinde Williamı dönüştüren cadının nerede yaşadığı da geçiyordu. Mikrofars kara ormanı.

Bu ormana girer girmez insanların neden buradan korktuğunu anlamıştım. Etraf sadece zifiri karanlıktı. Vampir olmama rağmen ben bile zor görüyordum. Benim ve atım dışında etrafta hiçbir canlı yoktu. Atımda huysuzlanıp duruyordu. Ondan beslenmeyi düşünmüştüm ancak benimle bu kadar yolu gelerek zaten yeterince yorulmuştu.

Soğuk bir esinti tüylerimi diken diken yapmıştı. Bu çok garipti çünkü vampirler soğu hissetmezdi. Bir süre sonra esintiler arttı. Atım rahatsız olmuş şekilde kişnemeye başladı. Dizginleri elimde olmasına rağmen arkasını dönerek geldiğimiz yolu geri dönmeye çalıştı. Dizginleri çekiştirerek onu önüne dönmeye zorladım ancak şaha kalkarak beni üstünden atıp son hızla geldiğimiz yolu geri koşmaya başladı. Onu kolaylıkla yakalayabilirdim ama ata da kıyamamıştım. Buradan yeterince korkmuştu zaten.

İçimden küfürler ederek yoluma devam ettim. Neredeydi bu cadı? Bu ormana gelmek için 2 günümü harcamıştım ve ormanın içinde de saatlerdir geziyordum. Tek gördüğüm uçsuz bucaksız karanlıktı.

 Tek gördüğüm uçsuz bucaksız karanlıktı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
SAFKAN - Mührün Pençesinde Where stories live. Discover now