Jisung, Minho'nun kendisini örtmek için battaniyeyi almasıyla uyandı. Klimayı hızla kapatıp panjurları açtı ve Minho'nun biraz sızlanmasına neden oldu. Kısa bir duş aldıktan sonra uyuyan çocuğun yanına çöktü.
"Minhooo uyan" sarışın omuzlarını salladı ama kıpırdamadı. "Minhooooo"
"Ne var"
"Uyan, kahvaltı hazırlayalım." Jisung onu kaldırdı. Minho'nun kulağı düştü ve geriye yaslanmak üzereydi ama diğeri bunu yapmasına engel oldu. "Uyan, duş al ve kahvaltı hazırla." ona kedi yamalı gömleğini ve bir havlu verdi. Daha sonra oturma odasına doğru yürüdü.
Yüzü ısındı.
Minho'yu yukarı çektiğinde adamın yakalı gömleği aşağı kayarak süt rengi sol omzunu açığa çıkardı. Jisung onu uyandırmaya devam etmeden önce gizlice yutkundu.
Birkaç kez yanaklarına tokat attı, "Ne oluyor Jisung, o bir kedi, bir kedi, bir kedi."
Minho'nun "Sungie" diye seslendiğini duydu. Döndüğünde adamın ıslak saçlarına ve kulaklarına bakarak çoktan duşunu aldığını gördü. "Neden kendine tokat atıyorsun?"
"Ah, bir şey yok." Jisung onu mutfağa çekti. "Aç mısın? Ne yemek istersin?"
Minho kafası karışmış bir şekilde ona baktı. Neden birdenbire nazik olmaya başladı? Ve birlikte kahvaltı mı hazırlayalım? Sabahları her zaman mısır gevreği yemiyorlar mı? Minho başını kaldırıp üstündeki dolaba baktı, "Mısır gevreği."
Sarışın başını salladı. "Hayır, hayır. Bugün boş olduğum için bir şeyler yapıyoruz. Haydi... peki ya kimchi yumurta tavasına? İstiridye mantarlı? Sanırım malzemeler burada var." buzdolabından birkaç yumurta çıkarırken sonuncusunu kendi kendine mırıldandı. Minho hâlâ kafası karışmış ve korkmuş bir halde mutfak tezgahının yanında duruyordu.
Birkaç dakika sonra heyecanla mutfak tezgahının üzerindeki malzemeleri sundu. "Hadi başlayalım!"
"Ama," diye başladı Minho ve Jisung başını hafifçe yana eğdi. "Nasıl olduğunu bilmiyorum..."
Diğeri kıkırdadı, "Sorun değil, sana göstereceğim, sen de bana biraz yardım edebilirsin."
Kedi çocuk alt dudağını hafifçe ısırdı ve göz temasından kaçındı, "Eğer... bir hata yaparsam Sungie sinirlenir..."
Yine göğsündeki ağrı geri geldi. Haklıydı, Minho ondan korkuyordu. "Min," içini çekti ve biraz gülümsedi, "Yapmayacağım, tamam mı? O gün için özür dilerim. Sadece... stresliydim sanırım."
Minho ondan korktuğunda neden incindiğini bilmiyordu. Çok mu kötü davrandı?
Omzu biraz çöktü ve sırtı Minho'ya dönük olacak şekilde ocağı açtı. Biraz yağ sürerken arkasında bir varlık hissetti. Kedi çocuk yüksek ses karşısında irkilip Jisung'un gömleğini kavradığında yüzünde küçük bir gülümseme oluştu. "Acıyacak mı?"
"Hayır, sadece yumurta pişireceğim. Ocağa yaklaşmazsan zararı olmaz."
Başını salladı, "Peki ya Sungie?"
"Alıştım."
Minho tekrar konuşmadan önce bir an tereddüt etti, "Ne yardımcı olabilirim?"
...........
"İyi mi?" Jisung, Minho'nun birlikte hazırladıkları brunch'ı tamamen yemesini bekledi. Kedi çocuk bir ısırık daha alarak şiddetle başını salladı.
Jisung rahat bir nefes aldı ve derin bir nefes aldı. "Bugün ne yapmak istiyorsun?"
Diğeri cevap vermedi, sadece yemeğine odaklandı.
