Her Şeyin Değiştiği Gece

149 12 13
                                    

Elizabeth yanlız yaşayan bir genç kızdı. Tek başına ev masraflarını ödemeye çalışıyordu. Yoğun geçen bir mesainin ardından sonunda evine gidiyordu. Bir an önce eve varıp kendini yatağa atmak istiyordu. Issız sokakta yalnız yürüyordu. Birden izlenildiğini hissetti. Etrafına baktı, sokak lambasının altındaki uçuşan sineklerden başka bir şey yoktu. Yürümeye devam etti. Birden karşısına çıkan adamla irkildi. Adam hızla ona yaklaşıp eliyle ağzını kapattı. "Eğer çığlık atarsan ne olacağını biliyorsun." dedi tehditkar bir sesle. Genç kız dolan gözleriyle başını olumlu anlamda salladı. "Ölmek istemiyorsan değerli tüm eşyalarını çıkart." diyerek tısladı adam. Genç kız üstünde ne var ne yoksa yere attı. Adam elini kızın ağzından çekmeden, diğer eliyle cebinden çakı çıkardı. Genç kız deli gibi kurtulmaya çalıştı panikle. Adamı göğsünden ittirmeye çalıştı ama başaramadı. Adam çakıyı kızın boğazına sapladı. Gen kız kanlar içerisinde yere yığıldı.  Her şey saniyeler içerisinde olmuştu. Adam panikle eşyaları cebine kattı. Kızın cansız bedenini sürükleyerek çöp konteynerine attı. Adam hızla uzaklaşırken cebinden yere kızın anahtarlığı düştü...

Yavaşça gözlerimi açtım, her şey bulanıktı. Başımdaki sancıyla inledim. Görüşüm netleştiği zaman etrafıma bakındım. Hastane odası gibi bir yerdi. Buraya nasıl geldiğimi hatırlamaya çalıştım ama sanki hafızam silinmiş gibiydi. Odaya doğru gelen ayak sesleriyle gözümü kapıya diktim. Hemşire olduğunu tahmin ettiğim bir kadın ve arkasında iki kişi daha vardı. "Kendini nasıl hissediyorsun, Başında ağrı var mı?" dedi hemşire baş ucumdaki serumla ilgilenirken.  Arkasındaki iki kişi yanıma yaklaştılar. "İyiyim. Bir şey sorabilir miyim, ben buraya nasıl geldim?" dedim. Hemşire ve tanımadığım iki kişi şaşkınca bana baktılar. Hemşire bana yaklaştı "hatırlamıyor musun?" dedi. Hayır anlamında kafamı sallayacakken başıma ani bir sancı girdi. Tanımadığım kadın bana yaklaşıp ellerimi tuttu. "Kızım iyi misin?" dedi endişeyle. Bir kadına baktım, birde ellerimi tutan ellerine. Ellerimi yavaşça çektiğimde bakışları değişti. Anlamaz gözlerle bana bakıyordu. "Pardon biriyle karıştırdınız sanırım." dedim. Şuan bende ne olduğunu çözemiyordum. 

Kadın endişeyle bir bana birde hemşireye bakıyordu, yanındaki genç çocukta aynı şekilde. Hemşire bazı sorular sordu ama hiç birini anlamadım. Hafızamı kaybettiğimi söyledi. Yakında geri gelebilirmiş ama uzunda sürebilirmiş. Bense hala şoktaydım. Tanımadığım bir kadın bana annem olduğunu söylüyor, yanındaki yine tanımadığım 20 li yaşlardaki çocukta kardeşim olduğunu söylüyor. Bir insan bu kadar büyük bir hafıza kaybı geçirebilir mi? Doktor birkaç ilaç yazıp geçmiş olsun diyerek çıktı.

Annem olduğunu idda eden kadına inanmasamda mecbur onlarla kalacaktım. Kadın oldukça zayıftı ve kıyafetleride eskiydi. Bakımsız görünüyordu ama aslında güzelde bir yüzü vardı. 40 larında olduğunu tahmin ediyordum. Yanımdaki benim yaşlarımda olan çocuğa baktım. Tip olarak annesi gibi beyaz tenli ve kumraldı. O da yamalı ve eski kıyafetler giyiyordu hatta onunkiler daha kötüydü. Şimdi bunlar cidden benim ailem miydi? Sonunda ev dedikleri eski barakaya gelmiştik. İçeri girdiğimde tuhaf bir koku burnuma çarptı sanki rutubet ve toz kokusu gibiydi. "Evet şimdi her şeyi anlatın bakalım, bana ne oldu?" dedim sabırsızlıkla.


Okuduğunuz için teşekkürler :)))





YabancıМесто, где живут истории. Откройте их для себя