41🐾

261 45 19
                                    

Ertesi sabah uyandığında Minho yeniden bir kediye dönüştü. Jisung derin bir iç çekti.

"Nane..."

Minik kedi Jisung'un kucağına doğru hareket ederek tüy yumağı gibi kıvrıldı. Doğrusunu söylemek gerekirse Minho tekrar kedi formuna geçtiğinde biraz üzülmüştü. Gerçekten insanla etkileşime geçmek istiyordu.

Kediyi alıp sırt üstü yatırdı ve Nane'yi göğsüne yerleştirdi.

İşte o zaman kedinin titrediğini fark etti.

Tekrar ayağa kalkıp ateşini kontrol ederken içinden küfretti.

"Soğuk algınlığına mı yakalandın?!"

"Meow..."

"Ah, dün gece sana sarılma konusunda ne dedim-" Nane ona köpek yavrusu gözleriyle baktı. Bir kedi olduğu için bunun köpek yavrusu gözleri olarak sayılıp sayılmayacağından emin değildi ama Nane'nin tek bildiği üzgün olduğuydu. Jisung'un kalbi yumuşadı.

Ateşi biraz düştü bu yüzden Minho'yu doktora götürmenin harika olacağını düşündü.

Ama sonra aklına başka bir düşünce gelir.

"Seni hastaneye mi yoksa veterinere mi götürmeliyim?"

..................

Kedi mevcut formunda kalmak istediğinden Jisung onu veterinere götürdü. Hızlı bir kahvaltı yaptıktan sonra evden çıktılar. Nane daha erkenden yemek yemeyi reddetti ve bu da Jisung'u daha çok endişelendirdi.

Veteriner Nane'yi masaya koyup ateşini kontrol etti. Bir kedi için oldukça yüksekti. Reçeteleri aldıktan sonra Nane'yi eve getirerek ilaçlarını yedirmeye çalıştı.

Ama yine reddetti.

Jisung iyice paniğe kapılmaya başladı. Arkadaşlarından, kedilerinin belli bir virüs yüzünden öldüğüne ve öncesinde ateşlerinin çıktığına ve yemek yemek istemediklerine dair pek çok hikaye duymuştu. Soğuk Jisung'un kendisinden ya da dün geceki soğukluktan kaynaklanmış olabilir ama başka olasılıklar da var.

"Nane lütfen.." diye yalvardı, neredeyse ağlamak üzereydi. "Eğer... eğer yemek istemiyorsan o zaman yerini değiştir, en azından ne yapacağımı biliyorum."

Ne yazık ki yine görmezden gelindi.

"Tamam o zaman..." diye mırıldandı sarışın, Nane'yi daha küçük bir battaniyeye sararak onu sıcak tutarken. "Hyunjin ve Seungmin'e sorarsam hâlâ oturuma gitmem gerekiyor-" Seungmin'in bugün son ödevini aldığını hatırlayınca durdu. "Ya da Felix ve Changbin hyung. Hayır onlar da evde değiller." yüzünü avuçladı.

Telefonunu almak için dışarı çıktı. Nane Jisung yanından ayrıldığında yavaşça üzerindeki battaniyeyi kaldırdı ve yerden atlamaya çalıştı. Yanlış tarafa düşerse korkarak insana dönüştü.

Ağrı hemen başına vurdu. Minho elini başına koyarken irkildi, gözleri acıya dayanmak için kapalıydı ve başı öne eğikti. Küçük bir inilti çıkarması dayanılmazdı.

Jisung odaya girdiğinde nefesi kesildi. "M-minho.."

Minho'nun bir şey söyleyecek hali yoktu. Başını aşağıda tutarak hafifçe sızlandı.

"Acıtıyor..."

"Um... uh..." Jisung bir mendil bulmak için etrafına baktı ama onun yerine bir havlu aldı. Minho'yu kaldırıp banyoya götürdü. Çocuk neredeyse ayağa kalkacaktı, bu yüzden kollarını Jisung'un beline doladı ve daha sonra yüzünü omzuna sakladı. Jisung teninde sıcak nefesi hissedebiliyordu. "Nasıl bu kadar hastalandın, Min?"

ᜊ Cat Boy || Minsung Where stories live. Discover now