11

146 15 11
                                    

Sabah garip ve sessizlik dolu bir kahvaltıdan sonra ablam işe, Cenan ise şirkete gitmişti.
Bu koca şatoda aklımı yiyip bitiren düşüncelerimle baş başa kalmıştım...

Dikkatimi önümdeki kitaba vermeye çalıştığımda okuduğum cümlenin altında yatan mânâ, hiç derdim yokmuş gibi geldi dert oldu bana.

"Çokça yağmur yağsa, temizlenir mi bu dünya?"
Demiş Özdemir Asaf.
İçimdeki hisler bu cümlenin altında ezilirken umutsuzca gözlerimi kaçırdım o sözcüklerden.

Temizlenmezdi.

Kitabı masamın üzerine bırakıp ayağa kalktım.
Şu birkaç gündür düşünmekten iyice bunalmıştım ve artık kendimi çok güçsüz hissediyordum.

Tek istediğim tüm bunların bir sonuca varmasıydı.
Belirsizlik beni öldürüyordu ve bu düşünmekten de beterdi.

Ablamın neden birden bire böyle yapmaya başladığını anlamıyordum.
Üstelik tek anlamadığım şey bu değildi.
Cenan'ın hikayesinde de kafama soru işareti bırakan noktalar vardı.
Mesela bana benzeyen veya belki de ben olan o vampir...
Gerçekten ben miydim yoksa bir başkası mı?

Peki ablam...
Ablam neden vampir olmuştu?

Derin bir nefes verdim.
Kafamın içinde savrulan bu soruları ve düşünceleri bir kenara bırakmalıydım.

Odamın kapısını açtım ve çıktıktan sonra kapıyı ardımdan kapattım.
Adımlarımı merdivene yönlendirdiğim esnada omzuma değen el ile duraksadım ve bakışlarımı arkama çevirdim.

"Arif."

"Senin şirkette olman gerekmiyor muydu?"

Karşımda gördüğüm adamla duraksamıştım.
Cenan şirkete gitmemiş miydi?

"Konuşmamız lazım birtanem, bu muğlaklıkla hiçbir şeye odaklanamayacağım yoksa."

Bileğimden tuttu.

"Gel benimle."

Onun beni yönlendirmesine izin verdiğimde çalışma odasına gittiğimizi anlamıştım.
Kapıyı arkamızdan kapattı ve yanıma geldi.
Çok yakınımda olduğunu fark etmemle karnıma yine o garip duyguların verdiği sızı girince gözlerimi onunkilere diktim.

"Ablanın bu tavırları hakkında..."

"Neler oluyor Cenan? Neden birden bire böyle oldu ki, anlayamıyorum."

"Ben de anlamıyorum, ama bunun altında kesin bir şey yatıyor Arif. Ablan bırak benimle uyumayı, aynı odayı benimle paylaşmaya bile tahammül edemez. Senin yanında bilerek öyle davranıyor. Ama neden öyle davranıyor bilmiyorum işte."

"Çok saçma..."

"Biliyorum güzelim. Saçma olduğunun farkına var diye seninle konuşmak istedim zaten. Kendi kendine farklı şeyler düşünüp üzülmeni istemiyorum."

"Bilmiyorum Cenan. Ablam böyle yapmaya devam ederse ona ihanet ediyormuşum gibi hissedeceğim."

"Saçmalama Arif, ihanetlik bir durum söz konusu bile olamaz."

"Umarım dediğin gibi olur..."

"Öyle, sen daha fazla bunu düşünüp üzme kendini."

"Peki."

Elini yanağıma koyduğunda gözlerimi huzurla kapattım.
Birkaç dakika boyunca beni o karanlık odanın içinde hasretini gidererek sevmesine izin verdim.
Yüzümün her bir yanına öpücüklerini bırakıyordu.

"Ablan birazdan gelecek, şimdilik temkinli olalım ne olur ne olmaz diye. Ben bu olayın arkasını araştıracağım, bulurum elbet ablanın neden böyle yaptığını."

salvatoreHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin