𝐈𝐈

376 59 142
                                    

Eger bolumun numarasi kalin puntoluysa hazirlikli gelin canlarim

ya smut vardir ya olmasi gerektiginden baya agirdir.





























(...)

İnanamayarak  geri sordum, "Ne yapmış dedin?"

"Tüm okuldaki öğrencileri öldürmüş. Müdire de dahil. Kaçabilen tek öğrenci de merkezi aradı."

"Chan, bunun benimle ne alakası var?"

"Psikiyatrist değil misin be Minho! Öldürelim mi o öğrenciyi orada?"

Çıkıştım, "Gerekiyorsa evet. Üzgünüm ama katillerle ilgilenmiyorum." Tam telefonu kapatacakken "Dur," dedi. "Görevlendirmen var unuttun mu? Gelmek zorundasın acele et. 5 dakikaya merkezden araba varacakmış." Ardından yüzüme kapattı.

Günün yorgunluğunu atmak yerine 'seri katil' ile uğraşacak olmam içimi titretse de orada yalnız olmayacağım gerçeği bir nebze olsun rahatlatmıştı beni.

Elimi masaya vurarak kalkıp kapının yanındaki askılığa doğru yürüdüm. Yine de korkuyordum. Ya birden öne atılıp bıçaklarsa? Hayır Minho, kötüyü anmamalısın. Yoksa peşinden gelir.

Koyu kahverengi kabanımı giyip odanın ışığını kapatmamın ardından hızlı bir şekilde merdivenlerden indim. Sekretere bile bakmadan dışarı çıktığımda duyduğum korna sesiyle bakışlarımı o yöne çevirdim. Konuşmanın üzerinden daha 2 dakika bile tam geçmemesine rağmen merkezden araba gelmişti. Sağıma ve soluma bakıp karşıya geçtim. Ardından camı açan Seungmin'le durdum. "Ön boş gel"

Arabanın arkasından dolaşıp ön koltuğa geçtim. Kapıyı sert bir şekilde kapatıp emniyet kemerimi takarken vitesi değiştiriyordu. "Saat akşam 6 ve yeni seanstan çıktım. Eve gidip uyuyacaktım. Çok sinir bozucu bir şey."

"İyi yönünden bak. Maaşına zam yapılır." dedi arabayı hareket ettirirken.

İç çekip başka bir şey sordum, "Hangi okul? Lise mi?"

"Hayır üniversite. Yonsei Üniversitesi." Anladığımı göstermek için başımı salladım. "Esir tuttuğu çocuğu da öldürmüştür çoktan." Dikiz aynasına bakarken direksiyonu ters yönde çevirmeye başladı. Bir yandan da cevap verdi, "Bana da öyle geliyor. Yanımda fazladan gaz maskesi aldım bagajda. Buram buram ceset kokuyordur."

"İçeri mümkünse adımımı atmayacağım."

Kıkırdadı, "Niye lan korktun mu?"

Göz devirdim, "Sanki sen hiç korkmuyorsun baksana elin ayağın titriyor nasıl süreceksin?"

"Bu psikolog tavırların da çok oldu ha."

🌀

"Buldum seni!" dedi yerde sürüdüğü satırını önüne alırken. "Benden niye kaçıyorsun sevgilim! Biz birbirimizi çok seviyoruz!"

Duraksadı. Nefesi hızlanırken gözlerini başka yere odaklayıp "Bunu yapmamalıydın, o sinirlendi! Sen onu sinirlendirdin!" diye bağırmaya başladı.

Oysa daha saniyeler önce mutlu bir ses tonuyla konuşmuştu.

Karşısındaki genç kurtulmaya bu kadar yaklaşmışken ölmeye niyeti var gibi gözükmüyordu. 

Bir zamanlar o ağaçlar yaprak döküyordu ve güzel okulun bahçesini süslüyordu. Şimdi süsleyen şey sadece kanlar ve cesetlerdi.

lethal | minsungWhere stories live. Discover now