4

218 32 25
                                    

Karşımda çatırdayan odunların çıkardığı hoş seslerle birlikte içimi ısıtan yoğun sıcaklık, garip bir durgunluk katıyordu ruhuma.
Ablam bahçede çiçekleri ile ilgilenirken Cenan'ı sabahtan beri görmediğim için nerede olduğunu bilmiyordum.
Kahvaltımı isteksiz bir şekilde yaptıktan sonra büyük salonun içindeki şöminenin önüne oturmuş ve derin düşüncelere dalmıştım.
Şimdi ise o düşüncelerden nasıl kurtulabileceğimi düşünüyordum çünkü tamamen bir çıkmazın içine girmişim gibi hissediyordum.

Dün gece bu şatodaki bir odada uyuklamış ve garip bir kadını görmüştüm. Kadının bana doğru yaklaşması ile içeriye Cenan'ın girip kadını üstümden almasından sonraki hiçbir şeyi hatırlamıyordum ve bu oldukça korkutucuydu çünkü bunların rüya olduğunu düşünmüyordum.

Tüm bunları Cenan ile konuşup konuşmamak arasında kalmıştım.
Eğer ona dün gece ne oldu diye sorarsam bana gerçekleri söyler miydi yoksa yine garip garip davranır ve bir şekilde beni geçiştirir miydi? Bilmiyordum.
Ama ikinci seçeneğe daha yakın gibiydim.

Cenan'ı gerçekten garip buluyordum ve bir şeyler sakladığını düşünüyordum.
Ama burada Cenan'dan da daha garip bir şey varsa, o da onun bana karşı olan davranışlarından rahatsızlık duymamamdı.
Yanağıma değen elinden, bana derinlemesine bakan gözlerinden niçin rahatsızlık duymuyordum? Normalde temas seven bir kişi değildim ama onun temaslarında beni ona çeken bir şeyler varmış gibi hissediyordum.
Ve bunun iyi bir şey olup olmadığını bilmiyordum.

Kelimenin tam anlamıyla tıkanmıştım, kafamdaki soru işaretleri gün geçtikçe artıyordu ve ben ne yapacağımı bilmiyordum.
Sanırım gerçekten bir çıkmazdaydım.

Sabahtan beridir oynadığım kazağımın ipini bırakıp ayağa kalktım ve kapıya doğru yöneldim.
Ablamın yanına gidecektim çünkü daha fazla burada tek başıma durursam beynimdeki düşünceler beni yiyip bitirecekti.
Ağır adımlarla kapıyı açtım ve yüzüme çarpan rüzgarı umursamadan kendimi dışarı bıraktım.

Bir bahçeden çok daha büyük olan alanın içinde ilerlemeye başladığımda gözlerimle bir yandan ablamı arıyordum.
Çimenleri geçtikten sonra büyük çınar ağacının yanına gelmiştim ki görüş açıma giren iki bedenle duraksadım ve anlık bir dürtü ile ağacın arkasına saklandım.
Ablam ve Cenan yalnızca birkaç metre ötemde bir şeyler konuşuyorlardı ve seslerini az da olsa alabiliyordum.
Cenan'ın ne zaman buraya geldiğini düşünsem de merakımdan ötürü şu anlık bunu bir kenara bırakmış ve konuştukları şeylere odaklanmaya çalışmıştım.

"Arif bunu bilmiyor Cenan, sakın ona bu konu hakkında tek kelime etme."

"Söylemeyeceğim zaten Ayşegül ama ben söylesem de söylemesem de eninde sonunda ablasının bir vampir olduğunu öğrenecek."

"O zamana kadar bunu sır tutmak zorundayız, anlıyor musun?"

"Ama o senin kardeşin, bilmeye hakkı var."

"Neden onun bilmesini bu kadar çok istiyorsun? Yoksa kardeşimin kanına karşı iraden zayıflamaya mı başladı?"

"Saçma saçma konuşma, onu ıssırmam ben."

"Issıramazsın zaten, ama eğer yaparsan, karşında beni bulursun."

"Boş yere tehdit etme beni, böyle bir şey yapmam. Kardeşini benden korumana gerek yok, onun iyiliği için her şeyi yaparım."

"İyi, şimdi ben içeri gidiyorum. Şüphelenmesin bir şeyden."

"Tamam."

Ablam adımlarını eve doğru yönelttiğinde, şaşkınlıktan ne yapacağımı şaşırmış vaziyette bu koca çınarın arkasında saklanmaya devam ediyordum.

salvatoreHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin