"Artık tamamlandık!" Hyunjin coşkuyla tezahürat yaptı. Diğer yedi üye de ona katıldı. Nihayet ebeveynlerinin evinde iki hafta kaldıktan sonra dairesine döndüler. Oldukça üzücüydü. Hem o hem de Minho orada kalmaktan gerçekten keyif aldılar.
Özellikle de Minho. Bütün iki hafta boyunca Jisung onu dışarı çıkardı ve hatta söz verdiği gibi onu sahile bile götürdü. Anne ve babasıyla birlikte bir gece parkında pikniğe gittikleri bir gün vardı ve bu, sanki kendi ailesiyle vakit geçiriyormuş gibi güzel bir duyguydu.
Şimdi yine Seungjin'in çatısındalar. Eğer ilki iyi sonuçlanmadıysa, Minho bunun biteceğinden emin oldu. Yanında bu yedi çocuğun olması gerçekten mutluluk getiriyordu. Jisung onlarla arkadaş olduğu için şanslıydı ve şimdi Minho da onlara katıldığı için her şey tamamlanmış gibi geliyor.
Yiyeceği almak üzereyken Jisung çoktan kasesine biraz koymuştu. Yukarı baktı ve adamın seçim yapmak için elini hareket ettirip ona vermesini izledi. Yüzünde küçük bir gülümseme belirdi. "Yiyip bitirmek." sarışın işaret etti. Minho başını salladı ve Jeongin ilk içkiyi aldığında yemeye başladılar.
İlk seferki gibi sıcaktı ama artık aralarında soğuk bir atmosfer kalmamıştı. Jisung her zamanki gibi kaotik ve şen şakrak bir tavır takınırken, Minho ara sıra bir şey dökeceğinden korktuğu için onu sakinleştirmek zorunda kalıyordu.
Akşam yemeğinin ortasında Changbin aniden "Birlikte hiç tatil yapmadık" dedi. Hyunjin kabul ettiğinin bir işareti olarak başını salladı. "Yeniden başlamadan önce bir ay daha zamanın var, böylece ne zaman istersen plan yapabiliriz."
"Fakat çok geçmeden ailemin evinden yeni döndük." Jisung neredeyse anında söyledi. Bir saniye içinde her yerde sırıtışlar ve sinsi sırıtışlarla karşılaştı. "Ne?"
"Yorgun musun?" Jeongin kıkırdadı.
Farkına varınca gözleri büyüdü. "Seni pis fikirli çocuk! Randevu almak için etrafta dolaştık ve evde kaldık." kaşlarını çattı ama yine de o cılız yüzler ortaya çıkmamıştı. "Bil bakalım ne düşünüyorsun." yanındaki Minho sadece gülerken o da ofladı.
"Sungie bu aralar utangaç, nedenini bilmiyorum." erkek arkadaşından masum bir gülümsemeyle cevapladığı bir bakış aldı. Herkesin bilmediği şey, o gülümsemenin arkasında kurnaz bir teaser olduğuydu. Hepsi dizilerdeki erkek başroller sayesinde.
Keşke bilseler.
"Ama nereye gideceğiz?" Neyse ki Seungmin konuyu değiştirerek Jisung'u utançtan kurtardı.
Chan bir süre sessiz kaldıktan sonra, "Changbin'in yanında bir yer bulacağım. Hala yapacak işlerim olduğundan buradan çok uzakta olmamalı" diye konuştu. "Changbin'de de var."
Felix ağzı dolu bir şekilde ona döndü. "İşlerin var mı?"
Esmer olan başını salladı. "Sana söylemedim mi?"
"Bana işlerden hiç bahsetmedin!"
"Changbin bu gece kanepede uyuyor." Hyunjin kıkırdadı. "Ah durun, birlikte yaşamıyorlar."
"Öyleler, bu arada Chan hyung ile yaşıyorum bu yüzden ev boş." Jeongin araya girdi.
Felix kaşlarını çattı, "Öyle olsun."
"Altı!"
"Kanepe yaralandı, Changbin de acıyacak." Minho, Jisung'un somurtmasının kazandığını söyledi. Sadece onların bildiği bir hikaye. "En azından yerde uyumasına izin ver."
"Evet! Ben sana ne yaptım?!"
"Deneyeceğim," diye güldü Felix ve meleze bir beşlik çaktı. "Minho bugünlerde alınganlaşıyor."
